saniyenur
Wed 26 October 2011, 08:09 pm GMT +0200
1- İtikadı nifak:
Kur'an-ı Kerim'de karakterîze edilen, dünyada iken müsîüman muamelesi görüp, âhirette İnançsızlığı ortaya çıkınca kâfirlerden daha kötü muameleye tabî tutulmasına sebeb olacak olan nifak hali. [1025] Akîdenin hilafına îmanda mürailiktir.[1026]
İman ile küfür arasında bocalayan münafıklar, bazan Allah'ı hatırlar gibi davranırlar. Fakat, Allah'a oyun etmeye çalışırlar ve gösterişte bulunurlar. Namaza da üşene üşene kalkarlar. [1027] İnsanları Allah yolundan döndürmek için yalan yere yemin ederle. [1028]
“Münafıkların kalbi verimsiz toprak gibidir” [1029] menfaatlerine göre şekil alırlar, dönektirler [1030] Asr-ı Saadeüeki münafıklara;
“Hz. Peygamber'in yanına gelmeden önce sadaka verin de öyle gelin” denildiğinde bunların, menfaatiarına dokunduğu için, kaçtıkları tesbit edilmiştir. [1031]
Münafıklar Allah'ı unutup cimrilik yaparak ellerini yumarlar [1032] bir belâya uğrayıp sıkışınca hemen fitneye düşerler [1033] felâketin dönüp kendilerine çarpmasından korktuklarını, kendi aralarında fısıldaşırlar [1034] olayların akışı münafıkların lehine gibi ise, itaatla koşa koşa Peygamber'in yanına gelirler [1035] bunlar zahiren îman edip kalpleriyle kâfir olanlardır. [1036]
“Allah'a, Peygamber'e inandık, itaat ettik” diyen münafıklar [1037] diğer taraftan Hz. Peygamber'e isyanı, düşmanlığı fısıldaşırlar. [1038] Onlar aynen şeytanlara benzerler [1039] tabiatları gereği Allah'a ve Peygamber'e muhalefet üzeredirler [1040] fakat kalblerindeki gizlediklerini ortaya çıkaran âyetlerin inmesinden de çok korkarlar. [1041]
Kur'an-ı Kerim'de özelliklerini tanıtıp haber verdiği münafıklar için Yüce Allah, peygamberini şöyle buyarmaktadır:
“O münafıklann dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördüğün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar” [1042] Hak söz tanımayan, âhirette topluca kâfirlerle bir araya gelecek olan [1043] münafıklara istiğfar etsen de etmesen de birdir. Çünkü Allah bu fâsıkları affetmeyecektir.[1044]
Münafıkların İslâm toplumu içinde bulunmalarından dolayı elde ettikleri menfaatların, âhİret hayatında da devamını isteyeceklerini, fakat bunun mümkün olmayacağını Kur'an-ı Kerim şöyle haber verir:
“Ahirette münafık erkek ve kadınlar îman etmiş olanlara; “Bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça ışık alalım” diyecekler. O gün onlara; alayla “Dönün arkanızda bir nur arayın” denilecek de, neticede îman edenlerle aralarında bir duvar olduğunu görecekler. O zaman münafıklar, mü'minlere şöyle seslenirler:
“Biz sizinle beraber değil miydik?”. “Evet”, diyecekler; fakat kendinizi siz kendiniz yaktınız, kuruntunuz sizi aldatlı” [1045] Böylece münafıklar ve kâfirler Cehennemde bir araya gelmiş olacaklardır. [1046]
Medine döneminde, Yahudilerle dostluk kuran münafıklarla mü'minlerin dost olmamaları hatırlatılmakta [1047] ve Hz. Peygamber'e; asıl düşmanın münafıklar olduğu, onlarla savaş yapması, hattâ sert davranması vahiy yoluyla bildirilmektedir. Hz. Peygamber'in de münafıklara karşı gayet ihtiyatlı, temkinli bir siyaset uyguladığı, gayr-i müslimlere yapılan muameleye tâbi tutmadığı; bilakis onlan İslâm toplumu içerisinden ayırmayıp, üzerlerinde kurduğu kuvvetti bir otorite ile tesirsiz hale getirdiği müşahede edilmektedir.
[1025] Nisa: 4/145.
[1026] M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 4997.
[1027] Nisâ:4/142, 3.
[1028] Mücadele: 58/14; Münâfıkûn, 63/2.
[1029] A'raf: 7/58.
[1030] Nisa: 4/141; el-Ankebût: 29/10-11.
[1031] Mücâdele, 58/13.
[1032] Tevbe: 9/67.
[1033] Ankebut, 29/10
[1034] Mâide: 5/52, 53.
[1035] en-Nûr: 24/49.
[1036] Münafıkûn: 63/3.
[1037] Nûr: 24/47; Münafıkûn: 63/1.
[1038] Mücâdele: 58/9-10.
[1039] Haşr: 59/16.
[1040] Mücadele: 58/20.
[1041] İnfİtâr: 82/4-5; Tevbe: 9/64.
[1042] Münafıkûn: 63/1-4.
[1043] Nisa: 4/140.
[1044] Münafıkûn: 63/6.
[1045] Hadid: 57/13, 15.
[1046] Nisa: 4/140.
[1047] Maide: 5/51.