- Kadınlar arasında adalet azil

Adsense kodları


Kadınlar arasında adalet azil

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Sun 9 January 2011, 04:04 pm GMT +0200
Kadınlar Arasında Adalet, Azil, Ğayle, Baş Kaldırma, Şart Koşma, Hadım Olma Ve Diğer Meseleler


4258- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Her kimin iki karısı olup da, birine daha fazla meylederse, Kıyamet gününde vücudu­nun bir tarafı düşük (eğik) gelir."[198]

 

4259- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, gecelerini hanımları arasında adaletle taksim yapardı ve şöyle derdi:

"Allahım, bu benim elimden geldiğince taksimatımdır. Senin gücün yetip de benim gücümün yetmediği hususlarda beni kına­ma!"

(Gücümün yetmediği ile) —Kalbini kas­tediyor.— [İkisi de Sünen ashabına aittir.][199]

 

4260- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

"Ben, Sevde'den daha karakterinde olmayı istediğim bir kadın görmedim. Yaşla­nınca dedi ki:

«Ey Allah'ın Resulü! Benim nöbetimi Âi-şe'ye veriyorum.»

Ondan sonra Allah Resulü sallallahu aley­hi ve sellem Âişe'ye bir gün kendi günü bir gün de Sevde'nin günü olmak üzere iki gün ayırıyordu."[200]

 

4261- Diğer rivayet:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in, Hatice'den sonra aldığı ilk hanım o (Şevde) İdi." [Buhârî ile Müslim][201]

 

4262- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir şey yüzünden Safiyye bint Huyey'e kırıl­mıştı.

(Safiyye) Âişe'ye dedi ki:

«Ey Âişe! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i benden razı et, sana günümü vere­yim."

«Olur» dedi ve onun zaferanla boyalı olan örtüsünü aldı. Kokusunun kokması için de üzerine su serpti ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında oturdu. Şöyle bu­yurdu:

«Ey Âişe! Benden uzak dur, bugün senin günün değildir.»

«Bu, Allah'ın dilediğine ihsan ettiği bir lütfudur» dedi ve (kendisi ile Safiyye arasın­da geçen) durumu anlattı. Ondan sonra Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem Safiy­ye'den razı oldu." [ibn Mâce][202]

 

4263- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in dokuz hanımı vardı. Aralarında günleri pay­laştırdığında, birincisine ancak dokuz günde bir gidebiliyordu. Her gece hanımları sıra ki-

min ise onun evinde toplaşırlardı —(Bir defa­sında)- Âişe'nin evindeydi. Zeyneb de geldi ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ona elini uzattı. Âişe: «Bu Zeyneb'dir» deyin­ce, elini çekti. İkisi söz düellosu yaptılar ve nihayet birbirlerinin yüzlerine toprak attılar. Namaza da kamet getirilmişti. Ebû Bekr ora­dan geçiyordu ve onların konuştuklarını duy­du ve Allah Resulüne sallallahu aleyhi ve sel-lem'e bildirdi: «Haydi çık ey Allah'ın Resulü ve (o ikisinin) ağızlarına toprak saç!»" [Müslim][203]

 

4264- Enes radiyallahu anh'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gece-gündüz aynı saatler içinde onbir kadın­dan ibaret olan bütün hanımlarını dolaşırdı. Enes'e sordular:

«Onun buna gücü yeter miydi?» «Biz aramızda ona otuz kişilik (cima) kuvveti verildiğinden söz ederdik» dedi."

[Buhârî][204]

 

4265- Enes radiyallahu anh'dan "Sünnettendir: Kişi dul üstüne bir kızla (bakire ile) evlendiği zaman önce yedi gün onun yanında kalır, sonra taksim edip günleri sıraya koyar. Dul aldığı zaman ise, önce üç gün onun yanında kalır, sonra günleri sıraya koyar." [Nesâî hariç, Altı hadis imamı][205]

 

4266- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ümmü Seleme ile evlendiği zaman, yanında üç gün kalıp şöyle dedi:

«Senin ailene karşı bir küçümseme sözkonusu değil. İstersen günleri yediliyeyim, eğer senin yanında yedigün kalırsam, diğer hanım­larımın yanında da yedi gün kalırım»."[206]

 

4267- Diğer rivayet:

"İstersen senin yanında yedi gün kalayım; istersen üç gün kalayım da sonra dolaşayım."

