- Kadının Eğitim Ve Öğretim Hakkı

Adsense kodları


Kadının Eğitim Ve Öğretim Hakkı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Halis_52
Mon 12 September 2011, 02:21 am GMT +0200
Kadının Eğitim Ve Öğretim Hakkı
 
Sorumluluklarını yerine getirmesine yardımcı olabilecek düzeyde bir eğitim:

Hz. Aişe'den nakledildiğine göre Rasulullah şöyle buyurmuştur:
"Kim, bu kızlardan birine yardım eder, ihsan ederse bu onunla cehen­nem arasında bir perde olur."[97]

Eğitim ve öğretimden başka hangi iyilik, kadınlar için daha kıymetli­dir?


Ebu Burde'nin babasından rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah şöyle buyurmuştur:
"Bir adamın yanında küçük bir cariye olur, onu güzelce eğitir, öğretir, onu azad edip evlendirirse, onun için iki sevap vardır."[98]

Müslüman bir kimse, küçük bir cariye çocuğun eğitim ve Öğretiminden sorumlu olunca, kendi hür kız çocuğunun eğitim ve öğretiminden elbette sorumlu olur. Kişinin kızına verdiği güzel ahlâk ve faydalı ilim, en güzel a-zıktır. Güzel ahlâk değişmez; ama faydalı bilginin çeşidi ve ölçüsü asırdan aşıra değişir.

İbn Cüreyh, Ata yoluyla Cabir b. Abdullah'tan şöyle nakleder: "Ramazan bayramında Rasulullah kalktı ve bayram namazını kıldı. Hutbeye çıkıp dua ettikten sonra hutbe okudu. Hutbe bitince kadınların yanına varıp, Hz. Bilal'ın koluna dayanarak onlara öğüt verdi. Hz. Bilal ise kadınların sadakalarını bırakmaları için elbisesini yere serdi. İbn Abbas'tan gelen diğer bir rivayette ise Rasulullah: Kadınlar hutbeyi duymadılar endişesiyle onlara öğüt verip sadaka vermelerini emretti."[99]

İbn Cüreyc, Ata'ya dedi ki: "Sana göre namaz kıldıran kişi kadınlara öğüt verebilir mi?" Ata: "Bu imamların görevidir. Onlara ne oluyor da yapmıyorlar! "dedi.''[100]

Rasulullah -kadınların en arka safta olmaları sebebiyle- hutbeyi duy­madıklarını anlayınca, eğitim ve öğretim haklarını yerine getirmek için on­lara öğüt verdi. ALLAH, kadınlara öğüt vermeyi, onları eğitmeyi vacip gören Ata'ya rahmet etsin. Ne var ki daha sonraki asırlarda İmamlar bu vazifeyi ih­mal etmişlerdir.

Kadının yükümlülüklerini en iyi şekilde yapması için eğitim ve öğreti­mini gerekli gören bunca nassların yanında şöyle temel bir kural daha vardır: Vacibi tamamlayan şey de vaciptir. Buna göre kadının yükümlülükleri ya vaciptir ya menduptur.

Kadının hadis rivayet etmesi ve insanlara öğretmesi


Hafız Zehebî der ki:
Hiçbir kadının yalan hadis rivayet ettiği bilinmemektedir.[101]

İmam Şevkânî der ki: "Alimlerden hiç birinin, ravisi kadındır diye bir hadisi reddettikleri nakledilmemiştir. Ümmetin yalnızca bir kadın sahabiye-den rivayetle kabul ettiği pek çok hadis vardır. Bu gerçeği az da olsa ilimden nasiplenen hiç kimse inkâr edemez."

