sumeyye
Wed 22 August 2012, 01:13 pm GMT +0200
İslâm Ülkesinde Bulunan Madenler:
I. Mülkiyet Ayırımı Yapmayanlar:
Maliki Mezhebine göre, madenlerin her nevi, müslümanların, yani devletin sayılır. Maden, ister mülk toprakta, ister mülk olmayan yerde bulunsun hüküm aynıdır. Devlet, amme menfaatini gerçekleştirebilen istediği tasarrufta bulunabilir. Çünkü maden, bütün müslümanların mülkü, devlet ise menfaati ammeye ait olmak, bu gayeyi gerçekleştirmek üzere madenlerde tasarrufta onların naibidir. Devlet, ferde veya şirkete muayyen müddet için belirli ücret karşılığında, temlik suretiyle değil, faydalanma ve istiğlal şartıyla maden ıkta edebilir. Müslümanlar madenlere araziyi zaptettikleri zaman malik olmuştur. Arazi, her ne kadar askerlere dağıtılsa veya başkalarına ait olsa da, madenin mülkiyeti devlet için bakidir. Arazi malikleri toprağın yalnızca satımına (üstüne) sahiptirler. Normal olarak araziye ziraatçilik, ev yapmak ve gelirlerinden (gailesinden) faydalanmak maksadıyla malik olunur. Araziye temellükten maksat, içindeki madenlere malikiyet değildir. Buna göre, başlangıçtaki gibi devletin mülkiyeti o madenlerde devam eder. [904]
Abdülkerim Zeydan, bu görüşün tercih edilmesi gerektiğini savunur. [905]
II. Mülkiyet Ayırımı Yapanlar: [906]
Madenlerin bulunduğu toprağın mülkiyeti konusunda ayırım yapanlar, özel mülkteki veya kamu mülkiyetindeki madenleri birbirinden ayırırlar
[904] Zeydan, İslâm Hukukuna Giriş, s. 381.
[905] Zeydan, age, s. 383.
[906] Maden ocaklarının özellikle mülkiyeti konusunda bkz. Mannan, İslâm Ekonomisi, s. 387-388; Sıddıki, age, s. 130-134; Ebu Zehra, İslâm'da Sosyal Dayanışma, s. 65-70; Yavuz, İZM, s. 202-204; Zeydan, age, s. 380-386.