- Kâbe nin kapısı neden yerden daha yüksek?

Adsense kodları


Kâbe nin kapısı neden yerden daha yüksek?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Fri 31 December 2010, 01:15 pm GMT +0200
   
Kâbe’nin kapısı, neden yerden daha yüksek?


Hz. Ayşe, Peygamberimize sordu, Kabe'nin kapısı neden yüksekte? Verilen cevap, Türkiye'ye deki bazı durumlara da ışık tutucu nitelikte. Nasıl mı?


Hiç düşündünüz mü, Kâbe’nin kapısı yerden neden daha yüksek?.

Doğrusu yıllardır merak ettiğim bu sorunun cevabını yakın zamanda okuduğum bir kitapta öğrenme fırsatı buldum. Nedense, okuduklarım Türkiye’nin içinde bulunduğu çağrıştırdı zihnimde. Bilmem katılır mısınız?

Kâbe kapısının yerden yüksekliği yaklaşık 2 metre. (1 metre 97 cm.) Yani ortalama insan boyundan 25–30 cm. daha yüksek. Nitekim gerek Kâbe ziyaret edildiğinde, gerekse de çekilen fotoğraflara göz atıldığında, Kâbe kapısı önünde dua ve niyazda bulunan insanların ellerini yukarıya kaldırdığında ancak kapının eşiğine dokunabildiği görülür.

Kâbe’nin kapısının yerden neden daha yüksek olduğu konusu kitapta şu şekilde yer alıyor.

Hz. Ayşe rivayet ediyor:

“Peygamber (sav)’e sordum:

- Kâbe’nin kapısı neden yüksekte kalmış dedim.

- Kureyşliler, diledikleri kimselerin Kâbe’ye girmelerine izin vermek, istemedikleri kimseleri de engel olmak için böyle yaptılar. Kureyş, cahiliyet dönemini henüz geride bırakmış olmasaydı ve itirazlarından çekinmeseydim, Kâbe’nin kapısını yer seviyesine indirirdim” buyurdu. (Ahmet Bayer, Fotoğraflarla Kutsal Yolculuk, Bursa 2008)

Peygamber Efendimizin cevabında iki nokta dikkati çekiyor.

Birincisi, Kâbe’nin kapısı, anahtarları elinde bulunduran Kureyşliler tarafından özellikle yüksek yapılmış ki, isteyen herkes içeriye giremesin, ancak diledikleri ve izin verdikleri girebilsin. Buraya girmek bir imtiyaz, birilerine sunulan lütuf gibi algılansın.

İkinci nokta da, her şeyin bir vakti saati olduğudur. Zamanından önce yapılan bazı işlerin bir takım hazımsızlıkları da beraberinde getirebileceğidir. Benim yukarıda satırlardan anlayabildiğim budur.

Bir fotoğrafın anlattıkları…

Hiç kimse üzerine alınmasın ve yanlış anlamasın. Yukarıdaki satırları ilk okuduğumda, Beyaz Türkler kavramını ilk ortaya atan isimlerden olan Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut’un gazetesinin manşetine taşıdığı bir fotoğrafla, “Beyaz Türklerin tasfiyesi mi?” başlıklı bir yazı ile bu fotoğrafı analiz eden satırlar kaleme alan Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün yazdıkları geldi aklıma.

Akşam gazetesi 20 Nisan 2006 tarihli haberinde, o günlerde Merkez Bankası Başkanlığına yeni atanan Durmuş Yılmaz’ın oturduğu evin kapısının önünde çekilen bir fotoğrafa yer vermiş, kapı önünde duran ayakkabılardan yola çıkarak, eve ayakkabısız girilmesini dikkatlere sunmuştu. Fotoğrafta, Durmuş Yılmaz’ın tesettürlü eşi Duriye Hanım’ın, evlerine gelen misafirleri içeri buyur ettikten sonra, kapı önündeki ayakkabıları düzelttiği görülüyordu.

Durmuş Yılmaz’ın kapısının önündeki görüntü aslında milyonlarca Anadolu ailesinin kapı önü görüntüsünden farklı değildi. Ama bu fotoğrafa yüklenen anlam çok farklı oldu.

Türkiye'nin en "beyaz" genel yayın yönetmeni, evine ayakkabıyla girilmeyen Durmuş Yılmaz hakkında ertesi günü (21 Nisan 2006) ibretlik bir yazı kaleme aldı. Aslında çok da haksız sayılmazdı. Çünkü Merkez Bankası Başkanlığı, Cumhuriyet elitlerinin gözünde, sembolik önemi çok yüksekte olan bir makamdı.