Hz. Aişe, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu haber verir:

"Kim bizim bu işimizde olmayan bir şeyi ihdas ederse, o reddedilmiş-tir."[102]

Yine Hz. Aişe'den:

"Rasulullah ayakkabı giymek, başını taramak gibi bütün temizlik işleri­ne sağdan başlardı."[103]

Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Rasulullah kapının önünde yüksek sesle tartışan iki kişiyi duydu. Biri diğerinden yardım etmesini ve malın fiyatını düşürmesini isteyince, öteki: 'Vallahi yapmam1 diyordu. Rasulullah onların yanına gitti: 'ALLAH adına aşırı yemin eden, iyi olanı yapmayan nerede?' dedi. Adam: 'O benim ey ALLAH'ın Rasulü, artık arkadaşımın hoşlandığı neyse o olsun' dedi."[104]

Hz. Hafsa anlatıyor: "Rasulullah'ı -vefat ettiği yıl dışında- nafile na­mazlarını oturarak kıldığını hiç görmedim. O sene nafile namazlarını otura­rak kılar, okuduğu âyetleri tertil üzere okur, öyle ki âyetleri daha önceki yıllarda kıldığı nafile namazlarında okuduğundan uzun okurdu."[105]

Ümmü Seleme der ki: "Rasulullah, kapısının önünde tartışan kişileri gördü. Onların yanma vardı ve: 'Ben ancak bir beşerim, bana bir dava gelir, belki sizden biri o davayı bana daha iyi anlatır, ben de onun lehine hükmede­rim. Kime, müslüman kardeşinin hakkını vermişsem o, ancak cehennemden bir ateştir. İster onu alsın, isterse bıraksın."[106]

Zeyneb bint Cahş diyor ki: "Rasulullah bir ara ürpererek, 'ALLAH'tan başka ilah yoktur. Yakında gelecek kötülük Araplar için ne acı!' (Baş parma­ğıyla şehadet parmağını halka yapıp birleştirerek): 'Bugün Ye'cüc ve Me'cüc şeddinden bir delik açıldı' buyurdular. Bunun üzerine Zeynep bint Cahş: "Ey ALLAH'ın Rasulü aramızda salihler varken biz de helak olur muyuz?" dedi. Rasulullah: "Evet, kötülük artarsa..."[107] buyurdular.

Ümmü Habibe bir duasında: "Ey ALLAH'ım, beni kocam Rasulullah, babam Ebu Süfyan, kardeşim Muaviye'ye faydalı kıl" dedi. Bunu işiten Hz. Peygamber: (Ey Ümmü Habibe) ALLAH'tan belirli ecelleri, sayılı günleri ve dağıtılmış rızıkları istedin. Hiçbir şey zamanından Önce gelmez, zamanından sonraya da kalmaz. ALLAH Teala'dan seni cehennem, yahut kabir azabından korumasını isteseydin senin için bu daha iyi, daha güzel olurdu. Ravi Mis'ar diyor ki: Ümmü Habibe, Rasulullah'ın yanında maymunlardan, zannıma göre domuzlardan bahsetti de Rasulullah: 'ALLAH, asli sureti bozu­lan hayvanlara zürriyet vermemiştir. Maymun ve domuzlar bundan önce de vardı"[108] bayurmuştu.

Cüveyriye anlatıyor: Rasulullah, sabah namazını kılmak için namazda bulunan Bekre'nin yanından ayrıldı. Namazdan sonra geldiğinde gördük ki Bekre hâlâ orada oturuyor. Ona dedi ki: "Hâlâ seni bıraktığım şekilde mi oturuyorsun?" Bekre: "Evet ya Rasulullah" dedi. Bunun üzerine Rasulullah: "Şu dört bölümden oluşan cümleyi üç defa okusaydın, şimdiye kadar oku­duklarından sevabı daha ağır olan şeyi okumuş olurdun. Sübhanellahi ve hihamdihî adede halkihi ve vida nefsihi ve zinete arşihi ve midade kelimati-hi: Yaratıkları sayısınca, kendi rızasına uygun olarak, arşının ağırlığı ölçüsünde ve kelimeleri sayısınca ALLAH'a hamdeder, O'nu bütün noksanlık­lardan tenzih ederim" buyurdu.[109]

