- İslamî Şahsiyet her türlü durumda olumlu ve yapıcı rol oynar

Adsense kodları


İslamî Şahsiyet her türlü durumda olumlu ve yapıcı rol oynar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Tue 29 June 2010, 03:23 pm GMT +0200
İslamî Şahsiyet, Her Türlü Durumda Olumlu Ve Yapıcı Rol Oynar


Huzeyfe b el-Yeman (ra)anlatıyor:
Allah Resûlü (sav) şöyle buyurdu:
“Biz insanlarla beraberiz İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, onlar kötülük yaparlarsa biz de kötülük yaparız, diyen düşünce yoksunu, kararsız, zayıf karakterli insanlar olmayınız Aksine nefsinizi iyilikte sabit tutunuz da insanlar iyilik yaptıklarında siz de iyilik yapın, kötülük yaptıklarında zulme yer vermeyiniz”

Bir başka rivayette ise son bölüm şu şekildedir:
“Kötülük yaptıklarında kötülüklerinden uzak durunuz”
Tirmizî
Muhterem hocamız Prof Dr Muhammed Gazali bu konuda şu açıklamaları yapmıştır:
“Zayıf insan; toplumdaki yaygın geleneğin kendisine baskın geldiği ve bütün amellerine tahakküm ettiği insanlardır Hatta bu gelenek onu dünya ve onun ahirette sıkıntılara soksa bile bu böyledir”
İnsanlar sevinç ve üzüntülerini ortaya koyarlarken çeşitli bid’atler uydurdular Dinin bizzat kendi gerçeklerine sarıldıklarından daha sıkı bir biçimde bu bid’atlere sarıldılar
Ama gerçek mü’min, Allah’ın dininde herhangi bir dayanağı olmayan şeyleri önemsemez O, bu örf ve geleneklere cesurca karşı koyduğu için ileride pek çok sıkıntı, meşakkat ve inkarla karşılaşacaktır Ne var ki, Allah’ın dinini yaşama hususunda kendisini kınayan insanların kınamalarından endişe etmek ve korku duymak ona yakışmaz Ona yakışan; eleştirilerin şiddet ve katılığına, ağır sözlere aldırmaksızın hedefine doğru yol almaktır

Bir dönem insanlar nezdinde revaçta ve değerli olup da, ardından güçlü mü’minlerin başını ezdikleri bâtıl,[2] taraftarları ne kadar çok olursa olsun varlığını uzun süre devam ettiremez Günümüzde, bâtıl uğrunda mücadele veren nice insan sonradan mü’minlerden doğruyu öğrenerek İslam’ın saflarına katılmaktadır

İbn-i Abbas (ra)anlatıyor:
Allah Resûlü (sav) şöyle buyurdu:
“Her kim insanları hoşnut etmek pahasına Allah’ı kızdırırsa, Allah ona hem kendi öfkesini indirir, hem de Allah’ı kızdırmak pahasına hoşnut ettiği insanların öfkesini üzerine çeker Her kim de insanları kızdırmak pahasına Allah’ı hoşnut ederse, Allah ondan hem kendisi hoşnut olur, hem de Allah’ı hoşnut etmek pahasına kızdırdığı insanları ondan hoşnut eder Hatta o insanın hem kendini, hem sözünü, hem de amelini kendisine kızan o insanların gözüne güzel gösterir”[3]
Müslüman kesin olarak iman ettiği şeyler üzerinde sebat etmelidir Câhil insanların örf ve geleneğine aykırı olarak, kendisi için Allah’ın hoşnut olacağını umduğu bir yaşam modeli belirlediği zaman insanların alay ve inkarlarını asla önemsememelidir

Madem ki asılsız şeylere olan iman, birtakım müntesiplerini mü’minlerle alay etmeye ve öfkeyle üzerlerine hücum etmeye kadar götürebilmektedir; o halde İslam dinine olan imanda, mü’minleri, yerinde sabit duran ulu dağlar gibi güçlü kılmalıdır:
“Seni gördükleri zaman ‘Bu mu Allah’ın peygamber olarak gönderdiği?’ diye hep seni alaya alıyorlar ‘Şayet tanrılarımıza sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı!’ diyorlar Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!”[4]

Sevgili genç
Evet artık müslüman, İslamî şahsiyetindeki gücünün ve gönlündeki iman şaheserinin bilincinde olmalıdır Sahip olduğu bu inancı ve imanı çevresindeki insanlara kabul ettiremiyorsa bile kendisi ulu bir çınar gibi dimdik ayakta kalacak, her yanı sarmış olan çirkinlikler onu beraberinde sürükleyemeyecek, birbirini döven şiddetli dalgalar onu içine çekemeyecektir
İmanından güç ve izzet alan ve Rabbiyle olan irtibatının, dininde istikamet üzere olmasının kendisine verdiği gücün bilincinde olan bir mü’mine insanlar ne yapabilirler ki?!
Hepsi birden onun üzerine çullansalar bile, ona asla ne küçük ne de büyük bir zarar veremezler
 



ALINTI