Ertuğrul Özkök, “Beyaz Türklerin tasfiyesi mi” başlıklı konuyla ilgili yazısına, “Merkez Bankası Başkanı'nın eşi Duriye Yılmaz'ın dünkü Akşam Gazetesi'nde yayınlanan fotoğrafını uzun uzun seyrettim” satırlarıyla başladı. Yazının sonunu ise; “Acaba köylerden ve varoşlardan gelen bir "garibanizm ihtilali mi" yaşıyoruz. Acaba bu ihtilal "Beyaz Türklerin tasfiyesi sürecini mi başlattı? Acaba "Beyaz Türkler" tasfiye edilince bu ülke daha mı güzel olacak?” sorusuyla bağladı.

Özkök, Durmuş Yılmaz’ın evine ayakkabısız giriliyor, üstelik eşi de tesettürlü diye, bir Anadolu evladının Merkez Bankası Başkanlığına gelişini garibanizmin ihtilali ve Beyaz Türklerin tasfiyesi olarak değerlendirmekte mahzur görmedi.

Temel gerçek…

Şu an Türkiye’nin yaşadığı temel sıkıntı işte budur. Ülkenin siyasi, ekonomik ve bürokratik yönetimi sadece bazı ‘özel’ hususiyetleri olan seçkinci sınıfın elinde olması istenmektedir. Eğer bir baskıdan söz edilecekse, realitede var olan en temel ve dışlayıcı baskı budur. Azınlığın iktidarı çoğunluğa dayatılmakta ve böyle gelmiş böyle gitsin arzu edilmektedir.

Bir noktaya dikkatinizi çekerim. Ertuğrul Özkök, Durmuş Yılmaz’la ilgili satırları kaleme alırken, Çankaya’da henüz Sayın Abdullah Gül oturmuyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimine tam yıl vardı. Şimdi anladınız mı, bir tornacının evladı olan eşi tesettürlü Sayın Gül’ün Çankaya’ya çıkışının neden bu kadar dirençle karşılaştığını.

Sayın Gül’ün seçilmesine engel olunamayacağını anlayınca, Ertuğrul Özkök’in neden, “gel bir şovalyelik yap, bu işten vazgeç” diye yazdığını.

Merkez Bankası Başkanlığı’na Sayın Yılmaz’ın yakıştırılamaması gibi, Çankaya’ya da Sayın Gül yakıştırılamadı… Diğer görevler hakeza… Bir vatan evladı bir göreve gelmeye görsün, o göreve atanması için tüm yasal şartlara haiz olduğu halde, belirsiz nedenlerle çeşitli dirençlerle karşılaşılıyor ve bir takım sıfatlar yakıştırılıyor. Birileri sürekli, kilit noktaların anahtarları kendi ellerinde olsun, makam mansıpları sadece kendileri dağıtsın istiyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden Erzurum ve Rize milletvekilliği de yapan Kemalettin Kamu’nun, Kâbe’nin yerine Çankaya'yı koyduğu o meşhur şiirini, Kâbe kapısını bazı seçkinci Arapların neden yükseltme gereği duyduğu, Sayın Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkışının önüne de neden bazı maniler konulduğu ekseninde bir daha ibretle okuyunuz ve sembolik de olsa bazı konuların neden önemli olduğunu bir kez daha hatırlayınız.

Ne demişti şiirinde Kemalettin Kamu;

Ne örümcek ne yosun / Ne mucize ne füsun
Kâbe Arabın olsun / Çankaya bize yeter

Tesettürlü hanımefendilerin eğitim hakkından neden mahrum edilmek istendiğini, bunun gerçekte ne anlama geldiğini ve ne amaçlandığını, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının satır aralarını, Kureyşlilerin Kâbe kapısını neden yükselttikleri bağlamında bir kez daha düşününüz.

Tarihi okurken lütfen ayrıntıları gözden kaçırmayınız.

Kişisel çıkar ve sosyal pozisyonlarını kaybetmemek için kutsal Kâbe kapısına bile engel koyan zihniyetin izdüşümünün, tarihin her döneminde her yerde egemen olmak isteyebileceğini hatırdan çıkarmayınız.
İbret alınırsa, tekerrür etmeyebilir ve dahi artık etmemelidir.