Safiyye bint Huyey'den şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: "Safiye, Rasulullah'ı Ramazan'ın son on gününde mescidde itikaf ederken ziyaret e-der. Rasuluîlah'm yanında bir saat kalır, evine dönmek için kalkınca Rasu­lullah da onunla beraber kalkar. Ümmü Seleme'nin odasının önündeki mescid kapısına varınca ensardan iki kişi görür. Rasulullah'a selam verirler. Hz. Peygamber onlara: 'Yavaş olun (aklınıza birşey gelmesin), o Safîye bint Huyey'dir1 deyince, onlar: 'Ey ALLAH'ın Rasulü seni tenzih ederiz' derler." Hz. Peygamber: 'Şeytan, kan gibi insanın vücudunda dolaşır. Kalbinize kötü bir şey gelmesinden endişe ettim' der."[110]

Meymune (r.a.) anlatıyor: "Rasulullah, secdeye varınca kollarını ve dizlerini karnından uzaklaştırırdı. Yani arkasından koltuk altlarının beyazlığı görünecek kadar açardı. Oturunca da sol dizi üzerine otururdu."[111]

Esma bint Ebibekr, Rasulullah'm şöyle dediğini nakleder:

"Ben, havzın başında sizden ve benden sonra gelen insanlardan bana kavuşacak olanları beklerken: 'Ya Rab benden ve benim ümmetimden olan­lar kimlerdir' dedim. Denir ki: 'Senden sonra neler yaptıklarını bilyor musun? ALLAH'a andolsun ki halen topukları üzeri geri dönüyorlar."[112]

Yine Esma diyor ki: "Güneş tutulduğunda, köle azad etmekle emrolun-duk. Diğer bir rivayette ise 'Rasulullah, güneş tutulunca köle azad etmeyi emretti' şeklindedir."[113]

Ümmü Süleym'den gelen bir rivayette: "Rasulullah, Ümmü Süleym'in yanına gelir, bir süre kaldı. Ümmü Süleym döşek yaptı, Rasulullah üzerinde bir süre uyudu. Rasulullah çok terledi. Ümmü Süleym, terini bir şişeye sıktı. Rasulullah ona: 'Ey Ümmü Süleym, o da ne? diye sordu. "Terindir, bunu kendi kullandığım kokuya katıyorum" dedi.[114]

Ümmü Atiyye diyor ki: "Rasulullah ile beraber yedi gazaya katıldım. Ordunun gerisinde kalır, onların yemeklerini yapar, yaralıları tedavi eder ve hastalarla ilgilenirdim."[115]

Abdullah b. Mes'ud'un hanımı Zeyneb anlatıyor: "ALLAH Rasulü bize dedi ki: 'Sizden biri mescide gideceği zaman kesinlikle koku sürünmesin."[116]

Ümmü Şerik'in anlattığına göre Rasulullah, akrepleri öldürmesini kendisine emretmiştir."[117]

Havle bint Hakim, Rasulullah'tan şöyle duyduğunu söyler: "Kim, evine girince 'euzu bi kelimatillahı't-tammati min şerri ma halaka' derse evinden ayrılana kadar hiçbir şey ona zarar veremez."[118]

Ümmü Husayn anlatıyor: "Rasulullah'la beraber Veda Haccı yaptım. Rasulullah çok şey söyledi. Bir ara dedi ki: 'Size, ALLAH'ın kitabıyla hükme­decek, burnu kesik -ravi diyor ki: zanettiğime göre siyahi- bir köle bile emir olsa, ona kulak verin, ona uyun."[119]

Ümmü Gülsüm bint Ukbe diyor ki: "Rasulullah'ın şöyle dediğini işit­tim: Hayrı söylemek yahut hayrı çoğaltmak suretiyle insanların arasını düzelten kişi yalancı değildir."[120]

Ümmü Hani anlatıyor: "Fetih yılında Rasulullah'ın yanına gittim. Vardığımda Rasulullah yıkanıyor, kızı Fatıma'da O'nu saklıyordu. Selam verdim. Rasulullah: 'Kim o?' dedi. Ben de: 'Ebu Talib'in kızı Ümmü Ha-ni'yim' dedim. O zaman: 'Hoş geldin Ümmü Hani1 dedi. Gusl abdestini aldık­tan sonra üzerinde tek bir elbise olduğu halde sekiz rek'at namaz kıldı."[121]

