- Kabeye Girmek ve Onunla Teberrükte Bulunmak

Adsense kodları


Kabeye Girmek ve Onunla Teberrükte Bulunmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
neslinur
Sat 14 August 2010, 08:45 am GMT +0200
Kabe’ye Girmek ve Onunla Teberrükte Bulunmak
 


Hac menasiki (ibadetleri) tamamlandıktan sonra son olarak Kabe'ye gidip yanağı ve göğsü o kutsal mabede dayayarak dua, niyaz ve tazarru'da bulunmak müstehabdır. Nitekim Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Öyle yapmış ve ashabı da O'nun bu sünnetine uyarak bu kutsal mabedle teberrüklenmeyi ihmal etmemişlerdir. Ancak Re­sulüllah (s.a.v.) Kabe'nin içine girip dua ve niyazda bulunmuş da son­ra bu hareketin ümmetine bir sıkıntı getireceğinden endişe etmiştir. [12]

 

İlgili Hadisler
 

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz gözü aydınlık, neşesi ye­rinde olduğu halde yanımdan ayrılıp dışarı çıktı ve sonra üzüntülü bir halde döndü. Kendisinden bunun sebebini sor­duğumda şöyle buyurdu: "Doğrusu Kabe'ye girdim. Keşke öyle yapmasaydım. Korkarım ki (böyle yapmakla) kendimden son­ra ümmetime yorgunluk vermiş olacağım." [13]

Üsame 6. Zeyd (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle diyor ki:

"ResulüUah (r.a.) Efendimizle beraber Beytullah'a girdik, Efendimiz oturdu ve Allah'a ha m d etti, medh-u senada bulun-u; tekbir ve tehlil getirdi. Sonra kalktı ve Beytullah'm kendi-ine taraf olan kısmına yaklaştı yanağını, göğsünü ve iki elini [zerine koyup dayadıktan sonra tehlil, tekbir getirdi; dua etti e sonra bütün rükünlerde aynı şeyi yaptı. Sonra çıkıp :apıda kıbleye yönelmiş bir halde durdu ve şöyle buyurdu: İşte bu kıbledir.." ve bu cümleyi iki veya üç defa ardarda öyledi." [14]

Abdurrahman b. Safvan (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı ?eçen şöyle haber vermiştir: "ResulüUah (s.a.v.) Efendimiz Mekke'yi fethedince O'na doğru gittiğimde Kabe'den çıkarken karşılaştık ki ashabı da Beytullah'ı ta Hatîm'e kadar istilam edip ResulüUah (s.a.v.) onların arasında bulunduğu bir halde onlar yanaklarını Beytullah'm üstüne koyup dayamışlardı." [15]

İsmail b. Ebi Halid'den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle diyor:

"Ben Abdullah b. Ebi Evfa'ya sordum, dedim ki: "ResulüUah (s.a.v.) Efendimiz umre yaparken Beytullah'a gir­di mi? O bana: "Hayır.." diye cevap verdi." [16]

 

Tahliller ve Diğer Rivayetler
 

642 nolu Hz. Aişe hadisini aynı zamanda İbn Huzayme ve Ha­kim tahric edip sahihlemişlerdir. Böylece Resulüllah'ın (s.a.v.) Kabe'nin içine girip dua ettiği anlaşılıyor,

643 nolu Üsame hadisinin ricali, rical-i sahihtir ve rivayetin aslı Müslim'de nakledilmiştir. Şöyle ki: "Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Beytullah'm içinde namaz kılmadı; ama onun etrafında tekbir getir­di." Burada "onun etrafında" sözünden maksat, Kabe'nin iç tarafları olabilir.

644 nolu Abdurrahman hadisinin isnadında Yezid b. Ebi Zi-yad bulunuyor ki, onun rivayetiyle ihticac olunmaz. [17] Ancak Zehebî onun saduk ve hıfz ehlinden olduğuna dikkat çekmiştir. [18] Bunun­la beraber bu zat hakkında çok şeyler söylenmiştir. O bakımdan onun rivayetiyle ihticac etmemek daha doğru olur.

Hz. Aişe hadisinden anlaşılıyor ki, ResulüUah (s.a.v.) Efendi­miz, Mekke'nin fethinde Kabe'nin içine girdiği gibi, Hz. Aişe ile bir­likte yaptığı hacda da Kabe'nin içine girmiştir. Çünkü fetih yılında Hz. Aişe, ResulüUah (s.a.v.) ile beraber bulunmuyordu.

Bununla beraber ilim adamlarının çoğu, Resulüllah'ın (s.a.v.) sadece fetih yılında Kabe'nin içine girdiğini belirtmişlerdir. Ancak bu sahih hadis o görüşü reddetmektedir. Ama umre yaptığında Kabe'nin içine girmediği de çeşitli kaynaklardan öğrenilmektedir. Nitekim Ab­dullah b. Ebi Evfa hadisi buna açık biçimde delalet ediyor.

Rivayetten çıkarılan hüküm ise şöyledir: Kabe'nin içine girmek, haccm menasikinden değildir. Cumhurun de mezhebi budur. Bunun müstehab1 olduğunu söyleyenler de olmuştur. Delilleri ise, tbn Huzayme ve Beyhaki'nin tahric ettikleri şu rivayettir: "Kim Beytullah'm ine girerse, cennete girmiş olur ve oradan bağışlanmış olarak çıkar." İbn Abbas'dan rivayet edilen bu hadisin isnadında Abdullah b. Lüemmil bulunuyor ki bu zat zayıftır. Nitekim îbn Main ve Ahmed Hanbel onun zayıf ve münkerü'l-hadis olduğunu belirtmişlerdir, Zehebi bu zatla ilgili rivayetleri toplayıp geniş bilgi vermiştir. [19]

Sahih rivayetlerden, Kabe'nin üstüne (duvarına, kapısına) ya-ak ve göğsü koyup dua, niyaz ve tazarru'da bulunmanın müstehab tduğu anlaşılıyor. Ashab-ı Kiram'in da daha çok rükünle kapı rasına yaklaşıp yanak ve göğüslerini dayadıkları söz konusudur. [20]