- Kadının sadaka vermesi ve infâkta bulunması

Adsense kodları


Kadının sadaka vermesi ve infâkta bulunması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 28 January 2011, 12:35 pm GMT +0200
Kadının Sadaka Vermesi Ve İnfâkta Bulunması:

 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Kadın, kocasının kazancından onun emri olmaksızın infâkta bulunduğunda, ona infâk ettiği şeyin sevabının yarısı vardır. [495]

Veda haccında da şöyle buyurmuştur:

"Kadın, kocasının izni olmadan onun evinden hiçbir şey infâkta bulunmasın! Yiyecek de mi?" diye soruldu. "O, bizim en değerli malımızdır."buyurdu[496]

Bir kadın şöyle dedi: "Biz, babalarımız, oğullarımız ve eşleri­miz üzerine yüküz. Onların mallarından bize ne helâl olur?" Rasûlullah (s.a.) şöyle cevap verdi: "Taze olanı[497] yersiniz ve hediye de edersiniz. [498]

Bu hadisler arasında çelişki yoktur. Çünkü birinci hadis, umumen ya da delâleten emredip, husûsen ya da sarahaten emret-memiş olduğu şey hakkındadır. Bu durumda iken koca sadakada bulunmaz; kadın sadakada bulunduğunda koca onun bu yaptığını kabul eder. Kadının, kocasının malı üzerindeki tasarruf hakkı, an­cak örfe uygun olması halinde caiz olur. Bunda adamın malının değerlendirilmesi manası da vardır; meselâ yaş hurmaların hediye edilmemesi halinde çürümesi ve ziyan olması gibi. Başka türlü ha­reket etmesi ise, yiyecek de olsa caiz değildir. [499]

 
Sadakadan Dönmek:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Sadakandan dönme; zira sadakasından dönen, kusmuğuna dönüp onu yiyen gibidir[500]

Bunun sebebi bence şudur: Sadaka veren kimsenin, sadaka olarak verdiği şeyi satın almak istemesi halinde, onun hakkında müsamaha gösterilir, yahut da kendisi müsamaha edilmesini is­ter. Bu, o miktar hakkında sadakasının bozulmasına sebep olur. Çünkü sadakanın özü, kalbin o malla olan bağlantısını kesmektir. Kendisine gösterilen müsamaha sebebiyle o malı geri almaya karşı kalbinde bir arzu bulunduğu zaman, sadakanın özü olan şey ger­çekleşmez. Yine amelin işleniş şeklinin eksiksiz olması matluptur. Geri alınmasında ise, bunun bozulması vardır. Hicret edilerek ay­rılman eski yurtta ölmenin kerahetinin sırrı da budur.

Allah'u a'lem! [501]



[495] Ebû Dâvûd, Zekât, 44 (2/131)

[496] Ebû Dâvûd, Büyü, 88; İbn Mâce, Ticârât, 65.

[497] Yani taze ekmek, hurma, sebze gibi şeyleri.

[498] Ebû Dâvûd, Zekât, 44.

[499] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/146-147.

[500] Buhârî, Hibe, 14, 30; Müslim, Hibât, 1.

[501] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/147.