Fatıma bint Kays şöyle anlatıyor: "Kureyş gençlerinin en hayırlısı olan Muğire ile nikâhlıydım. Rasulullah'la beraber gittiği ilk savaşta şehid oldu. Bunun üzerine, Rasulullah'ın ashabından Abdurrahman b. Avf bana evlilik teklif etti. Daha sonra da Rasulullah, mevlası Usame b. Zeyd ile evlenmemi teklif etti. Bana: 'Kim beni severse Usame'yi de sevsin, buyurdu. Rasulullah, bana böyle söylediğinde ona dedim ki: 'Benim işim sana kalmış, dilediğin kimseyle nikâhla."[122]

Ümmü Hişam bint Harise b. en-Numan anlatıyor: "Kaf suresini, Rasulullah'ın dilinden ezberledim. O, her Cuma onunla nasihatta bulunurdu. Rasulullah bizim ışık kaynağımızdı; O'nun biricik ışık kaynağıysa, Kaf suresıydı.[123]

Rabi bint Muavvez şöyle anlatıyor: "Rasulullah, aşure tatlısını Ensar köylerime gönderdi ve: 'Kim oruçlu değilse günün geri kalan kısmında yesin. Kim de oruçlu ise orucunu tutsun' buyurdu. Biz ve çocuklarımız oruç tutuyor; çocuklarımıza, yünden oyuncaklar yapıyorduk. Açlık sebebiyle ağ­landıklarında iftara kadar dayanabilsinler diye onlara oyuncak veriyor­duk."[124]

Kadının Cemaatla Yapılan İbadetlere Katılması

 
Farz namazlarda: Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: "Mü'mine kadınlar, ipek ya da yünden dokunmuş bir elbiseye bürünerek sabah namazım Rasulullah'la beraber kılıyor, namaz bitince de evlerine dönüyorlardı. Sabahın köründe onları kimse tanımıyordu."[125]

Kusuf namazında: (Güneş tutulduğunda kılınan namaz): Esma bint Ebibekr anlatıyor: "Güneş tutulunca Aişe'nin yanına gittim. Gördüm ki Aişe de dahil herkes namaz kılıyordu. 'Bu insanlara ne oluyor?" diye sordum. Aişe eliyle göğe işaret ederek 'sübhanallah' dedi. Ben de 'ayet mi?' diye sor­dum. 'Evet' diye işaret etti. Ayakta durmaktan bayılacak kadar namaz kıl­dım. Bundan dolayı başıma su dökmeye başladım. Rasulullah geri dönünce ALLAH'a hamd ve sena etti ve şöyle dedi..."[126]

Cenaze namazında: Yine Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor. "Sa'd b. Ebi Vakkas vefat edince, Rasulullah'ın hanımlarını, onun cenazesini uğurlayıp, namazını kılmaları için mescide gönderdim. Rasulullah'ın hanımları mesci­de gittiler; odalarının üzerinde durduğu kaide üzerinde cenaze namazını kıldılar."[127]

Kadınlar, aynı şekilde Rasulullah'ın cenazesine de katıldılar. İmam Nevevi der ki: "Cumhurun üzerinde ittifak ettiği gerçek şudur: Mü'minler, Rasulullah'ın cenaze namazını fert fert kılmışlardır. Bir grup namazı kılıp çıkıyor, sonra bir başka grup içeri girip cenaze namazını kılıyorlardı. Daha sonra kadınlar ve sonra da çocuklar aynı şekilde cenaze namazını kıldılar."[128]

İtikafta: Yine, Rasulullah'ın hanımı Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor. "Rasulullah, vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününü İ'tikafla geçi­rirdi. Daha sonra, O'nun ardından hanımları da i'tikafa girdiler."[129]

Hac'da: Ümmü Seleme anlatıyor: "Rasulullah'a hasta olduğumu bildirince bana: insanların gerisinde, binitli olarak tavaf et1 buyurdu. Ben de hemen tavaf ettim. Rasulullah Ka'beye doğru namaza durmuş, Tur suresini okuyordu."[130]

