- Kab Bin Züheyrin Gelişi

Adsense kodları


Kab Bin Züheyrin Gelişi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 20 December 2009, 03:45 pm GMT +0200
Kab Bin Züheyrin Gelişi


Resulullah (s.a.v.) efendimizin umre dönüşünde Kab bin Zü-heyr yanma geldi. Aslında bu kitapta bir şairden sözetmemiz uygun düşmeyebilir. Zaten Resulullah (s.a.v.) efendimiz de ken di kendisiyle övünen bir kimseye muhtaç da değildi. Onun ma kamı Allah katında yüce idi. Makamım destekleyecek bir şaire ihtiyacı yoktu. Arap devletlerinin ve kabilelerinin büyükleri ona itaat edip boyun eğmişlerdi. Önceleri Ebu Cehil onun üze rine deve pisliğini atarken bilahare ona Cenab-ı Allah yüksek makamlar nasip etmiş ve çevredeki herkes kendisine boyun eğip teslim olmuştu. Onun Allah katındaki mertebesi tam ken disine münasip idi. Akıl sahibi olan herkes de onun makamının yüceliğini idrak etmişti.

Yalnız bu kitapta biz, Şair Ka´b bin Züheyr´den sözetmeyi gerekli gördük. Çünkü onun Peygamber efendimizin yanına ge lişi, îslam davetinin, Arabistamn yakın uzak her tarafına ulaş mış olduğunu göstermektedir. Mekke-i Mükerremenin fethi bü tün gönülleri peygamber efendimize yöneltmişti. İnkarcılar da hi onu doğrulamış ondan nefret edenler bile onun yüce makamı önünde boyun eğip kendisine sığınmışlardı.

îşte bu Kab, inkarcılara katılarak Peygamber efendimizin sönmeyen nuru zuhur edip çevreyi aydınlatınca bu defa Pey gamber efendimize yönelmek mecburiyetinde kaldı. Halbuki daha önceleri ona hicviyede bulunmuş iken şimdi de hidayet ta lebi ile onun yüce makamına yöneliyordu. İşte bu şair, Ka´b bin Züheyr bin Selma´dır. Cahiliyet devrinde şairlerin hikmetlile-rindendi. Hikmet şiirleri okuyan cahili bir aileden gelmekteydi.

Peygamber (s.a.v.) efendimizin yanına gitmeye niyetlendiği bir sırada kardeşi Büceyr bin Züheyr bin Ebi Selmâ´dan kendi sine uyarıcı nitelikteki şu mektup geldi:

"Resulullah (s.a.v,), kendisini hicvedip yermiş, üzmüş olan Mekkelilerden bazılarını öldürttü. Kureyş şairlerinden sağ ka lan îhnüzzibara ile Hübeyre bin Ebi Veheb ise başlarını alıp kaçtılar. Eğer, canın sana gerekli ise Resulullahın yanına acele gel, Çünkü o yaptığına pişman olarak gelen kimseyi öldürmez; iyi bil ki, Resülullah (s.a.v.)´in yanına hiçbir kimse gelmemiştir ki kendisi Allah´dan başka hiçbir ilah bulunmadığına ve Mu-hammed´in Allahın elçisi olduğuna tanıklık etsin de, Resülul lah onun müslümanlığını kabul etmiş olmasın. Bu mektubum sana vardığı zaman müslüman ol ve hemen gel. Ve eğer sen bu dediğimi yapmayacak olursan, yeryüzünden, sığınıp kurtulaca ğın yere kadar başını al git, kurtul!9*

Kâ´b bin Züheyr bir bir kaside yazmıştı ki, o kasidesinde is-lamı yeriyordu, kardeşi müslüman olmuş ye kendisine yukarı da metni aktarılan mektubu göndermişti. Mektup Züheyr´e varınca dünya başına daraldı. Yazmış olduğu kasidesinden ötü rü canının elden gideceğinden korktu. Düşmanları ise: "O artık öldürülmüş demektir!" diyerek yaygaraya ve onu büsbütün korkutmaya başladılar. Bunun üzerine Kâ´b, Medine yolunu tutmaktan, müslüman olmaktan başka çare bulamadı. Bunun için de Peygamber efendimizi öven kasidesini yazdı. Bu kaside sinde düşmanlarının kendisini korkutmalarından sözetti. Me dine yoluna koyuldu. Ve nihayet Medine´ye varıp tanıdık bir adamın evine konuk oldu. Ev sahibi ertesi gün sabahleyin onu alıp Peygamber efendimizin mescidine götürdü. Sonra da Pey gamber efendimizi kendisine işaret ile tanıttı: "Bu Resülullah (s.a.v)dir. Yanına git ve kendisinden eman dile" dedi. Kâ´b ar kadaşının direktifine uyarak kalktı: Resülullah (s.a.v.)´in huzu runa varıp oturdu. Resülullah (s.a.v.) onu tamrmyordu:"Ya Re sülullah! Doğrusu Kâ´b bin Züheyr tevbe edip müslüman ola rak yanma gelmiş, senden eman dilemektedir. Eğer ben onu sa na ğetirirsem onun bu dileğini kabul eder misin?" Resülullah (s.a.v.) efendimiz evet deyince o da:Ta Resülullah işte ben Kâ´b bin Zühey´im!" dedi. Mecliste Ensardan bazıları vardı. Aralarından bir adam sıçrayıp Kâ´b´a saldırdı. "Ya Resülullah beni bırakın da şu Allah düşmanının boynunu vurayım!" dedi. Resülullah (s.a.v.) efendimiz ona şu uyanda bulundu: "Onu bı rak çünkü o, eski halinden pişman olup tevbe edip yanımıza gelmiştir." Kâ´b, Ensarinin bu sözlerinden ötürü kızmıştı. Ora da bulunan Ensar ve Muhacirlerden hiçbiri o Ensari gibi ko nuşmamışlar, sadece iyi şeyler söylemişlerdi. Kâ´b peygamber efendimizin duygularını harekete geçiren övücü kasi4esini okudu. Peygamber efendimiz kerem sahibi bir kimse olup, güzel sözleri kabul ederdi. Rivayete göre Peygamber efendimiz: "Doğrusu şiirin bir kısmı hikmettir" demişti.

