ehlidunya
Wed 5 February 2014, 03:48 am GMT +0200
Kabe hakkında bilmediklerimiz
Melekler Kabe’nin temelini kazıyorlar
Yine bir diğer İslam inancına göre, Âdem, cennetten yeryüzüne indirildiğinde, ALLAH onu teselli etmek için melekler aracılığıyla yeryüzüne bir beyt indirmişti. Melekler yeryüzüne inip Kabe için yedinci kata kadar varan bir temel kazdılar. Temele ancak otuz kişinin kaldırabileceği büyüklükte taşlar yerleştirdiler. Âdem de bu sağlam temelin üzerine cennetten indirilen beyti yerleştirdi. Ve onun çevresinde ilk tavaf eden kişi oldu.
Tufan’da kayboldu
Nuh Tufanı’nda ise Kabe’nin yeri kayboldu. Tufan’dan, Hz. İbrahim’in zamanına kadar yeri de belirsiz kaldı. Sadece Kabe’nin bulunduğu alan biliniyordu. Bu yer de kırmızı topraklı ve sel sularının ulaşamayacağı kadar tümsek bir tepe durumundaydı. Yeri kesin olarak belli olmamakla birlikte, insanlar tarafından Kabe’nin yerinin bu bölgede olduğu biliniyordu ve tıpkı bugün olduğu gibi o zaman da yeryüzünün çeşitli yerlerinden insanlar Kabe’nin bulunduğu bölgeye gelip dua ederlerdi, ibadet ederlerdi.
Esrarengiz bulut
Bu durum Hz. İbrahim’in ALLAH tarafından Kabe’nin yeniden inşa edilmesiyle görevlendirildiği zamana kadar sürdü. Bu konuya ilişkin kaynaklardaki bilgilere göre Kabe’nin Hz. İbrahim tarafından inşasında birtakım esrarengiz olaylar oldu. Sözgelimi Hz. İbrahim, Kabe’yi inşa etmek için Mekke’ye geldiğinde, yanında bir melek ve ‘Sekine’ adı verilen bir “şey” vardı. Sekine’nin ne olduğu konusunda çelişkili ve farklı bilgiler öne sürülüyor. Kimilerine göre, Sekine iki kanadı ve kedi başı gibi bir başı olan ve çok hızlı uçan bir “kuş” idi. Kimilerine göre ise Sekine’nin insan yüzüne benzeyen bir yüzü vardı ve bir tür inilti sesi çıkarırdı. Daha başkaları ise Sekine’nin hoş bir rüzgâr olduğunu öne sürüyorlar.
Bulut yere iniyor
Hz. İbrahim, bugünkü Kabe’nin bulunduğu yere gelince Sekine, ona, “Burada dur!” dedi. Kabe’nin yeri bu şekilde belirlendikten sonra Sekine, içinde baş şekli bulunan bir bulut biçiminde yere indi. Bulut ona Kabe’nin inşa edileceği yer üzerinde görünerek şöyle dedi: “Ey İbrahim! Rabbin sana bu bulutun altında ve onun ölçüsünde bir temel kazmanı emrediyor.” Hz. İbrahim de bulutun gösterdiği ölçülerde yeri kazmaya başladı. Oğlu Hz. İsmail de ona yardım ediyordu. Bir süre sonra Kabe’nin Adem tarafından inşa edildiği zamanki ilk temeline ulaştılar. Bundan sonra meleklerin de yardımıyla Kabe inşa edilmeye başlandı. Kabe’nin inşasında kullanılan taşların, Sina, Lübnan, Hira, Zeytinlik ve Cudi dağlarından getirildiği söyleniyor.