PROF. OSMAN ÖZSOY - HABER 7

saniyenur
Sat 16 April 2011, 11:32 am GMT +0200
Gerçekten çok güzel bir tespit.
Allah razı olsun..

rahmet
Thu 21 April 2011, 10:57 am GMT +0200
Saygıdeğer pek muhterem kardeşim Allah'a şükürler olsun.Sizler gibi günümüzün toplumsal ve sosyal konularına geniş bir açıdan bakabilen ,konulara vakıf,onları gerçek ve inadırıcı bir dille izah edebilen,yorumlayabilen;çağımızın Hz.Aişelerine sahibiz.Rabbim sayılarınızı ve ilminizi arttırsın.Milletimizi .İslam alemini,tüm insanlığı kurtaracak nesiller yetiştirmenizi nasip etsin!...AMİN.....

Canani
Thu 30 June 2011, 12:18 am GMT +0200
Amin amin amin Rabbim razıı olsun muthiş bi paylaşım Rabbim hizmetinizi daha artırsın..selmtle

seymanur K
Wed 3 August 2011, 03:32 pm GMT +0200
ALLAH razı olsun mükemmel..

buzdağı
Thu 19 April 2012, 03:12 pm GMT +0200
ALLAH razı olsun hoca bizimle paylaştığınız için

sen istersen
Sun 5 August 2012, 06:20 pm GMT +0200
elbette hocam haklısınız gerçekten madalyanın öteki yüzünü de gösteren dehşet bir paylaşım ufkumuzu açtınız Allah razı olsun

cerendemir
Thu 14 November 2013, 09:53 pm GMT +0200
Paylaşım çok güzel Allah razı olsun.

mevlüdekalınsaz
Thu 24 July 2014, 06:27 pm GMT +0200
Esselamü aleeykum ve rahmetullah; ben Kabe'nin kapısının yerden bu kadar yüksekte olduğunu bilmiyordum..ilginç de bir nedeni varmış..vesilenizle  öğrenmiş olduk..Allah razı olsun..Mevlam ilmimizi ziyadeleştirsin  inşallah.

yagmur_7-c
Fri 10 October 2014, 07:23 pm GMT +0200
Ve aleykum selam;
Kabe'nin bu kadar mübarek bir uzunlukta olduğunu bilmezdim..Madem ki her insan girmesin diye,sadece Kabe'ye inananlar,iman edenlerden girsin diye ,koymuşlar...Her şey bir imtihan ,Kabe'ye girmek de Kabe'ye imanın imtihanı...Mevlam bizleri Kabe'ye gitmeyi ,tavaf etmeyi nasip etsin..Mevlam razı olsun İnşAllah..

Alican 7-B
Wed 17 February 2016, 07:09 pm GMT +0200
Selamun Aleyküm. Ben kalenin kapısının yerden yüksek olduğunu biliyordum ama bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum. Vesilenizle nedenini de öğrenmiş olduk. Çok ilginç bir nedeni varmış. Rabbim paylaşım için razı olsun.

Bilal2009
Wed 17 February 2016, 07:31 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim paylaşım için razı olsun. Ilginc bir nedeni varmış.

Edanur 8/D
Wed 17 February 2016, 08:23 pm GMT +0200
Aleykumusselam
 ilginc ama mantikli.Rabbim razi olsun Insaallah paylasimdan dolayi

HALACAHAN
Mon 29 February 2016, 06:30 pm GMT +0200
Paylasiminiz  sayesinde bir sey daha öğrendim.. Bilmiyordum bile Kabenin kapısının yüksekte olduğunu..Tüm kapılar gibi standart yuksekliktedir diye düşünüyordum.. Allah razi olsun

ikranur 7d
Mon 29 February 2016, 07:56 pm GMT +0200
selamun aleyküm.
çok güzel bir paylaşım olmuş bizde cevabını öğrenmiş olduk emeğinize sağlık.
Allah c.c. razı olsun.

Sevgi.
Sat 23 September 2017, 06:03 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Kabe nin kapısı gerçek inananların girmesi herkesin girmemesi için yerden yüksek yapılmıştır öğrenmiş olduk inşaAllah

Yehma
Fri 26 October 2018, 11:46 pm GMT +0200
Ahhh Mekke ahhh...... Ne sıkıntılar çekti Peygamberimiz ne zulümler gördü. Cahiliye zihniyeti ona neler yaptı. Ama Efendimiz bir geldi İslamla her yeri aydınlattı.

Fatma6969
Sat 27 October 2018, 06:26 am GMT +0200
 Kabinin kapısı hakkında bu detayı bilmiyordum hatta kapısının o kadar yüksek olduğunu bile fark etmemiştim  Bu konuda bizi aydınlatan kardeşimize teşekkür ediyorum Allah razı olsun