Ümmü Fadl bint el-Haris'ten rivayet ediliyor: "Ümmü Fadl'ın yanında insanlar, arefe günü Rasulullah'ın oruç tuttuğu konusunda ihtilaf ettiler. Kimileri, Rasulullah oruç tutardı, kimileri de tutmazdı1 dediler. Ümmü Fadl dedi ki: 'Rasulullah, devesinin üzerindeyken ona bir bardak süt gönderdim o da içti."[131]

Yahya b. el-Husayn ninesi Ümmü Husayn'dan naklediyor ve diyor ki: "Ümmü Husayn'ı şöyle derken işittim: 'Veda haccını Rasulullah'la birlikte yaptım. Onu Cemretu'l-Akabe'ye taşı atıp geri dönerken gördüm."[132]

Kadınların Umumi Törenlere Katılması
 
Düğünlerde: Enes (r.a.) anlatıyor. "Rasulullah, kadınların ve çocukla­rın da düğüne geldiğini görünce ayağa kalktı ve: 'ALLAH şahidim ki, siz bana insanların en sevimlisisiniz" buyurdu. Bu sözü üç defa tekrarladı."[133]

Sehl (r.a.) şöyle anlatıyor: "Ebu Üseyd es-Sa'idi düğün yemeği verince Rasulullah'ı ve ashabını davet etti. Onlara Ümmü Useyd yemek hazırladı ve ikram etti. Ümmü Useyd, bir kabın içine ısladığı hurmaları ikram etti. Rasulullah hurmaları yedikten sonra da su verdi. Böylece O'na Özel muame­le etti."[134]

Bayramlarda: Ümmü Atıyye şöyle naklediyor: "Bayram günü dışarı çıkmakla emrolunduk. Hatta genç kızlar, hayızlı kadınlar bile dışarı çıktılar. Erkeklerin arkasında, onlarda tekbir getirerek, dua ediyor ve bu günün hürmetine günahlarından temizlenmek istiyorlardı.[135] Başka bir rivayette ise: "Hayırda bulunuyor, müminlerin duasına iştirak ediyorlardı."[136]

Hz. Aişe şöyle anlatıyor: "...Bayram gününde iki zenci, kılıç-kalkan oynuyordu. Ben cevazını sorunca, Rasulullah da bana: 'Seyretmek ister mi­sin?' diye sordu. "Evet, dedim". Bunun üzerine beni yanına aldı. Rasulullah'ın sırtına yaslandım. Rasulullah 'Ey Habeşoğullan istediğiniz gi­bi oynayın' dedi. Seyretmekten usanınca: 'Bu kadar yeter mi?" diye sordu. Ben 'yeter' deyince 'haydi gidelim' buyurdu."[137]

Karşılama törenleri: Hz. Ebubekir der ki: "Hicret günü, geceleyin Me­dine'ye girdik. Erkekler-kadmlar evlerin damlarına çıkmış, köleler, cariyeler yollara düşmüş: 'Ya Muhammed, ya Rasulallah! Ya Muhammed, ya Rasulallah!" diye bağınyorlardı."[138]



