- İslamın Avrupa Kültürü Üzerindeki Etkileri

Adsense kodları


İslamın Avrupa Kültürü Üzerindeki Etkileri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Tue 7 August 2012, 11:33 am GMT +0200
İSLAM'IN AVRUPA KÜLTÜRÜ ÜZERİNDEKİ GENEL ETKİLERİ

Robert Gulick'in ifadesiyle, "Avrupa'da Rönesansın oluşması üzerindeki Arap etkisinin hatırı sayılır düzeyde olduğunu inkâr edebile­cek kimse yoktur. Ancak, İslâm inkılâbının halen Fransız Devriminin kabul gördüğü gibi tarih kitaplarında bir nirengi noktası kabul edilebilmesi için, Avrupalı pedogoglann önünde onlarca yıl sürebilecek bir tercüme vazifesi durmaktadır. Müslümanlardan miras kalan entellektüel hazineyi açığa çıkarmak için yapılması gereken bunca büyük miktarda araştırma işi olduğu gözönüne alınırsa, günü­müz müelliflerine çağdaş medeniyete Araplar tarafından yapılan orjinal katkının hacmi ko­nusunda negatif çıkarımlarda bulunmaktan kaçınmak yakışır." (R. L. Gulick, a.g.e., sh. 51-52).

"Halil Tute, Kurtuba'daki hamamların, sokak lambalarının ve Müslümanlar tarafından te­min edilen daha nice kolaylık ve konfor ara­cının Avrupalı kitlelerin berbat şartlarını nasıl iyileştirildiğinin en mükemmel göstergesi ol­duğunu vurgulamaktadır." (a.g.e., sh. 103). Kurtuba'nın ileri kültürü Sir Thomas W. Arnold tarafından daha da ayrıntılı olarak şu ifa­delerle ele alınmıştır: "Onuncu asırda Kurtu-ba Avrupa'nın en medeni şehri idi. Dünyanın takdir ve hayranlığını kazanmakta ve Balkan­lar içindeki Viyana gibi merkezî bir konumda bulunmakta idi. Kuzeyden gelen seyyahlar şehirde 70 kütüphane, 900 hamam olduğunu bir nevi dehşete düşerek öğreniyorlardı. Leon, Navarre veya Barcelona'mn yöneticileri cerrah, mimar, terzi, musikî hocası gibi kim­selere ihtiyaç duyduklarında başvurdukları yer Kurtuba idi (The Legacy of islam). Bu düşünce E. Rosenthal tarafından şu ifadelerle teyid edilmektedir: "Müslümanların hâkim olduğu günlerde Kurtuba Avrupa medeniyetinin merkezi ve dünyanın belli başlı Öğretini merkezlerinden biri idi. Mağripliler İspan­ya'dan sürüldükten sonra ise Kurtuba bir vila­yet kasabası durumuna düşmüştür. Yine de onun harikulade camisi, İspanya'daki Arap İmparatorluğun başkenti olduğu günlerden kalan muhteşem bir mirastır." ("Traces of Arabic Influence in Spain," Islamic Culture, 11: 336, Temmuz, 1937).

Robert Gulick, İslâm kültürünün Avrupa'ya nasıl taşındığının kesin olarak tesbit edileme-diyse de elimizde bazı ipuçları olduğunu be­lirtmektedir. Gulick, pek çok Batılının Avru­pa kültürüne İslâm'ın büyük katkısı olduğu şeklindeki görüşlere yaklaşımında, tarafsız olmak yerine nâzik bir üslûbu seçtiği görül­mektedir. Bu kültürel miras ile ilgili İslâmî iddiaları destekleyen tarihî deliller, hiçbir dü­rüst ve hakperest insanın 'bu durum kesin olarak belirlenemedi' şeklindeki itirazına ma­hal vermeyecek çokluktadır. C. H. Haskins bu konuda şüphesi olmadığını şu sözlerle ifa­de etmektedir: "İspanya'daki Arapların Batı Avrupa'daki yeni ilim dalgasının temel kay­nağı olduğu müşahhas gerçeği ortadadır." (Sîudies in îhe History ofMedieval Science).

W. Thompson ise aynı konuda şüpheye yer bırakmayan şu ifadeleri kullanmaktadır: "Onuncu asrın son yarısında Lorraine'deki okulların ilk önce Latin Avrupa'da yeşeren Arap ilim tohumlarının menbaı olduğuna kaniyim. Bilgi buradan daha sonra Almanya'nın diğer bölgelerine -Reichenau'daki Hermann Contractus şahittir- Fransa'ya ve özellikle İn­giltere'ye yayıldı." ("The Introduction of Arabic Science into Lorraine in the Tenth Century." Isis, 12: 191, Mayıs, 1929).

Robert Gulick şöyle devam etmektedir, "Muhterem Peter'in 1150 yılları civarında Kur'ân'ın Latinceye tercüme edilmesi işini üstlenmiş olması Cluny'nin Arapça öğrenimi­ne olan ilgisinin bir başka delilidir. Bugün bu Fransız bölgesinin adı başlıca Cluny ırkıyla özdeştir. 'Devrin en ünlü müelliflerinden el-İdrisî'nin, Hıristiyan Sicilya'da  eer tarafından dünya haritası çizmekle gö­zlendirilmesi o dönemler Müslümanların Hintdeki üstünlüğünün işaretidir.' (Arnold, a. e sh. 89). Onikinci yüzyılda I. Henry'nin hjmayesinde Arap ilim ve felsefesinin öncü talebelerinden olan ve uzak ülkeleri gezen seyyah Bath'lı Adelard, Robert Grosseteste ve Roger Bucon'dan önceki en büyük ilim adamı olarak bilinmektedir.' (Haskins, a.g.e., sh- 20). Avrupa'da Arap kültürünü yayan di­ğerleri Tivoli'li Plato, Chester'lı Robert, Corinthia'h Herman, Bruges'lü Rudolph ve Cremona'nın büyük Gevard'ıdır. II. Frederick'in sarayında hizmet eden Michael Scot İbn-i Rüşd'ün, el-Bitrucî'nin ve diğer Müslüman mütefekkirlerin eserlerini tercüme etmiştir.

Avrupa tarihinin ilgi çekici simalarından olan ve İslâm nüfuzunun yayılmasında önemli rolü bulunan bir kişi Büyük Frederick'tir. O Fahrüddîn ile felsefî meseleler hakkında münaza­ra etmiş, el-Kâmil ile geometri ve cebir prob­lemleri üzerine teatide bulunmuş, meşhur Arap astronomi bilginleriyle temas kurmuş­tur. İslâm mimarisi ile ilgilendirmiş, özellikle Kudüs'teki Hz. Ömer camiinin sekizgen şek­li, yeşil ve altın kubbesi ve sanat harikası minberi dikkatini çekmiştir. Avcılıkla ilgili bilgiler de toplamıştır: "Biz Doğu'dayken Araplar'in şahin avcılığı esnasında yüzlerine örtü geçirdiklerini müşahede ettik. Çünkü Arap kralları bize şahin gönderirken en iyi şa­hin avcılığı yapanları da birlikte göndermek­tedirler." (Robert Kantorovicz, Frederick the Second; Robert Gulick, a.g.e., sh. 58).