Levite olan taş
Kabe’nin yüksekliği yerden bir adam boyu olunca bulut birden kayboldu. Bundan sonra Kabe’nin duvarları inşa edilmeye başlandı. Hz. İsmail taş taşıyor, yaşlı babası Hz. İbrahim de duvar örüyordu. Fakat binanın duvarları yükselip de insan boyunu aşınca Hz. İsmail özel bir taş getirdi. Bu taş denildiğine göre yere temas etmiyordu ve Hz. İbrahim’in ihtiyacına göre alçalıp, yükseliyordu. Kabe’ nin duvarı Hacer-ül Esved taşının bulunduğu yere gelince Hz. İbrahim oğluna şöyle dedi: “Bana öyle bir taş getir ki, onu bu köşeye koyayım.” Bunun üzerine Hz. İsmail, babasının istediği taşı bulmak için çevrede dağlara çıktı. O sırada kırşısına Cebrail çıktı ve ona Hacer-ül Esved taşını verdi. Taş böylece bugünkü yerine yerleştirildi.
İnsanlar kirletmeseydi, şifa verecekti
Hz. Muhammed’in ise Hacer-ül Esved ile ilgili olarak şöyle dediği söyleniyor: “Bu taş eğer cahiliye devrinin pislikleri ve kirleri ile kirletilmiş olmasaydı onunla her türlü hastalık, veba ve musibetten kurtulmak için ALLAH’tan şifa istenirdi. ALLAH elbette bir gün onu ilk yarattığı şekle döndürecektir. O, cennet yakutlarından beyaz bir yakut idi, fakat, ALLAH onu, kötülerin günahlarından ötürü değiştirip, ziynetini zalim ve günahkârlardan gizledi. Çünkü onlar, cennetten çıkma bir şey bakmaya layık değillerdir.”
“Hacer-ül Esved cennete dönecektir”
Hz. Muhammed’in Hacer-ül Esved ile ilgili diğer sözleri de şöyle: “Hacer-ül Esved cennet taşlarından bir taştır. Eğer ona kirli eller dokunmasaydı, şimdi aynen indiği şekilde kalacaktı… Hacer-ül Esved ALLAH’ın yeryüzündeki sağ elidir. ALLAH onun vasıtasıyla kulları ile tokalaşır… Cebrail, Hacer-ül Esved’i cennetten getirdi ve onu gördüğünüz yere yerleştirdi. O sizin desteğinizdir. O durdukça siz iyilik üzerinde kalırsınız. Ona gücünüz yettiği kadar yapışın. Çünkü şüphe yoktur ki, Cebrail bir gün gelip onu getirdiği yere götürecektir… Hacer-ül Esved cennet yakutlarından bir yakuttur. Dönüp gideceği yer de yine cennettir.”
İbni Abbas ise şöyle diyor: “Yeryüzünde cennete ait sadece iki varlık vardır. Bunlardan biri Hacer-ül Esved, diğeri ise Makamı ibrahim’dir. Eğer bunlara müşriklerin elleri dokunmamış olsaydı, onlara dokunan kimselere ALLAH şifa verecektir.”
“Hacer-ül Esved cennete dönecektir”
Hz. Muhammed’in Hacer-ül Esved ile ilgili diğer sözleri de şöyle: “Hacer-ül Esved cennet taşlarından bir taştır. Eğer ona kirli eller dokunmasaydı, şimdi aynen indiği şekilde kalacaktı… Hacer-ül Esved ALLAH’ın yeryüzündeki sağ elidir. ALLAH onun vasıtasıyla kulları ile tokalaşır… Cebrail, Hacer-ül Esved’i cennetten getirdi ve onu gördüğünüz yere yerleştirdi. O sizin desteğinizdir. O durdukça siz iyilik üzerinde kalırsınız. Ona gücünüz yettiği kadar yapışın. Çünkü şüphe yoktur ki, Cebrail bir gün gelip onu getirdiği yere götürecektir… Hacer-ül Esved cennet yakutlarından bir yakuttur. Dönüp gideceği yer de yine cennettir.”
İbni Abbas ise şöyle diyor: “Yeryüzünde cennete ait sadece iki varlık vardır. Bunlardan biri Hacer-ül Esved, diğeri ise Makamı ibrahim’dir. Eğer bunlara müşriklerin elleri dokunmamış olsaydı, onlara dokunan kimselere ALLAH şifa verecektir.”