Kaynaklar:
[97] Buhari; Kitabul- Edeb, c.13, s. 33. Müslim; Kitabu'1-Birr ve's-Sıla ve'l-Âdâb, c. 8, s. 38.
[98] Buharı, Kitabu'n-Nikâh, bab: "Cariye Edinmek ve Ona Hürriyetini Verip Evlendirmek." c.ll, s. 28.
[99] Buharı, Kitabu'1-ilm, bab: "İmam'ın Kadınlara Öğüt Vermesi ve Onların Eğitimi" c. 1, s. 203. Müslim, "Kitabu'l-İdeyn", c. 3, s. 18.
[100] Buhari, Kitabu'l-İdeyn, bab: "İmam'ın Bayram Günü Kadınlara Öğüt Vermesi", c. 3, s. 119. Müslim, "Kitabu Salatu'l- İdeyn", c. 3, s. 18.
[101] Bkz: Zehebî, Mukaddimetü'1-Mizan, tahkik, Ebu'1-Fadf İbrahim.
[102] Buhari, Kitabus-Sulh, bab: "Zülm İle Yapılan Sulh Geçerli Değildir." c. 6, s. 230. Müslim, Kitabu'l-Akiye, bab: "Batıl Hükümlerin İptali", c. 5, s. 132.
[103] Buhari, Kitabu'I-Vudu, bab: "Teyemmümle Abdest almak ve Gusletmek," c. 1, s. 280. Müslim, Kitabu't-Tahare, "Teyemmümle Temizlik", c. 1, s. 156.
[104] Buhari, Kitabus-Sulh, bab: "İman Sulha İşaret Eder mi?", c. 6, s. 236.
[105] Müslim, Kitabu Salati'l-Musafırin, bab: "Nafile Namazın Ayakta ya da Oturarak Edasının Caiz Olması", c. 2, s. 194.
[106] Buhari, Kitabu'l-Mezalim, bab: "Batıl Olduğunu Bildiği Halde Münakaşa Etmenin Günah Olduğuna Dair", c. 6 s. 31. Müslim, Kitabu'l-Akziye, bab: "Zahirle ve Akli Delil ile Hükmetmek", c. 5, s. 129.
[107] Buharı, Kitabu Ehadisil-Enbiya, bab: "Senden Zülkarneyn'i Soruyorlar" âyeti c. 7, s. 195. Müslim, Kitabu'l-Fiten ve Eşrati's-Saa, bab: "Fitnelerin Yaklaşması", c. 8, s. 166.
[108] Müslim, Kitabu'l-Kader, bab: "Ecellerin, Rizıklarm Artıp Eksilmeyeceği ve Kaderdeki Şekliyle Olacağı", c. 8, s. 55.
[109] Müslim, Kitabu'z-Zikir ve'd-Dua, bab: "Seherde ve Gündüzün Teşbih", c. 8, s. 83.
[110] Buharı, Kitabu'l-İtikaf, bab: "İtikaf Eden İhtiyaç İçin Mescidin Kapısına Çıkabilir mi?" c. 5, s. 182. Müslim, Kitabu's-Selam, bab: "Kim Bir Kadınla Yalnız Olarak Görülürse, o Kadın, Hanımı veya Nikâhı Haram Olan Biriyse bu kadın falancadır Demesinin Müstahab Olduğuna Dair", c. 7, s. 8.
[111] Müslim, Kitabu's-Salat, bab: "Namazın Özellikleri, Namaza Başlanan ve Onunla Son Verilen Kelimeler", c. 2, s. 54.
[112] Buhari, Kitabu'r-Rikak, bab: Havz ve "biz sana kevseri verdik" âyeti, c. 14, s. 275. Müslim, Kitabu'İ-Fedail, bab:
Rasuluîlah'm Havzının isbatı, c. 7, s. 66.
[113] Buhari, Kitabu'1-îtk ve Padluhu, bab: Güneş Tutulduğunda Köle Azad Etmek, c. 6, s. 76.
[114] Müslim, Kitabu'l-Fedail, bab: Rasulullah'ın teri ve bundan hayır ummak, c. 7, s. 82.
[115] Müslim, Kitabu'l-Cihad ve's-Siyer, bab: Gazi hanımlar ve onlara verilecek ganimet, c. 5, s. 199.
[116] Müslim, Kitabu's-Salat, bab: Kadınların mescide çıkmaları, c. 2, s. 32.
[117] Buhari, Bedu'1-Halk, bab: Müslümanın en iyi malı; Müslim, Kitabu's-Selam, bab: Zehirli kelerin öldürülmesinin müstahab olması, c. 7, s. 42.
[118] Müslim, Kitabu'z-Zikr ve'd-Dua ve't-Tevbe ve'1-İstiğfar, bab: Kötü hüküm vermekten, sıkıntıdan, cehennemden korunma, c. 8, s. 76.