Şimdi de Kâ´b´m Peygamber efendimizi öven kasidesine ba kalım. Kâ´b kasidenin baştarafında şöyle diyor:

"Suat benden ayrıldı, artık kalbim hastadır;

Onun peşinde şaşkın bir köle, aşkının zincirine vurulmuş bir esirdir."

Suadı ve ondan uzak kalışını anlattıktan sonra Peygamber efendimize yönelerek şöyle diyordu:

"Güvendiğim her dost bana: ´seni oyalayıp teselli edemem

Senden yüz çevirmişim´ dedi.

Ben de çekilin yolumdan dedim. Hey babası olmayasıcalar.

Rahmanın takdir ettiği hersey elbet olacaktır.

Her ananın evladı mes´ut hayatı ne kadar uzasa da

Mutlaka bir gün eğri bir sal(tabut) üzerinde taşınacaktır.

Resülullah´ın beni cezalandıracağını haber aldım

Resülullah nezdinde af umulan şeydir.

Özür beyan ederek Allah elçisinin yanına geldim

Resülullah katında daima özür kabule şayandır.

Merhamet et ve teenni ile muamele et bana

tçinde bir çok öğüt ve hükümler bulunan

Kur´an hediyyesini sana lütfeden Allah hidayetini artırsın.

Jurnalcilerin sözleriyle beni muaheze etme

Hakkımda birçok dedikodu yapılmışsa da ben suç işleme dim."

Sonra Kâ´b Peygamber efendimizle ilgili mısralarına devam ederek şöyle diyor:

"Şüphe yok ki Resülullah doğru yolu gösteren bir nur

Kötülükleri yok etmek için Allah´ın ayrılmış keskin ve yalın kılıçlarından bir kılıçtır.

Mekke Vadisinde Kureyşin ileri gelenlerinden bir cemaat

Müslüman olduklarında onlara o sözcüleri ´siz buradan göç ediniz´ demişti.

Sonra Kâ´b Peygamber efendimizin ashabını niteleyerek şöy le diyor:

"Mızrakları düşmana saplanırken şımarıklık etmezler

Yenilgiye uğradıklarında da üzüntü duymazlar.

Yürüyüşleri asil ak develer gibi pervasızdır. Kahramandırlar, ancak yiğitçe saldırışlarıyle kara yüzlü düşmana yüz geri ettirmeleri sayesinde kendilerini korurlar. Yaralandıklarında ancak göğüslerinden vurulurlar. Ölüm denizlerinin dalgalarından korkuları yoktur!" Bu kasidede Kâ´b Ensardan bahsetmiyordu. Çünkü Ensar-dan bir adam onu öldürmek istemişti. Rivayete göre kasidesini tamamladıktan sonra Peygamber efendimiz ona şöyle demişti: "i" Peygamber efendimizin bu isteği üzerine Kâ´b Ensarı da Överek şöyle dedi:

"Hayatın cömertliğinden hoşlanan kimse Ensarın iyilerinin pençesine düşsün Onlar ki güzel huyları atalarından devralmışlar Onların seçkin ve iyileri, seçkin ve iyilerin evladıdır." tslamın davetini ve Resülullah´ı müdafaa edip metheden şair Abdullah bin Revaha´nm şehadetiyle islam daveti bir şairi kaybetmişti ama yerine Kâ´b bin Züheyr geçmişti. îşte biz bura da bu maksatla Kâ´b bin Züheyr´den bahsettik. Çünkü şairler insanları güzel ahlaka ve faziletleri yaymaya davet eden lisan lardır.