Melekler Kabe’nin temelini kazıyorlar
Yine bir diğer İslam inancına göre, Âdem, cennetten yeryüzüne indirildiğinde, ALLAH onu teselli etmek için melekler aracılığıyla yeryüzüne bir beyt indirmişti. Melekler yeryüzüne inip Kabe için yedinci kata kadar varan bir temel kazdılar. Temele ancak otuz kişinin kaldırabileceği büyüklükte taşlar yerleştirdiler. Âdem de bu sağlam temelin üzerine cennetten indirilen beyti yerleştirdi. Ve onun çevresinde ilk tavaf eden kişi oldu.
Tufan’da kayboldu
Nuh Tufanı’nda ise Kabe’nin yeri kayboldu. Tufan’dan, Hz. İbrahim’in zamanına kadar yeri de belirsiz kaldı. Sadece Kabe’nin bulunduğu alan biliniyordu. Bu yer de kırmızı topraklı ve sel sularının ulaşamayacağı kadar tümsek bir tepe durumundaydı. Yeri kesin olarak belli olmamakla birlikte, insanlar tarafından Kabe’nin yerinin bu bölgede olduğu biliniyordu ve tıpkı bugün olduğu gibi o zaman da yeryüzünün çeşitli yerlerinden insanlar Kabe’nin bulunduğu bölgeye gelip dua ederlerdi, ibadet ederlerdi.
Esrarengiz bulut
Bu durum Hz. İbrahim’in ALLAH tarafından Kabe’nin yeniden inşa edilmesiyle görevlendirildiği zamana kadar sürdü. Bu konuya ilişkin kaynaklardaki bilgilere göre Kabe’nin Hz. İbrahim tarafından inşasında birtakım esrarengiz olaylar oldu. Sözgelimi Hz. İbrahim, Kabe’yi inşa etmek için Mekke’ye geldiğinde, yanında bir melek ve ‘Sekine’ adı verilen bir “şey” vardı. Sekine’nin ne olduğu konusunda çelişkili ve farklı bilgiler öne sürülüyor. Kimilerine göre, Sekine iki kanadı ve kedi başı gibi bir başı olan ve çok hızlı uçan bir “kuş” idi. Kimilerine göre ise Sekine’nin insan yüzüne benzeyen bir yüzü vardı ve bir tür inilti sesi çıkarırdı. Daha başkaları ise Sekine’nin hoş bir rüzgâr olduğunu öne sürüyorlar.
Bulut yere iniyor
Hz. İbrahim, bugünkü Kabe’nin bulunduğu yere gelince Sekine, ona, “Burada dur!” dedi. Kabe’nin yeri bu şekilde belirlendikten sonra Sekine, içinde baş şekli bulunan bir bulut biçiminde yere indi. Bulut ona Kabe’nin inşa edileceği yer üzerinde görünerek şöyle dedi: “Ey İbrahim! Rabbin sana bu bulutun altında ve onun ölçüsünde bir temel kazmanı emrediyor.” Hz. İbrahim de bulutun gösterdiği ölçülerde yeri kazmaya başladı. Oğlu Hz. İsmail de ona yardım ediyordu. Bir süre sonra Kabe’nin Adem tarafından inşa edildiği zamanki ilk temeline ulaştılar. Bundan sonra meleklerin de yardımıyla Kabe inşa edilmeye başlandı. Kabe’nin inşasında kullanılan taşların, Sina, Lübnan, Hira, Zeytinlik ve Cudi dağlarından getirildiği söyleniyor.
