- İslami Hükümetin Esasları

Adsense kodları


İslami Hükümetin Esasları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Tue 28 September 2010, 09:02 am GMT +0200
BÖLÜM: 7
HAZIRLAYICININ NOTU

1952 senesi Kasım ayının 24 ünde Karaçi'de baro birliği başkanı, Mevlana Ebu'l A'lâ Mevdûdî'yi İslâmi Ana­yasa konusu hakkındaki toplantıda, konferans vermek için davet etmişti. Bu toplantıdan maksad, aydın züm­reye, adli çevrelere ve özellikle genç hukukçulara İslâmi Anayasa konusunda doğru bilgiler vermek ve aynı za­manda zihinlerdeki menfi anlayışları bertaraf etmekti. O zaman memleket, tarihi ve mühim günler geçiriyordu Memleketin her tarafında İslâmi Anayasanın bir an önce yapılması isteniyordu. Bunun için her tarafta milletin sesi yükseliyordu. Kasım 1952 senesi Nazimuddin'in raporu ileri sürüldü. Fakat halkın isteği üzerine bu raporun icra edilmesi bir ay kadar gecikti. Tabii olarak, Avrupa usulü ile yetişmiş ve Avrupada eğitim görmüş kimselerin zihnini bu hususta bir çok sualler kurcalıyordu. Bunlara cevap vermek zarureti vardı.

Mevlana Mevdûdî bu toplantılara katıldı. Bu suallerin cevaplarını mükemmel bir şekilde ortaya koydu. Müzake­renin başlangıcında, Mevlana Mevdûdî bir rapor ile, islâmi hükümetin ve İslâmî Anayasanın esaslarına ait plânı ilmî bir yetkinlikle açıkladıktan sonra, bu konuda kendisine birkaç saat, sorular yöneltildi. Mevlana da bu sualleri gayet parlak bir şekilde cevaplandırdı.

Mevlana'nın aşağıdaki satırları İslami Hükümet'in esaslarını aydınlatan beyanları ihtiva eder.

(Hazırlayıcı)


İslami Hükümetin Esasları

İlk Önce, Anayasa ve hükümetin birkaç mühim ve esasa ait meseleleri üzerinde durmak isteriz. Kısaca şuhu söylemek isterim ki, İslâmın asli kaynaklarında acaba elimizde ne gibi kaideler bulunmaktadır? Buradan da islâmın Anayasasına ait meseleler üzerindeki Ölçüler anlaşılır. İslâm bu hususta ne gibi noktalar üzerinde dur­muş ve neler üzerinde durmamıştır. Onun yapmak iste­diği şeyler sadece tavsiyeden ibaret midir? Yoksa kesin hükümlermidir ki, bunları biz müslü­man­lar, kabul etmek zorunda olup reddedemeyiz. Bu açıdan İslâmî Anayasa hususunu ele alarak dokuz esas mesele üzerinde konu­şacağız.

1.    Bu mevzuda karşımıza ilk çıkacak olan sual şudur: Hâkimiyet kimin hakkıdır? Herhangi bir hükümdarın mı, herhangi bir zümrenin mi, yahut da bütün bir milletin mi, ve yahut da Hak Taalânın mı?

2.
   İkinci sual: Hükümetin çalışma dairesinin hududu nedir? Ne dereceye kadar ve hangi hudud dairesinde hükümet itaat edilmeye hak eder ve nerelerde ve hangi şartlar dahilinde bu hak ortadan kalkar

3.     Üçüncü ve esasa ait soru Anayasa hakkındadır: Hü­kü­metin muhtelif organları (Organ of the state) yani icra kuvveti: (Executive), Adliye: (Judiciary) ve kanun yapma: (Legistatiutre) ün ayrı ayrı çalışma sahaları nelerden ibarettir? Bunlardan her biri ayrı ayrı ne gibi vazifeler yerine getirirler. Bu vazifelerin Ölçüleri nelerden ibarettir? Ve bunların birbirleriyle ilgi dereceleri ne oranda­dır?

4.    Dördüncü mühim soru de şudur: Hükümetin varlı­ğın­dan maksat nedir? Hükümet hangi maksatlar için kurulur ve hangi maksatlar için çalışır ve ayakta tutun­mak için hangi esaslara uyması lâzımdır?

5.      Beşinci soru: Hükümet kendi nizamını yürütmek için (İcra üyeleri Heyetini) ne şekilde oluşturur?

6.      Altıncı soru: Hükümet nizamini yürütenler ve de­va­mı­nı sağlayanların ne gibi vasıflarda (qualifications) olmaları gerekir? Hangi topluluk veya ne gibi kimseler bu mevkilerde vazife alabilirler? Ve hangi vasıftaki kimseler bu gibi işleri yürütmek ehliyetinde ve kabiliyetindedirler?

7.     Yedinci soru: Anayasada vatandaşlığın temelleri ve esaslarının nelerden ibaret olduğudur? Hangi kimseler bu hükümetin medenî vatandaşları olabilirler ve hangi zümreler olamazlar?

8.     Sekizinci soru: Medeni haklara sahip olan vatandaş­ların veya ülke içinde yaşayan zümrelerin esas hak ve hukukları nelerdir?

9.      Dokuzuncu soru: Hemşeriler, vatandaşlar ve ülkede yaşayan diğer zümreler üzerinde hükümetin ne gibi hakları vardır ve bu haklar nelerdir?

Her Anayasada bu esas hak ve temel hususiyetler göz­önünde bulundurulur. Şimdi bakalım, islâm bu soru­lara nasıl ve ne gibi cevaplar vermiştir?