sidretül münteha
Thu 23 December 2010, 04:23 pm GMT +0200
(221) Kaba Hareket
475— Hazreti Âişe'nin şöyle dediği işitilmiştir:
— Ben bir deveye binmiştim ki, onda serkeşlik vardı. Bundan Ötürü onu dövmeye başlamıştım. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«— Yumuşak hareket et; çünkü yumuşaklık bulunduğu herhangi bir şeyi muhakkak güzelleştirir ve çıkarıldığı şeyi de muhakkak çirkineştirir.[930]
476— (112-s.) Ebû Nadre'den rivayet edilmiştir:
— Bizden Cabir veya Cüveybir adında bir adam şöyle anlattı:
— Hazreti Ömer'in hilâfetinde bir işi ona iletmek istedim ve gece Medine'ye ulaştım. Sabahleyin halifeye gittim. Gerçekten bana bir anlayış ve bir lisan —yahut demişti ki, mantık— verilmişti. Bu halimle dünya mevzuunda konuşmaya başladım da onu küçülttüm. Onu hiç bir şeye eşit olmaz hale getirdim. Hazreti Ömer'in yanında, beyaz saçlı ve beyaz elbiseli bir adam vardı. Ben sözümü bitirince bu adam şöyle dedi:
— Bütün söylediklerin uygun olmuştur; ancak dünya hakkındaki kötülemen uygun olmamıştır. Sen dünyanın ne olduğunu biliyor musun? Dünya öyle bir yerdir ki, orada bizim âhirete götüreceğimiz tedarükümüz —yahud demiştir ki, azıkımız— vardır. Yine orada, âhirette mükâfatlan dır ıhacağımız amellerimiz vardır.
(Cabir) dedi ki:
— Dünya hakkında benden daha bilgili olan bir adam konuşmaya başladı. Ben:
— Ey müminlerin Emîri! Bu yanındaki adam kimdir? dedim. (Hazreti Ömer) dedi ki:
— Bu, müslümanlann efendisi Übeyy İbni Kâ'b'dir.[931]
Dünya, İnsanların âhiret yurduna geçişlerini sağlayan bir konaklama yeridir. İnsanlar ebedî bir yolculuğa çıkacakları İçin, bu muvakkat konuklama yerinde yolculuk hazırlıklarında bulunmak zorundadırlar. Âhiret için manevî azık ve tedarikini temin edenler, bu ebedî yolculukta sıkintiya düşmezler. insanlar âhiret saadetine dünyadaki gözel amelleri sayesinde kavuşurlar. Dünya böyle bîr saadete vesile olması bakımından büyük kıymet taşır, insan taşıdığı iyi niyetlerle, salih amellerle sevab kazanır. Kazanılan bu mükâfatların elde ediliş yeri dünyadır. Bu bakımdan dünya küçümsenemez Fakat gerçek vazifeler unutulur da dünya ebedî bir karargâh olarak kabul edilirse, âhiret için hiç bir hazırlık ve azık edİnilmezse, böyle kimselerin dünyası fe'âket sebebi olur. Buna sebebiyet verenler de insanlar olur; dünya yine dünyadır. Tabiî manzarasını değişmiş olmaz, insanlar ve onların inançları değişir.
Hadîs-i şerifin «Sertlik ve Kabalık» mevzuu ile İlgili olarak getirilmiş olması, Cabir 'in dünyayı fazla ve şiddetle tahkir etmiş olması yüzündendir.
Ubeyy, Medine'Ii ashabdan olup, Neccar kabİlesindendir. Künyesi Ebu'l-Münzir ve Ebu't-Tufeyl 'dir. İkinci «Akabe» biatında bulunanlardan bîridir. Akabe, Mekke ile Mina arasında bir yerin adı olup, Mekke'den iki mil mesafededir, Mina'ya yakındır. Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret etmeden birkaç yıl önce Medîne'li ashabla burada buluşmuş, birer yıl aralıkla Akabe'de iki sözleşme yapmışlardı; peygamberi koruyacaklarına ve İslâm dinine bağlı kalacaklarına söz vermişler, Peygam-ber'e biat etmişlerdi. Birinci «Akabe Biati»nda bulunanlar on iki kişi ve «İkinci Akabe Biatr»nda bulunanlar, ikisi kadın olmak üzere yetmiş kişi idi. İşte Ubeyy bu yetmiş kişi arasında bulunanlardan birisiydi.
Übeyy, Bedir savaşında ve ondan sonraki bütün savaşlarda bulunmuş ve Hz. Peygamber'in vahy kâtipliğini yapmıştır. Sayılı hafızların başında gelenlerdendi. «Seyyidü'l-Kurra» diye adlanmıştı. Hz. Ömer ona, Sey-yidü'l-Müslimîn = Müslümanların efendisi adını vermişti. Ashab-ı kiramın fakîhlerinden biri olduğundan, Hz. Ömer kendisinden istişare eder ve faydalanırdı.
Übeyy ibnİ Kâb'ın ölüm tarihinde ayrı iki görüş vardır. Bir kısım tarihçiler Hz. Ömer zamanında ve hicretin 22. yılında ve.diğer bir kısım tarihçiler ise, Hz. Osman'ın hilâfeti devrinde hicretin 30. yılında vefat ettiğini kayd ediyorlar. Kendisinden hadîs-i şerifler rivayet edilmiş ve peygamberimizin methiyelerine nail olmuş büyük bir şahsiyetti. Allah ondan razı olsun.[932]
477— Berâ îbni Âzib demiştir ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
— Nimeti tepmek kötülüktür.»[933]
Nimetİ küçümsemek ve büyüklük taslayarak onu tepmek her toplumda makbul görülmeyen kötü bir harekettir. Bu harekette sertlik ve kabalık bulunması hasebiyle, kaba ve sert davranışlar bölümünde sayılan hadîs-i şerifler arasında getirilmiştir. Nimete şükretmek ve onu büyük görmek, nimetin devamına ve onu inkâr ve istihkar etmek zevaline sebeptir.[934]
[930] 469 sayılı hadîs-i şerife bakınız.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/484-485.
[931] Fadlu'llah: Cila: 1, Sayfa: 561.m-tstiab : Cild : 1, Sayfa : 27. El-İsabe: Cild : 1, Sayfa : 31, Sayı : 32. Kamusu'l-A'lâm; Cild ; 1, Sayfa : 770; Cild :. 4, Sayfft : 3162.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/485-486.
[932] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/486-487.
[933] Müsned-i İmam Ahmed: Cild : 4, Sayfa : 286. Feyzü'l-Kadîr: Cild : 3, Sayfa : 180, Sayı : 3066. Fadlu'llah; Cild : 1, Sayfa ; 562.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/487.
[934] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/487.