- Kadının yaratılışındaki cazibesinin bir gereği olarak tesettür...

Adsense kodları


Kadının yaratılışındaki cazibesinin bir gereği olarak tesettür...

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Tue 27 July 2010, 08:54 pm GMT +0200
  Kadının yaratılışındaki cazibesinin bir gereği olarak tesettür...
   
İslam'da kadın rastgele yaratılmış cazibesiz bir varlık değildir ki mühimsenmesin de giyim kuşamına koruyucu ölçüler getirilmesin, şurada burada birtakım taciz ve tasallutlara maruz kalmasına mühimsenmeyen bir olay olarak bakılsın....

İslam, kadına yüce bir makam vermiş, maruz kalacağı her takdirsizliği dikkate değer görmüş, kuracağı yuvada erkeğinin yanında, ailesinin içinde itibarsızlığa maruz kalmaması için koruyucu kurallar koyarak onu hayatı boyunca korumaya almıştır. Bu koruma kuralları sayesinde kadın, itibarını her yerde kolayca muhafaza etmiş, ailesi içinde ve toplumda hep hürmete layık halde kalmasını sağlamıştır. Bu sebeple korumaya alınan kadının giyimi de erkekten farklı ölçülerle tarif edilmiştir. Nitekim kadın gibi görüntü cazibesine sahip olmayan erkeğin bedenindeki kapatması farz olan avret yeri; (göbek ile diz kapağı) arasından ibaret kalırken, tümüyle cazip vücut görüntüsüne sahip olan kadında durum erkek gibi görülmemiş, kadının, (el-yüz-ayak) dışında tüm bedenini örtmesinin farz olduğu ittifakla hükme bağlanmıştır.

Böylece teşhirden uzak, tacizli bakışların baskısından mahfuz bir giyimin koruması içine alınan kadının, şaibeli bakışların taciz ve tasallutundan korunması sağlanmıştır. Hatta kadını koruyan bu giyimin koruyucu özelliği de şöyle ifade edilmiştir:

- Teni gösterecek derecede ince, şeffaf olmamalı, vücut hatlarını belli edecek derecede de dar bulunmamalıdır!.. Çünkü tenin rengini gösterecek incelikte, beden hatlarını da belli edecek darlıkta bir giyim, tacizli, tahrikli bakışları önlememekte, aksine daha da cazip hale bile getirmektedir. Bundan dolayı Efendimiz (sas) Hazretleri, beden hatlarını belli edecek darlıkta ve cildin rengini gösterecek incelikte giyimden Rabb'imizin razı olmadığını hatırlattığı hadisinde buyurmuş ki:

- Giyindiği halde giyinmemiş görüntüsünde olanlar, tesettürsüz sayılırlar Allah yanında!..

Halbuki cinselliği öne çıkarmayacak bollukta bir giyim içinde olan kadın kendini daha güvende hisseder, yabancı bakışların taciz ve tecessüsünden daha emin şekilde korunabilir. Böylece hem emrine uygun giyindiği Allah'ın rahmetini, hem de inanmış kulların şaibesiz hürmetini kazanmış olur.

Ayrıca kadını koruyucu özelliğe sahip giyimin modası da tek ve dondurulmuş değildir. Kadının takdirine bırakılmıştır. Dilediği renkte, modada, biçimde ve zevkte giyimi tercih edebilir. Yeter ki, bakınca "beden hatlarını belli etmeyecek bollukta, teni göstermeyecek kalınlıkta" koruyucu bir giyim olsun..

Bu tarif içinde baktığımızda, pantolonun hanımlara ait giysi vasfına sahip olması için ya beden hatlarını dışa aksettirmeyecek bollukta olması, yahut üstünden giyilen bir giyimle kabaları kapatılmış halde giyilmesi gereği anlaşılmaktadır. Bu türlü giyimle kendini yabancı bakışlardan koruyan hanım, olanca cazibe ve çekiciliğiyle kendini yalnızca beyinin beğenisine tahsis ve takdim eder. Böylece kadın beyinin dikkatini kendi üzerinde tutarak yuvasını korumayı hedef almakla kalmaz, yabancıların da dikkatini kendi üzerine çekmekten kaçınarak onların da aile bağını zayıflatan görüntü içinde olmaktan da uzak durmuş olur.

Bu yüzden kadına saf ipek ve altın ziynetler helal kılınmıştır. Çünkü her kadın beyine karşı kullandığı ipek elbisesi, altın ziynetiyle beyinin dikkatini kendi üzerinde tutacak ki, başkalarına göz kaymaları söz konusu olmasın da, toplumda başka aile de kendi nikâhlısıyla mutlu ve huzurlu yaşasın, öteki ailelerin mutluluğuna gölge düşüren bir görüntü ve tecessüs içinde olmasınlar. Tarih boyunca olduğu gibi.


AHMED ŞAHİN