saniyenur
Wed 18 July 2012, 08:26 pm GMT +0200
Kadınlık, Hz. Muhammet!'e Neler Borçludur?
Allah'ın rasulü Hz. Muhammed'ın aile hayatındaki yüksek vasıfları insanoğluna yeni hayat standartları getirdi. Evlilik müessesini arındırdı, kadının; kız evlat,hamm ve anne olarak statüsünü yükseltti ve insanoğlunu cehaletin karanlığından bilginin aydınlığına çıkardı, insanlar, evliliğin aslî amaç ve hedefini unut: muşlar ve bu konuda tabii olmayan sapık yollara
girmişlerdi. Kadınlığın iffeti, mütevaziliği ve sadeliği unutulmuş ve onların, insanların gözünde hiçbir değeri kalmamıştı. Aslında kadın, erkeklerin zevk ve eğlencelerinde bir oyuncak ve bir nesne olarak niteleniyordu. Hatta bazıları şeref ve itibarlarını düşüreceği inancıyla kız çocuklarını öldürüyorlardı. Kadın bir mal gibi babadan miras kalıyor ve oğlu, babasından kalan dulları kendi karısı olarak alıyordu. Kadınlık şerefini zedeleyici bu ve benzeri davranışlar bütün insan neslini yutuyor, evlilik kurumunun değerini azaltıyor ve tam bir maskaralığa dönüştürüyordu.
Çocuğun Kız Olmasının Sonuçlan: Kız çocuğunun doğumu bir utanç olarak kabul ediliyor ve baba, böylesi haberler yüzünden sıkıntı duyuyordu. Kur'an-ı kerim, babanın bu türden haberleri duyduğundaki hislerini şöyle tasvir eder: "Aralarından birine bir kızı olduğu müjde-lendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı halkından gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar." (16:58-59) Zuhruf suresinde ise benzer tablolar çizilir.: Ama Rahman olan Allah'a is-nad ettikleri kız evlat kendilerinden birine müjdelendiği zaman, onun yüzü simsiyah kesilir, öfkesinden yutkunup durur."(43:17).
Cariyelerle Fuhuş: Bu da o dönemde sık rastlanan ahlâk dışı ve tüyler ürpertici uygulamalardan biriydi, insanlar cariyelerini fuhuşa zorluyorlar ve onun kazancı ile yaşıyorlardı. Rasu-lullah bu tür uygulamalara son verip toplumu iğrenç ve ahlâk dışı böyle hareketlerden temizledi. Kur'an-ı Kerim'deki şu ayetlerle insanlar ikaz edilirler:" Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, iffetli'olmak isteyen cariyer lerinizi fuhuşa zorlamayın ...." (24:33).
Kadınlar,kredi karşılığında tefecilere rehin bırakılıyor ve para ödendiğinde geri alınabiliyordu. Bu da cahili toplumlarda Hz. Muhammed'in risaleti öncesi kadının ve evlilik müessesesinin aşırı bir tarzda ayaklar altına alındığını göstermektedir.
Kız Çocuklar inırHÖl dürülmesi: Rasulullah'a, kız çocuklarının öldürülmesini gayri meşru sayarak tamamen yasakladı ve bu adeti kaldırdı, "...fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizi de onlan da biz besliyoruz. ..." (6:151)- İsra Suresinde şöyle buyrulur:" Çocuklarınızı fakirlik korkusuyla öldürmeyin. Biz onlara da size de nzık veririz. Onları öldürmek şüphesiz büyük bir günahtır. "(17:31). Tekvir Suresinde ise böyle suçlar işleyen insanların Hesap Gününde cezalandırılacakları ihtar edilir: "Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza: ' Hangi günah (!) yüzünden Öldürüldü?' diye ."(81:8-9). Son ayet-i kerime, çocukları Öldürmenin yanlışlığını ve bu suçun cezasının şiddetini beyinlere nakşediyor. Allah katında bu, o kadar iğrenç ve nefreti mucip bir hareketti ki, katiller tamamen cahil kabul edilip, niye Öldürüldüğü masum kız çocuğundan sorulacaktır. Bu ayet bütün insanlara, özellikle de cahilliyye dönemi Araplarma hitap etmektedir. Çünkü onlar, ahlak kurallarının bozulduğu, en alt seviyeye düştüğü bir dönemde kız çocuklarını kendi elleriyle öldürdüler ve cahilliklerinden dolayı ısrarla, Hz. Muhammed'ın getirdiği sosyal ve ahlaki hususlardaki düzenlemeleri reddettiler. Aynı zamanda bu korkunç suçun cezasız bırakılmayacağı ihtarı veriliyordu. İslam, insanlığa nimetlerinin bir belirtisi olarak yalnızca bu tür iğrenç suçlara toplum içinde son vermekle kalmamış, kız çocuğu doğmasının utanılacak bir olay olduğu inancını da zihinlerinden kazımıştır.
Bununla birlikte islâm, kız çocuğuna daha iyi davranmayı, iyi bir eğitim vermeyi, ev kadım ve anne olarak güzelce terbiye etmeyi büyük bir fazilet, takva ve ibadet ile ilgili bir davranış olarak kabul etmiştir. Siyer ve hadis kitaplarında yer aldığı gibi Rasûlullah, söz ve davranışlarıyla halkın bu konuyla İlgili görüşlerini bütünüyle değiştirmiştir.