- İstihâzalı kadın

Adsense kodları


İstihâzalı kadın

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 14 February 2011, 05:21 pm GMT +0200
G- 7. İstihâzalı Kadın:




Fukaha, hayızı devam eden kadının istihâza hükmüne ne zaman girdiği konusunda ihtilâf ettikleri gibi -ki bu yukarıda geçti- istihâzah kadının ne za­man hayızlı kadının hükmüne girdiği konusunda da ihtilâf etmişlerdir.

imam Mâlik "îstihâzalı kadının hükmü, kanı hayız kanının vasfını al­madıkça temizlik halindeki kadının hükmüdür", demiştir. Bu da, ne zaman ki

günleri temizlik halinin en kısa süresini aşarsa olur. Yani ne zaman ki kanı­nın vasfı değişir ve istihâzada geçen süresi temizlik hali olabilirse, o zaman hayızlı kadının hükmüne girmiş olur, aksi halde devamlı olarak istihâzalıdır. îmam Ebû Hanife de "Eğer bu kadın, adet sahibi ise adet günleri kadar, adet sahibi olmayıp yeni hayız görmüş mübtediye ise, hayız süresinin en uzununu -ki ona göre on gündür- bekleyecektir", demiştir.

îmam Şafii işe "Eğer bu kadın, değişik vasıflı kana sahip ise, kanının de­ğişen vasıflarına göre, eğer adet sahibi ise, adetine göre davranacaktır", de­miştir, îmam Şâfîi, bu her iki niteliği de bulunan kadın hakkında da iki çeşit görüşte bulunmuştur.

Bu ihtilâflara yol açan sebep, bu hususta-biri Ebû Hübeyş'in kızı Fatma ile ilgili Hz. Âişe (r.a.)'nin hadisi, diğeride Ebû Davud'un kaydettiği yine aynı kadınla ilgili bir diğer hadis olmak üzere- birbirine (zahirde) uymayan iki hadisin bulunmasıdır. Birincisinde Peygamber(s.a.s) Efendimiz, is­tihâzalı olan bu kadına, hastalığı daha yokken namaz kılmasını emir buyur­muştur[51]. Yukarıda geçen Ümmü Seleme'nin hadisi de aynı mealdedir.

ikincisinde ise ona«Şüphesiz hayız kanının rengi siyahtır, herkesçe bilinir. Bu kan geldiği zaman namazdan geri dur. Ötekisi geldiği zaman abdest al ve namaz kıl. Çünkü o bir patlak damar kamdır».[52]

Bu hadisler hakkında, ulemadan bazısı tercih, bazısı da te'lif yolunu tut­muştur. Ümmü Seleme'nin hadisi ile aynı mealde gelen hadisleri tercih eden­ler, günlere itibar etmişlerdir. îmam Mâlik, istihâzalı olup olmadığını bilemeyen hayızlı kadın hakkında yalnız günlerin sayısına itibar etmiştir. Hal­buki hadis, hayızda olup olmadığını bilemeyen istihâzalı kadın hakkında geldiği halde îmam Mâlik bunun hakkında hiçbir şeye, yani ne günlerin sayısına, ne de -kadın tarafından bilindiği zaman- günlerin aydaki yerlerine iti­bar etmiştir. Bu ise, hadisin hükmünü fer'i (ikinci derecede) kabul ederek asıldan uzaklaşmaktır. Oysa bu, garip bir şeydir.

Ebû Hübeyş'in kızı Fatma'nın hadisini tercih edenler, kanın vasfına iti­bar etmişlerdir. Bunlardan kimisi, ayrıca temizlik süresi olabilecek kadar günlerin istihâzada geçmesini şart koşmuştur. Bu görüş -Abdülvehhab'ın naklettiği üzere- îmam Mâlik'indir, kimisi de bu şartı koşmamıştır.

Hadisleri te'lif edenler ise "Birinci hadis, ayın hangi günlerinde ve kaç gün hayızda kaldığını bilen, ikinci hadisde bunları bilemeyip sadece kanı renklerini ayırt eden kadın hakkındadır", demişlerdir. Bunlardan kimisi de "Eğer kadın, ne kanının renklerini ayırt eder, ne de aydaki hayız günlerinin yerini bilmezse, bu kadın -ister hayız günlerinin sayısını bilsin, ister bilme­sin- Hamme binti Cahş'ın hadisine göre hareket edecektir", demiştir. Bu hadiste Peygamber (s.a.s) Efendimiz adı geçen kadına:

«Bu, şeytanın sana bir dürtüşüdür. Sen ayda -Allah'ın ilminde- altı ve­ya yedi gün kendini hayızlı say, sonra guslet»[53] buyurmuştur. Bu hadisin ta­mamı sonradan, istihâzalı kadının hükmünü anlatacağımız sırada gelecektir. Bu babdaki mes'elelerin en meşhurları işte bunlardır. Bunlar da dört mevzua dairdir. Birincisi temizlikten hayız'a, ikincisi hayızdan temizliğe üçüncüsü hayızdan istihâzaya, dördüncüsü istihâzadan hayız'a geçiş mevzu-landır. Hadisler ise sadece bu son mevzu hakkında varid olmuştur. Nasıl ki lohusahktan istihâzaya geçiş mevzuunda bir nass yoksa da, diğer üç mevzu hakkında da herhangi bir nass yoktur. [54]


[51] Buhârî, Hayd, 6/8, no: 306; Müslim, Hayd, 3/14, no: 333.

[52] Ebû Dâvûd, Taharet, 1/116, no: 303) buyurmuştur. Ebû Muhammed b. Hazm bu hadisi sahih bulmuştur (Ibn Hazm, Muhallâ, 2/162-163, no: 254.

[53] Ebû Dâvûd, Taharet, 1/110, no: 287.

[54] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/150-152.