- İzin isteme şekli

Adsense kodları


İzin isteme şekli

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 17 January 2011, 02:22 pm GMT +0200
 
İzin İsteme Şekli:


Rasûlullah (s.a.), bir kimsenin evinin kapısına geldiği zaman yüzü doğrusu kapıyı karşısına almaz, kapının sağ ya da sol tarafı­na yanaşır ve, "es-Selâmu aleykum, es-Selâmu aleykum!" derdi. [179]

Çünkü o zamanlar, evlerin kapılannda perde (siper) yoktu. [180]

 
2. Oturma, Uyuma, Yolculuk vb. Adabı;
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Bir adam, bir adamı yerinden kaldırıp, sonra oraya oturma­sın! Lâkin aralanın, genişleyin!'[181]

Çünkü böyle bir davranış, kibirden ve kendini beğenmeden kaynaklanır. Böyle bir muameleye muhatap olan kişi ise, kendisi­ne bunu reva görene karşı kin ve öfke ile dolar.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Bir kimse oturduğu yerden kalkar da, sonra oraya dönerse, o kimse o yerde daha çok hak sahibidir. [182]

Her kim, mubah olan mescid, ribât ya da ev gibi bir yere ön­ceden vanr ve oturursa, bu önceliği sebebiyle oraya hakkı taalluk eder. Dolayısıyla ihtiyacı kalmayıncaya kadar, kimse tarafından rahatsız edilemez. Aynen ölü arazinin ihyası konusunda olduğu gi­bi ki daha önce geçmişti.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Bir kimsenin, iki kişinin arasını izinleri olmadıkça ayırıp aralarına oturması helâl olmaz.[183]

O iki kimse, gizli konuşmak, bir sır paylaşmak için yan yana oturmuş olabilirler. Bu durumda aralanna girmek, onların şevkle­rini kırar, onları rahatsız eder. Belki o iki kişi, birbiriyle ünsiyet peyda eden iki kişidir ve aralannm açılması halinde yalnızlık his­sedebilirler. Bu yüzden böyle bir davranış yasaklanmıştır. [184]

 
Yatma Âdabı:
 


Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Biriniz sırt üstü uzanıp da ayak ayak üstüne atmasın! [185]

Eskiden insanlar izâr kuşanırlardı. İzâr giyildiğinde, ayaklar­dan birinin diğerinin üstüne atılması halinde, muhtemelen avret yeri açılır. Şayet alttan don giyiyorsa, yahut avret yerinin açılması endişesi bulunmuyorsa, o takdirde böyle bir istirahat şeklinde bir sakınca yoktur.

Karnı üzerine yatan biri hakkında ise şöyle buyurmuştur:

"Bu, Allah Teâlâ'nın buğuz ettiği bir yatış şeklidir. [186]

Çünkü bu, iyi görülmeyen, çirkin bir yatış şeklidir.

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Her kim, siperi bulunmayan bir dam üzerinde gecelerse, o zimmetten uzak olmuştur. [187]

Zira böyle bir durumda olan kimse, kendisini helâka maruz bırakmış, kendi kendim tehlikeye atmış olur. Oysa ki Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın! [188]

 
Halka Ortasına Oturma:
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Halkanın ortasına oturan kimse, Muhammed'in (s.a.) dili  üzere lânetlenmiştir.[189]

Bunun, insanları, kendisiyle dalga geçmeleri için başında top­layan kimse hakkında olduğunu söylemişlerdir. Bu, şeytan işlerin­den biridir. Şöyle anlamak da mümkündür: Bu, kişinin halkanın ortasına girip, insanlardan bir kısmını önüne, diğer kısmını arkasına alması ve bu yüzden onların kalplerinin kırılmasına se­bep olmasıdır. [190]                         

 
Yolda Yürüme Âdabı:
 

Yolda, kadınlarla erkekler karışmıştı. Rasûlullah (s.a.) kadın­lara şöyle buyurdu:

"Geri durun! Çünkü siz yolun ortasından gitme durumunda değilsiniz. Sizin yolun kenarından gitmeniz gerekir. [191] Bunun üzerine kadınlar, duvara yaşpışırcasına kenardan giderlerdi.

Rasûlullah (s.a.), bir erkeğin, iki kadın arasında yürümesini yasaklamıştır. [192]

Bu yasak, erkeğin mahrem olmayan bir kadına dokunması, ya da ona bakması endişesindendir. [193]


Aksırana Hayır Dua (Teşmît) Etmek: 
   
 

Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:

"Biriniz aksırdığı zaman, el-Hamdu desin. Kardeşi yahut beraberindeki de Yerhamukallahl' desin. Bu kez aksıran, "Yehdîkumullah ve yuslih balekumV desin!" Bir rivayette de şöyle­dir: "Hamd etmediği zaman ona hayır duada bulunmasın! [194]

"Kardeşine üç defa hayır duada bulun; daha fazla aksırırsa o nezledir. [195]

Aksırma anında hamdetmek iki manadan dolayı meşru kılın­mıştır:

i. Aksırmak vücudun zinde olduğunu, galîz buharların dimağdan dışarı çıktığını belirtir.

ii. Bu, Hz. Âdem'in sünnetidir. Dolayısıyla bu, peygamberler sünnetine tabi olunduğunun, onların gidişatı üzere olmaya azimli oluşun bir göstergesi olur. Bu yüzden aksırana mukabil hayır dua­da bulunmak gerekli ve İslâmlık haklarından biri olmuştur. Hayır duaya bilmukabele dua etmek ise, iyiliğe iyilikle karşılık vermek ilkesinin bir gereğidir. [196]



[179] Ebû Dâvûd, Edeb, 127 (5186).

[180] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/626.

[181] Müslim, Selâm, 28.

[182] Müslim, Selâm, 31.

[183] Ebû Dâvûd, Edeb, 21 (4845).

[184] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/626-627.

[185] Müslim, Libâs, 74.

[186] Ebû Dâvûd, Edeb, 5040.

[187] Ebû Dâvûd, Edeb, 5041.

[188] Bakara 2/195.

Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/627.

[189] Tirmizî, Edeb, 12.

[190] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/628.

[191] Ebû DâvÛd, Edeb, 168 (5272).

[192] Ebû Dâvûd, Edeb, 168 {5273).

[193] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/628.

[194] Buhârî, Edeb, 126; Ebû Dâvûd, Edeb, 91; Tirmizî, Edeb, 3; İbn Mâce, Edeb, 30.

[195] Ebû Dâvûd, Edeb, 92 (5034).

[196] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/628-629.