saniyenur
Wed 18 July 2012, 07:38 pm GMT +0200
KADININ HAKLARI
İslam, iki cins arasındaki biyolojik ve psikolojik farklılıkları, günlük hayattaki fonksiyonlarını ve onların faaliyet sahaları veya yaratılıştan gelen farklılıklarını kabul eder. İslam, kadın ve erkeğin asıl vazifelerini bu farklılık temeli üzerinde kurulan sosyal sistem içindeki kendi görev ve yerlerini tesbit eder. Bu hususta aşağıdaki yönlendirici prensipler esas alınır.
ilk olarak İslâm, yöneten ve yönetilen arasındaki münasebet, köle ve efendi arasmdakİne Denmemesin diye, aile içinde düzenin istismar edilmeyecek bir şekilde sürmesi için erkeğin otoritesine rıza gösterir.
İkinci olarak o, sosyal çatı içerisinde kadının tabii meziyetlerini en üst seviyeye çıkaracak biçimde geliştirmek için onun yapabileceği şekilde bütün bu tür fırsatları kadına verebilmeyi tavsiye eder. Böylece kadın, medeniyetin gelişmesinde kendi rolünü etkili bir şekilde oynayabilir. Üçüncüsü, İslam, bir kadın için ilerleme ve gelişmenin en üst basamağına eriştirmeyi mümkün hale getirir. Erkek gibi olmak onun ne haklarından ne de vazifelerinden biridir. Aynı zamanda bu durum ne sadece kendisi ne de erkeğin yapısına uygun bir halde düzenlenmiş cemiyet için ve ne de aynı zamanda güçlü hayat içinde kadının yer alabileceğine imkan verir.
İslam bu prensiplerin muhafazasını ve kadının çok büyük sosyal ve iktisadi haklarını garanti etmiş, onun mevkiini yükseltmiştir. Dünyadaki modern veya eski sosyal bir sistemde bulunmayacak bu tür mevki ve hakların korunması için ahlakî ve hukukî bir himaye sağlanmıştır. (Ebu'l-A'la Mevdûdî, Purdah and the Status of Women in islam, Lahor, 1976).