Ümmü Seleme dedi ki: "Üç gün kaldı son­ra diğer hanımlarını dolaştı."[207]

 

4268- Diğer rivayet:

"Çıkmak istediği zaman (Ümmü Seleme) elbisesine yapıştı, bunun üzerine şöyle buyur­du:

«İstersen daha çok kalayım. Ama seni he­saba katarım. Şöyleki kızın yanında yedi; du­lun yanında üç gün kalınır»." [Mâlik, Müslim, Ebû Davûd ve Nesâî.][208]

 

4269- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile Benî Mustalik savaşına çıktık. Arap esirle­rinden birçok esir ele geçirdik. Bekârlık başı­mıza vurdu, canımız kadın istedi. Ve azil yap­mak istedik. Ama dedik ki:

«Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem aramızdayken ona sormadan azil yapmak ya­kışık almaz. Bari ona soralım da öyle yapa­lım.» Sorduk; şöyle buyurdu:

«Yapmanızda hiçbir sakınca yoktur. Eğer kıyamete kadar canlı bir varlık yaratılıp mey­dana gelecekse mutlaka yaratılıp meydana gelir. Olacak olur (Azil yapmakla önüne geçe­mezsiniz)»." [Altı hadis imamı.][209]

 

4270- Diğer rivayet: "Bir adam dedi ki: «Yâ Resûlallah, yanımda bir cariye vardır.

Ondan çocuğumun olmasını istemediğim için azil yapıyorum. Yahudiler, azlin 'diri diri top­rağa kız gömmenin küçüğüdür' diyorlar. Ne dersiniz?» Şöyle buyurdu:

«Yahudiler yalan söylüyorlar. Eğer Allah onu yaratmak isterse, sen onu önleyemez­sin»."[210]

 

4271- Ömer radiyallahu anh'dan: "Birtakım adamlara ne oluyor ki, cariyeleriyle cinsî ilişkide bulunuyorlar sonra azil ya­pıyorlar. Bir cariye bana gelip de eğer efendi­sinin onunla cinsî ilişkide bulunduğunu itiraf ederse, doğacak çocuğu mutlaka efendisi üze­rine kaydederim. Ondan sonra isterseniz azil yapm, isterseniz azli terk edin (çocuk yapın)."[211]

 

4272- Diğer rivayette "azil"in yerine şöy­le geçmektedir: "Sonra (çocuk sahibi olmak istedikleri) cariyelerin dışarı çıkmalarına mü­saade ediyorlar." [Malik][212]

 

4273- Ömer radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, izni olmadan hür kadına karşı azil yapmaktan nehyetmiştir." [İbn Mâce][213]

 

4274-Esmâ bint Yezîd radiyallahu an-hâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem buyurdu:)

"Çocuklarınızı gizlice (dolaylı olarak) öl­dürmeyin. Çünkü kadın emzikli iken onunla cinsel ilişkide bulunmak, adeta süvariye arka­dan saldırıp onu atından alaşağı etmeye (ben­zer)." |EbûDâvud][214]

 

4275- Cüzeme bint Vehb radiyallahu an-hâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem buyurdu:)

"Süt emzirirken kadınla cinsî ilişkide bu­lunmaktan alıkoymak istedim; fakat sonra Farisîler ve Rumların bunu yaptıklarını ve bunun çocuklarına zarar vermediği bana an­latıldı (da onun için ondan ümmetimi alıkoy­madım)." |Buhârî hariç, Altı hadis imamı][215]

 

4276- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Eğer bir kadın kocasından geçimsizli­ğinden veya yüz çevirmesinden korkarsa..." mealindeki âyetin (Nisa 128) tefsiri hakkında şöyle dedi:

"Kişi, (kanları içinde bir) hanımında yaş­lılık ya da başka bir kusur görür ve onu bırak­mak ister. Kadın da ona der ki:

«Beni bırakma (boşama, yanında) tut, ba­na istediğin kadar (az) sıra ver.» Böylece on­lar anlaşırlar. İşte böyle bir anlaşmada her­hangi bir sakınca yoktur." [Buhârî ile Müslim][216]

 

4277- el-A'şâ el-Mâzinî radiyallahu anh'­dan:

