sumeyye
Sun 7 February 2010, 09:36 pm GMT +0200
İslam Mücahidlerine Emirler Verilişi, Teşvik ve Tebşirlerde Bulunuluşu
Ramazan´ın 17. günü, Cuma günü, çok sıcak bir gündü. Güneşin harareti pek fazla idi. İki taraf, çarpışmak için, birbirlerine yaklaşmışlardı.
Peygamberimiz Aleyhisselam, emir vermedikçe Kureyş müşriklerine saldırmamalarını mücahidlere emrederek:[197]
"Eğer Kureyş kavmi sizi sarar, kuşatırlarsa, onlan oka tutunuzu[198] Onlar sizi sarıp kuşatmadıkça, kılıçlarınızı sıyırmayınız!" buyurdu.[199]
Mücahidleri çarpışmaya teşvik etti ve:
"Muhammed´in varlığı Kudret Elinde bulunan Allah´a yemin ederim ki; bugün her kim sabır ve sebat ederek ve ecrini Allah´tan beki ey erek varıp şu müşriklerle çarpışır ve öldürülürde geri dönemezse, Allah onu muhakkak Cennete koyar![200]
Kalkınız! Genişliği göklerle yer kadar olan[201] ve müttakîler [Allah´ın buyruklarını yerine getiren, yasakladıklarından sakınanlar] için hazırlanmış bulunan[202] Cennete!"[203] buyurunca, Umeyr b. Humam:
"Yâ Rasûlallah! Genişliği göklerle yer kadar olan Cennete hâ!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Evet!" buyurdu.
Umeyr b. Humam:
"Bak hele! Bak hele!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Sana ´Bak hele! Bak hele!´ dedirten şey nedir?" diye sordu.
Umeyr b. Humam:
"Hayır! Vallahi, yâ Rasûlallah! Cennet ehlinden olmamı ummaktan başka bir maksadım yok!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Öyleyse, sen onun ehlindensin!" buyurdu.
Bunun üzerine, Umeyr b. Humam, azık torbasından birkaç hurma çıkarıp yemeye başladı. Sonra da, kendi kendine:
"Eğer ben bu hurmaları yiyinceye kadar yaşayacaksam, bu gerçekten uzun bir yaşamdır!" diyerek hemen elindeki hurmaları attı, şehit oluncaya kadar müşriklerle çarpıştı.[204]
Allah ondan razı olsun![205]
[197] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 278, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 67, Taberî, Târîh, c. 2, s. 280, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125.
[198] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 278, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 498, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 227, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 155, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 1 25, Zehebî, Megâzî, s. 66.
[199] Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 52, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 155.
[200] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 279, Taberî, Târîh, c. 2, s. 281, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1214, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 1 26, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 1 , s. 257, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 278.
[201] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 565, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 1 36-137, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1510, Hâkim , Müstedrek, c. 3, s. 426
[202] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 565.
[203] Hadid: 21.
[204] İbn Sa´d, Tabakât, c. 3, s. 565, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3,s. 137, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1510, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 426, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 43, Zehebî, Megâzî, s. 66.
[205] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/330-331.