- İslam’ın medeniyet ufkunun zarar görmesi

Adsense kodları


İslam’ın medeniyet ufkunun zarar görmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
halim
Sat 14 January 2017, 06:39 pm GMT +0200
İslam’ın medeniyet ufkunun zarar görmesi, Bağdat’ın, Şam’ın yıkılmasından daha büyük bir tehlikedir...”
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi’nin (KAGEM)  2017 Faaliyet Yılı Açılış Konferansı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Doç. Dr. İbrahim Kalın’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi tarafından düzenlenen "İslam-Batı İlişkilerinde Dün, Bugün ve Yarın" konulu konferansın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, KAGEM'in ilim, fikir ve düşünce merkezine dönüştüğünü belirtti.
Tarihe bakıldığında büyük acıların yaşandığı zamanların olduğunu dile getiren Başkan Görmez, bugün de bütün Müslümanların büyük acılar yaşadığını ifade etti. Yaşanan acıların ve zorlukların üstesinden gelineceğini vurgulayan Başkan Görmez, bundan da kimsenin şüphesinin olmaması gerektiğini söyledi.
“İslamofobinin en büyük tehlikesi; İslam’ın rahmet ufkunu daraltmaya sebep olmasıdır…”
En büyük endişenin, yaşanan acıların İslam ufkunda hasarlar meydana getirmesi olduğunu anlatan Başkan Görmez, sözlerine şöyle devam etti:
Halimize baktığımız zaman, büyük acılar yaşadığımız zamanlar olmuştur. İlk asırlarda yaşadığımız acılar, Moğol istilasıyla Haçlı seferlerinin birlikte İslam coğrafyası üzerine yürüdüklerinde yaşadığımız büyük acılardır. Ve başka her coğrafyada yaşadığımız büyük acılar olmuştur. Bu büyük acıların en büyük tehlikesi İslam’ın medeniyet ufkunu daraltma yönünde zarar vermesidir. İslam’ın medeniyet ufkunda hasarlar meydana getirmiş olmasıdır. Acaba bir Kerbela olmasaydı, Kerbela acısını yaşamasaydı coğrafyamızda 13 asır devam eden bir ihtilaf olacak mıydı? Yahut Endülüs’te yaşadığımız acılar, Maveraünnehir’de yaşadığımız acılar olmasaydı, İslam ümmeti nasıl bir ümmet olurdu?
“İslam’a yönelik oluşan nefret, Müslüman kalplerde nefrete dönüşmemelidir…”
Bugün de coğrafyamızda çok büyük acılar yaşıyoruz, bütün Müslümanlar büyük acılar yaşıyor. Bu acıların ve zorlukların tamamının üstesinden bir gün geleceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama en büyük endişemiz; yaşadığımız bu acıların İslam ufkunda hasarlar meydana getirmesidir. İslamofobi kötü bir şeydir, ama İslamofobinin en büyük tehlikesi; İslam’ın rahmet ufkunu daraltmaya sebep olmasıdır. İslamofobi, bizim rahmet ufkumuzu daraltmamalıdır. İslam’a yönelik oluşan nefret, Müslüman kalplerde nefrete dönüşmemelidir. Başka dünyalardan bize yönelmiş düşmanlık, bizde de bir düşmanlığa dönüşmemeli, çünkü bu bize yakışmaz. Allah Resulü bize bunu öğretti.
“İslam’ın medeniyet ufkunun zarar görmesi, Bağdat’ın, Şam’ın yıkılmasından daha büyük bir tehlikedir...”
Büyük acılar yaşanıyor, bu büyük acıların İslam düşüncemizi daraltmaya başladığını, ufkumuzu daraltmaya başladığını hep beraber müşahede ediyoruz. Bu ufkun daralması, Bağdat’ın, Şam’ın yıkılmasından daha tehlikelidir. İslam’ın rahmet ufkunun yara alması, İslam’ın adalet mefkûresinin yara alması, İslam’ın medeniyet ufkunun zarar görmesi, şehirlerimizin yıkılmasından daha büyük bir tehlikedir.
“Doğu-Batı ikilemini ortadan kaldıracak bir İslam ufkuna muhtacız…”
Doğu-Batı ilişkisi için de aynı şeyi söylemek isterim. Biz Doğu-Batı ikilemini ortadan kaldıracak bir İslam ufkuna muhtacız. Bütün insanlık Doğu-Batı ayrımını ortadan kaldıracak bir İslam ufkuna muhtaçtır, bir İslam rahmetine muhtaçtır. Biz batının da doğunun da Allah’a ait olduğunu bilenlerdeniz. Allah, iki doğunun da Rabbidir, iki batının da Rabbidir, Allah kuzeyin de Rabbidir, güneyin de Rabbidir.
“Müslümanlar, ‘ötekine’ nefret üzerinden kimlik inşa etme hatasına düşerse Batı ile aynı hatayı işlemiş olur…”
Müslümanlar, Batı gibi öteki üzerinden, ötekiye düşmanlık ve ötekine nefret üzerinden kimlik inşa etme hatasına düşerse Batıyla aynı hatayı işlemiş olur. Yaşadığımız acılar bizim için bu tehlikeyi gösteriyor. Bilhassa genç kardeşlerimize seslenmek isterim; bu tehlikenin farkında olmalıyız. Bizi kuşatan acılar, içinden geçtiğimiz büyük zorluklar bizim Rabbimizin bize kazandırdığı, alemlerin Rabbinin bize kazandırdığı, Kur’an-ı Kerim’in bize kazandırdığı, bütün alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz Resulü Ekrem Aleyhisselamın bize kazandırdığı, sadece bu alemi değil bütün alemleri kuşatan o rahmet ufkumuza zarar vermemeli. Biz Batının işlediği kötülüklerden hareketle doğuyu inşa etmek gibi bir hataya düşmemeliyiz.
"İslam-Batı İlişkilerinde Dün, Bugün ve Yarın" konulu konferans, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in ardından KAGEM Müdürü Hicret Toprak ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Kalın’ın konuşmalarıyla devam etti.