"O, Hicr'den Receb ayında ailesinin rız­kını temin etmek için yola çıktı. Karısı Mu-âze ise, baş kaldırarak ondan kaçıp kendilerinden olan Mutarrif adındaki bir adama sığındı.Adam seferden dönünce, onu göremedi.Kendisine isyan edip kaçtığını ve halen Mutarrif’in  yanında kaldığını ona bildirdiler.Hemen gidip onu ondan istedi.Adam:”O yanımda yoktur.Olsaydı bile sana vermezdim” deyince, doğru Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti, ona sığınıp şöyle demeye başladı: “Ey  insanların maliki ve Arapların Deyyanı! Recep ayında  sokaklardan bir sokağa, yollardan bir yola sabah erkenden çoluk çocuğumun rızkını temin etmek için çıktım.Arkamda niza ve kaçışlar oldu.(Karım) ahde muhalefet etti, günah irtikap etti.Onlar (kadınlar kendilerine) galip  olanlara  bile galip olacak kadar kötüdürler.” Allah Resülü sallallahu ve sellem de: “Onlar galip gelenlere galip gelecek kadar kötüdürler” buyurdu  ve Peygamber sallallahu  aleyhi ve sellem Mutarrif’e mektup yazdı.Dedi ki: “Bunun karısı Muaze’yi beklet; gelince  bana ver.” Ona mektup ulaşınca, şöyle dedi: “Ben seni ona geri teslim edeceğim.”

Kadın: “Beni cezalandırmayacağına dair Peygamber zimmetiyle birlikte bir söz al!” dedi.Mutarrif ondan söz aldı ve karısını kendisine geri verdi.”

[Abdullah bin Ahmed (Zevaidu’l-Müsned’de) uzun bir metinle.][217]

 

4278- Ömer radiyallahu anh’dan, dedi ki: “Bir adam bir kadınla evlenir de kadın, nikah sırasında kendi şehrinden dışarı çıkartmasını kocasına şart koşmuş olursa, kadının rızası olmaksızın onu kendi şehrinden dışarı çıkaramaz.”[Tirmizi][218]

 

4279- Onun (Tirmizi’nin )  Ali’den de şöyle bir rivayeti vardır:

“Allah’ın şartı, kadının şartından da, onu şartını kabul eden erkeğin şartından da önce gelir.”[219] 

 

4280- Sa’d radiyallahu anh’dan:

“Eğer Allah Resulü  sallallahu  aleyhi ve sellem, Osman ibn Maz’un’a  bekar  kalmasını yasaklamasaydı, biz hepimiz hadım olurduk.” [Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai][220]

 

4281- Semure radiyallahu anh’dan:

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, tebettülü  (evlenmemeyi) yasaklamıştır.”

Katade, şu ayeti okudu: “and olsun ki biz senden önce peygamberler gönderdik ve onlara eşler ve çocuklar verdik.” (Ra’d 38) [Tirmizi ve Nesai][221]

 

4282- İbn Mes’ud radiyallahu anh’dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem  buyurdu:)

“Kadın kadınla (bir örtü altında) sürtüşüp de  sonra kocasına anlatmasın, çünkü kocası sanki  ona (anlattığı kadına) bakar gibi olur.” [Ebu Davud ve Tirmizi][222]

 

4283- İbn Mes’ud  radiyallahu anh’dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

“Biriniz ailesine geldiği zaman (cinsi ilişki kurarken) örtünsün.İki devenin soyunması gibi soyunmasınlar.”

[Bezzar leyyin  bir senedle.][223]

4284- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan;

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet gününde mertebe bakımından Allah indinde en kötü insan, karı koca birbir­lerine bir sır söylerler de, sonra onlardan bi­risi ötekinin sırrını ifşa eder."

[Müslim ve Ebû Dâvud.][224]

4285- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kadının lezzeti ile erkeğin lezzetinin üs­tünlüğü iğnenin çamurda bıraktığı iz gibidir. Ne var ki Allah onları (kadınları kendilerine ihsan ettiği) haya sebebiyle örtüyor."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta isnadında Ahmed bin Ali bin Şevdeb vardır.][225]

4286- Selmân radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim hizmetçi kadınlardan nikâhsız fay­dalanır, onlar da bu sebeple fahişe olurlarsa, onların günahlarından hiç bir şey eksilmeksi-zin, o adama onların günahları gibi günah yazdır." [Bezzâr, zayıf bir senedle.][226]

 

4287- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim hanımı ile hayızlı iken cinsî ilişki kurarsa ve bundan bir çocuk olup da cüzzama yakalanırsa, o kimse, kendisinden başka hiç kimseyi asla suçlamasın."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyin bir senedle.][227]

 

4288-  İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Dedi ki:

