- İşte bu tarzda bir sadâkat lâzım

Adsense kodları


İşte bu tarzda bir sadâkat lâzım

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Tue 9 November 2010, 02:27 pm GMT +0200


Çam ağacından sebât ve metânet dersini al. Herkesin yaprağını döktüğü anda o dağılmıyor, dökülmüyor. Sadâkât dersini de keneden almak lâzım. Kâinât gelse, beni bu da’vâdan koparamayacak, İnşaâllah. İlâhi, senin lütfun o kadar çok ki, ben ise küçük bir insanım. Bir müflisim ama, Ya Rabbi senin kapına sadâkatla yapıştım.

Bir Nûr Talebesine şeytan menfi noktadan yaklaşıp der: “Sen nere, Nûrculuk nere? Senin bütün istidâtların tefessüh etmiş. Zibil gibi adamsın. Sen nere, İslâmiyete hizmet nere?” Tâ, ye’se atsın; Onun hizmetteki aşkını, şevkini kırsın. Sen ona şu ahd-ı vefâyı oku. Ahd-ı Vefa: “Ma’nen düşsem de, yıkılsam da Cehenneme gireceğimi bilsem de, yine Risâle-i Nûr’un kudsiyet sancağını taşıyacağım. Başka hiçbir Nûr Talebesi kalmasa, ben bayrağı asla bırakmayacağım. Zerre kadar kemâlâtım kalmasa, yine bu bayrağı götüreceğim. Kâinâtta hiç kimse bu da’vâyı omuzlamasa, bütün Nûr Talebeleri hırt-ı hış olsa, ben tek başıma kalsam yine âleme Risâle-i Nûr’u îlâ, ibkâ ve ihyâ edeceğim; Bütün dünya aleyhime dönse, teveccüh etmese ben yine tasa etmeyeceğim. ALLAH yolunda kimsenin ayıplamasından korkmayacağım,” İşte bu tarzda bir sadâkat lâzım. Bu sadâkatı taşıyanlara ihlâsın parlak levhâları açılır. Ya hû, bu dünyaya bir daha gelecek değiliz. Onun için da’vâmızın elmas kılıncını iyi sallamalıyız.