Levite olan taş
Kabe’nin yüksekliği yerden bir adam boyu olunca bulut birden kayboldu. Bundan sonra Kabe’nin duvarları inşa edilmeye başlandı. Hz. İsmail taş taşıyor, yaşlı babası Hz. İbrahim de duvar örüyordu. Fakat binanın duvarları yükselip de insan boyunu aşınca Hz. İsmail özel bir taş getirdi. Bu taş denildiğine göre yere temas etmiyordu ve Hz. İbrahim’in ihtiyacına göre alçalıp, yükseliyordu. Kabe’ nin duvarı Hacer-ül Esved taşının bulunduğu yere gelince Hz. İbrahim oğluna şöyle dedi: “Bana öyle bir taş getir ki, onu bu köşeye koyayım.” Bunun üzerine Hz. İsmail, babasının istediği taşı bulmak için çevrede dağlara çıktı. O sırada kırşısına Cebrail çıktı ve ona Hacer-ül Esved taşını verdi. Taş böylece bugünkü yerine yerleştirildi.
İnsanlar kirletmeseydi, şifa verecekti
Hz. Muhammed’in ise Hacer-ül Esved ile ilgili olarak şöyle dediği söyleniyor: “Bu taş eğer cahiliye devrinin pislikleri ve kirleri ile kirletilmiş olmasaydı onunla her türlü hastalık, veba ve musibetten kurtulmak için ALLAH’tan şifa istenirdi. ALLAH elbette bir gün onu ilk yarattığı şekle döndürecektir. O, cennet yakutlarından beyaz bir yakut idi, fakat, ALLAH onu, kötülerin günahlarından ötürü değiştirip, ziynetini zalim ve günahkârlardan gizledi. Çünkü onlar, cennetten çıkma bir şey bakmaya layık değillerdir.”
“Hacer-ül Esved cennete dönecektir”
Hz. Muhammed’in Hacer-ül Esved ile ilgili diğer sözleri de şöyle: “Hacer-ül Esved cennet taşlarından bir taştır. Eğer ona kirli eller dokunmasaydı, şimdi aynen indiği şekilde kalacaktı… Hacer-ül Esved ALLAH’ın yeryüzündeki sağ elidir. ALLAH onun vasıtasıyla kulları ile tokalaşır… Cebrail, Hacer-ül Esved’i cennetten getirdi ve onu gördüğünüz yere yerleştirdi. O sizin desteğinizdir. O durdukça siz iyilik üzerinde kalırsınız. Ona gücünüz yettiği kadar yapışın. Çünkü şüphe yoktur ki, Cebrail bir gün gelip onu getirdiği yere götürecektir… Hacer-ül Esved cennet yakutlarından bir yakuttur. Dönüp gideceği yer de yine cennettir.”
İbni Abbas ise şöyle diyor: “Yeryüzünde cennete ait sadece iki varlık vardır. Bunlardan biri Hacer-ül Esved, diğeri ise Makamı ibrahim’dir. Eğer bunlara müşriklerin elleri dokunmamış olsaydı, onlara dokunan kimselere ALLAH şifa verecektir.”
“Hacer-ül Esved cennete dönecektir”
Hz. Muhammed’in Hacer-ül Esved ile ilgili diğer sözleri de şöyle: “Hacer-ül Esved cennet taşlarından bir taştır. Eğer ona kirli eller dokunmasaydı, şimdi aynen indiği şekilde kalacaktı… Hacer-ül Esved ALLAH’ın yeryüzündeki sağ elidir. ALLAH onun vasıtasıyla kulları ile tokalaşır… Cebrail, Hacer-ül Esved’i cennetten getirdi ve onu gördüğünüz yere yerleştirdi. O sizin desteğinizdir. O durdukça siz iyilik üzerinde kalırsınız. Ona gücünüz yettiği kadar yapışın. Çünkü şüphe yoktur ki, Cebrail bir gün gelip onu getirdiği yere götürecektir… Hacer-ül Esved cennet yakutlarından bir yakuttur. Dönüp gideceği yer de yine cennettir.”
İbni Abbas ise şöyle diyor: “Yeryüzünde cennete ait sadece iki varlık vardır. Bunlardan biri Hacer-ül Esved, diğeri ise Makamı ibrahim’dir. Eğer bunlara müşriklerin elleri dokunmamış olsaydı, onlara dokunan kimselere ALLAH şifa verecektir.”