"Hadım olan (evli) kişiye bir yıl mühlet verilir; eğer bir yıl zarfında kadına ulaşabilir-se ne âlâ, aksi halde ayrılırlar; fakat kadın mehrini alır." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr.][228]

 

4289- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kadın, gebeliğinden doğuruncaya kadar ve doğurduktan çocuğu sütten ayınncaya ka­dar, Allah yolunda nöbet tutan gibidir. O süre içinde ölürse şehit ecrini alır."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'ât zayıf ha senedle.][229]


[198] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2133), Tırmızî (1141). Ham (işretti'n-nisâ 2, VII, 63) ve İbn Mâce (no. 1969\ Kim­de an'in Nadr b. En es an Besîr b. Nehîk an Ebi Hmry-re asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnadı hakkında açık bir hüküm vermenâfâL

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260.

[199] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2134), Tirmizî (no. 1140). Nesâî (işretu 'n-nisâ 2, VII, 64) ve İbn Mâce (no. 1971). Eyyûb an Ebî Kilâbe an Abdillah b. Yezîd el-Habm~ Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Mahfuz olan bu rivayetin Ebû Kilâbe'nin mürseli oluşu­dur.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260.

[200] Bu hadisi Buhârî (nikâh 98, VI, 154) ve Müslim (ra-dâ no. 47-8, s. 1085), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âijr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260.

[201] Bu hadisi Buhârî (nikâh 98, VI, 154) ve Müslim (ra-dâ no. 47-8, s. 1085), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âijr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260.

[202] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1973), Affân an Hammâdb. Se­leme an Sabit an Sümeyye an Âise asl-ı senedi ile Ukrîc etti.

Sümeyye'nin dununu bilinmemektedir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260.

[203] Bu hadisi Müslim (radâ no. 46, s. 1084), İbn e. Şeybe an Şebâbe b. Sevvâr an Süleyman b. el-Muğîre an Sabit an Enes senedi ile biraz daha uzun bir metinle tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/260-261.

[204] Bu hadisi Buhârî (gusl 12/2,1, 71), Muh. b. Bessâr an Muâz b. Hisâm an ebîhî an Katâde an Enes senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261.

[205] Bu hadisi Mâlik (nikâh 15, 530), Buhârî (nikâh 100-1, VI, 154), Müslim (nikâh no. 44-5, s. 1084), Ebû Dâvud (no. 2124) ve Tirmizî (no. 1139), ayrı ayn Humeyd et-Tavîl ve Ebû Kilâbe an Enes asl-ı senedi ile tahrîc etti­ler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261.

[206] Bu hadisi Mâlik (nikâh no. 14, s. 529), Müslim (ra­dâ 41-43, s. 1083), Ebû Dâvud (no. 2122) ve İbn Mâce (no. 1917), Abdülmelik b. Abdirrahman b. el-Hâris b. Hisâm an ebîhî an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261.

[207] Bu hadisi Mâlik (nikâh no. 14, s. 529), Müslim (ra­dâ 41-43, s. 1083), Ebû Dâvud (no. 2122) ve İbn Mâce (no. 1917), Abdülmelik b. Abdirrahman b. el-Hâris b. Hisâm an ebîhî an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261.

[208] Bu hadisi Mâlik (nikâh no. 14, s. 529), Müslim (ra­dâ 41-43, s. 1083), Ebû Dâvud (no. 2122) ve İbn Mâce (no. 1917), Abdülmelik b. Abdirrahman b. el-Hâris b. Hisâm an ebîhî an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261.

[209] Bu hadisi Mâlik (talâk 95, s. 594), Buhârî (nikâh 96-2, VI, 154; mağâzî 32, V, 54-5; buyu' 109, III; ıtk 13, ka­der 4; tevhîd 18), Müslim (nikâh no. 125-7, s. 1061-2), Ebû Dâvud (no. 2172) ve Tirmizî (no. 1138), İbn Muhayrîz an Ebî Seleme asl-ı senedi ile; Nesâî (nikâh 55, VI, 107-8) ve Müslim (nikâh no. 130, s. 1002-3), Muh. b. Şîrîn an Abdirrahman b. Bisr b. Mes'ûd an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Ebû Da­vud'a aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/261-262.