[119] Müslim, Kitabu'l-îmare, bab; dine muhalif olmayan konularda devlet başkanına itaat
[120] Buhari, Kitabu's-Sulh, bab: İnsanların arasını düzeltmek için yalan söylemek c. 6, s. 228. Müslim, Kitabu'1-Birr ve's-Sıla ve'1-Adab, bab: Yalanın yasak olması ve yalan söylemenin mubah olduğu şeylerin açıklanması, c. 8, s. 28.
[121] Buhari, Kitabu Fardı'1-Hums, bab: Kadınlara izin vermek, c. 7, s. 83. Müslim, Kitabu Salati'l-müsafirin ve kasruha, bab: Kuşluk namazını kılmak ve en az iki rekat olduğuna dair, c. 2, s. 158.
[122] Müslim, Kitabu'l-Fiten ve Eşrati's-Saa', bab: Deccal'in çıkması ve yeryüzünde kalması, c. 8, s. 203.
[123] Müslim, Kitabu'l-Cum'a, bab: Namazın ve hutbenin uzatılmaması, c. 3, s. 13.
[124] Buhari, Kitabu's-Savm, bab: Çocukların oruç tutması, c. 5, s. 104. Müslim, Kitabu's-Savm, bab: Kim Muharrem'in onuncu günü yerse günün kalan kısmında orucunu tutsun, c. 3, s. 152.
Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/99-105.
[125] Buhari, Kitabu's-Salat, Sabah namazı vakti, c. 2, s. 195. Müslim, Kitabu'l-Mesacid ve Mevadi's-Salat, bab: Sabah namazında tekbir almanın müstehabı, c. 2, s. 118.
[126] Buhari, Kitabu'1-Vudu', c.l, .300. Müslim, Kitabu Salat'il-Küsûf, c. 3, s. 32-33.
[127] Müslim, Kitabu'l-Cenaiz, bab: Mescitte cenaze namazı kılmak, c. 3, s. 63.
[128] Bkz: Nevevi, Müslim Şerhi c.7, s. 36.
[129] Buhari, Kitabu's-Savm, bab: Ramazan'ın son on gününde i'tikaf. c. 5, s. 177.
[130] Baharı, Kitabu's-Salat, Bir sebepten dolayı devenin mescidin içerisine alınması, c. 2, s. 103. Müslim, Kitabu'1-Hacc, deve ve başka hayvanla tavafın caiz olması, c. 4, .68.
[131] Buhari, Kitabu'1-Hac, bab: Bir binit üzerinde Arafat'ta vakfe yapmak, c. 4, s. 259. Müslim, Kitabu's-Sıyam, bab: Arafat'ta arefe günü hac yapan kişinin iftar etmesini müstehablığı, c.3, s. 145.
[132] Müslim, Kitabu'1-Hac, bab: Kurban günü Cemretu'l-Akabe'ye taş atmanın müstehablığı. c.4, s. 79.
Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/105-106.
[133] Buhari, Menakıbü'l-Ensar, bab: Rasulullah'ın Ensara: "Ençok sevdiğim insanlar sizlersiniz" sözü. c. 8, s. 114. Müslim, Kitabul-Fedailı's-Sahabe, bab: Ensann faziletleri, c. 7, s. 174.
[134] Buhari, Kitabu'n-Nikâh, bab: Kadının, dükünde erkeklere hürmeten ayağa kalkması ve bizzat hizmet etmesi, c. 11, s. 160. Müslim, Kitabu Eşribe, c. 6, s. 103.
[135] Buhari, Kitabu'1-Hayz, bab: Hayızlı kadınların bayramlara çıkmaları, c. 1, s. 439.
[136] Buhari, Kitabu'l-İdeyn, bab: Mina günlerinde tekbir almak. c. 3, s. 115. Müslim Kitabu Salatı'l-İdeyn, bab: Bayramlarda kadınların dışarı çıkmasının mübahlığı, c. 3, s. 20.
[137] Buhari, Kitabu'l-İdeyn, bab, Bayram günü harbetmek. c. 3, s. 95. Müslim, Kitabu'l-İdeyn, bab, Masiyet olmayan oyunların oynanmasının caiz olması, c. 3, s. 22.
[138] Müslim, Katabu'z-Zühd veY-Rekaik, bab: Hücre hadisi, c. 8, s. 237.
Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 1/106-107.