- Kadınların Haklarının Korunması

Adsense kodları


Kadınların Haklarının Korunması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Wed 18 July 2012, 07:43 pm GMT +0200
Kadınların Haklarının Korunması

İslâm, kadına yalnızca insanlık tarihiyle başla­yan haklarını vermekle kalmamış, bunun yanında erkeklerden gelecek tecavüzlere karşı kadın haklarım himaye ermiştir. Açık bir biçim­de tecrübeler göstermiştir ki, bilinen genel prensipler içinde kadınlar kocalarıyla aynı hak­lara sahiptirler. (2:228). Bu hakların ihlali gayri meşrudur. Kadınlar bu durumda kocanın tek so­rumluluğu olan bu haklarının korunmasını is­terler. (2:220-226 ve 4:34). Mehir isteme hak­lan vardır. (2:236-237) ve (4:19-20) ki, bu da evliliğin şartlarındandır. (4:24-25).

Kadın, kocasının birden fazla evlenmesinde adalet mecburiyeti getirilerek korunmuştur. Eğer, koca, İslâm kanunlarının öngördüğü şekilde hanımlar arasında adaleti sağlayamayacaksa birden fazla kadınla evlenmesi yasak­lanmıştır. (4:3 ve 129) Kocanın, hanımım me­rak içinde bırakması yasaklanmış (4:129) ve eğer erkek boşanmakta kararlı ise, bunu dostça ve kadına hiçbir zarar ve ziyan vermeksizin yap­malıdır. (2:229-231). Aynı şekilde kadın her halükârda kocasıyla birlikte yaşamıyorsa boşanma hakkına sahiptir (hul'u). Buna rağmen onlara tamamıyla aynlmadan önce meseleyi bir hakime havale etmeleri tavsiye edilmiştir. (4:35).

Kadın, kocasını seçmekte tam bir serbestliğe sahiptir. Hiç kimse onu isteği dışında evlendiremez. Konumuz ile ilgili hadisi Neseî, Hz. Aişe (r.anha)'dan şöyle nakleder: "Genç bir kız, Aişe'nin yanma girdi ve: 'Babam beni isteme­diğim halde kardeşinin oğluna verdi. Benimle, onun i'tibarsızhğmı kaldıracak.' dedi. Aişe: 'Peygamber gelinceye kadar otur.' dedi. Daha sonra Peygamber geldi ve kız O'na (olayı) an­lattı. Bunun üzerine Peygamber kızın babası­na haber gönderdi ve onu çağırttı. O da, emri kıza bıraktı. Kız: 'Ey Allah'ın Rasulü! Babamın yaptığına razıyım; lâkin ben babaların bu işte rolleri olmadığını kadınlara öğretmek istedim.' dedi." (Buhari).Babanın veya velinin, kızlarını zorla evlendiremeyecekleri bu hadisle te'yid edilmiş oluyor. Berîre adındaki bir cariye Mu-giys adını taşıyan bir köle ile evliydi. Bir müddet sonra Berîre azâd edildi ve bir kölenin nikâhı altında kalmayı reddetti. Aişe (r. an-ha)'dan rivayet edilen hadiste: "Berîre azad ol­duğu vakit kocasında kalıp kalmamak hususun­da muhayyer bırakıldı." denilmiştir.

Bu da İslam'ın kadın haklarını nasıl koru­duğunu açıkça göstermektedir. Halifeliği döne­minde Hz. Ömer'in hanımı ile ilgili olan şu olay meseleye daha bir açıklık kazandırmaktadır. Peygamber döneminde kadınlar namaz için mescide gitmeye alışmışlardı. Bununla birlikte Hz. Ömer, halifeliği döneminde kadınların ev­lerinden dışarı çıkmasının uygun olmayacağını düşünüyordu. Ancak Peygamber'in bu duru­ma müsaade ettiğini bildiğinden kısıtlamaya gitmeyi de muvafık bulmuyordu. Hanımı Atike bu müsaadenin verdiği rahatlıkla namazlarını cemaatle kılıyordu. Bİrgün Ömer (r.a) şöyle de­di: "Bilirsin ki ben böyle bir şeyi sevmem." O da: "Vallahi sen beni nehyetmedikçe ben de git­mekten vazgeçmem." (Buhari).

Bu misaller göstermektedir ki, İslam toplumunda kadın haklan nasslarla koruma altına alınmış ve saygı görmüştür. Kadınlar ve erkekler toplu­mun saadeti için ortak bir ruh hali ile birlikte çalışırlar. İkisi arasında fıtratlarında var olan farkh çok az mesele vardır ki, onlar da sosyal hayattaki ahenk ve uyuma renk katarlar.