[210] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 2171), Müsâ b. İsmaîl an Ebân an Yahya an Muh. b. Abdirrahman b. Sevbân an Rifâa an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[211] Bu mevkufu Mâlik (akdiye 24, s. 742), ez-Zührî an Sa­lim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[212] Bunu Mâlik (akdiye no. 25, s. 743), an Nâfi' an Safiyye binti ebî Ubeyd an Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[213] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1928), el-Hasan b. Alî el-Hal-lâl an İshâk b. îsâ an İbn Lehfa an Ca'fer b. RabVa ani'z-Zührî an Muharriz b. e. Hureyre an ebîhî an Ömer b. el-Hattâb senedi ile tahrîc etti.

İbn Lehî'a, hakkında ihtilâf olan bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[214] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3881), er-RebV b. Nâfi' an Muh. b. Muhacir un ebîhî an Esma binti Yezîd senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[215] Bu hadisi Mâlik (radâ 10, s. 607-8), Müslim (nikâh 140-2, s. 1066-7), Ebû Dâvud (no. 3882), Tirmizî (no. 2077), Nesâî (nikâh 54, VI, 106-7) ve İbn Mâce (no. 2011), Ebü'l-Esved Muh. b. Abdirrahman b. Nevfel an Urve an Âife an Cudâme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[216] Bu hadisi Buhârî (sulh 4, III, 167; mazâlim 11, III, 99-100; tefsir Nisa 23, V, 184; nikâh 95, VI, 153) ve Müslim (tefsir no. 13-14, s. 2326), Hisâm b. Urve an ebîhî mı Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262.

[217] Heysemî'ye göre bunu Taberânî de tahrîc etmiştir. İsnâcada tanımadığı râviler mevcut imiş (Mecma' IV, 331).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/262-263.

[218] Tirmizi (no. 1127), bunu isnâdsız olarak irâd etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[219] Keza (no. 1127), bu da isnâdsızdır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[220] Bu hadisi Buhârî (nikâh 8/1-1, VI, 118-9), Müslim (ni-IJfc 6-7, s. 1020), Tirmizî (no. 1083) ve Nesâî (nikâh 4/1, VI. 58), ez-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Sa'd ari-i senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[221] Bu hadisi Tîrmizî (no. 1082) ve Nesâî (nikâh 4/3, VI, 59), Katâde ani'l-Hasan an Semure asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî'ye göre isnadı "hasen garîb"tir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[222] Bu hadisi Buhârî (nikâh 118, VI, 160), Ebû Dâvud (no. 2150) ve Tirmizî (no. 2793), Ebû Vâil an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[223] Bu hadisi Taberânî de tahrîc etmiştir. Râvilerinden Men-del b. Alî, zayıf olmakla birlikte kimilerince tevsîk edil­miştir. Bezzâr diyor ki: Mendel, rivayeti Peygamber'e ref 'etmekle hata etmiştir; doğrusu mürseldir." Diğer râvileri Heysemî'ye göre Sahîh ricâlindendir (Mecma' IV, 293).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/263.

[224] Bu hadisi Müslim (nikâh no. 123, s. 1060) ve Ebû Dâ­vud (no. 4970), Ömer b. Hamza b. Abdi İlah el-Ömerîan Abdirrahman b. Sa'd an Ebî Safd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.

[225] Heysemî, adı geçen râvi hakkında bilgi edinemediğini, diğer râvilerinin ise güvenilir kimseler olduğunu söyle­miştir (Mecma' IV, 293).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.

[226] Bezzâr, bu hadisi Atâ b. Yesâr, Selmân'dan rivayet et­miştir. Ancak o, Selmân'a yetişememiştir. Heysemî, ay­rıca tanımadığı râvilerin mevcudiyetine dikkat çekmiştir (Mecma' IV, 298).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.

[227] Râvilerinden Bekr b. Sehl'i Nesâî /ayıt'addetmiş, Zehe-bî ise onun hakkında "halk ondan hadis yüklenmiştir, mukâribu'l-Hadîs"tir demiştir (Mecma' IV, 299).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.

[228] Güvenilir bir râvi olan Husayn b. Kabîsa dışındaki râvi-leri Sahîh ricâlindendir (Mecma' IV, 301).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.

[229] Hakkında ihtilâf olan Kays b. er-Rebî' dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' IV, 305).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/264.


ceren
Wed 24 July 2019, 01:44 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm. Her konuda hak ile hakkıyla İslamı yasayan kullardan olalım insallah. Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...

Sevgi.
Fri 26 July 2019, 12:19 am GMT +0200
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herdaim rızasına uygun şekilde islâmı yaşıyan kullarından eylesin inşaAllah

gulsahkilicaslan
Fri 26 July 2019, 11:01 am GMT +0200
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun