- İslâm hukukuna göre paranın değişmesi

Adsense kodları


İslâm hukukuna göre paranın değişmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 11 March 2011, 08:31 pm GMT +0200
2. İslâm Hukukuna Göre Paranın Değişmesi Ve Bununla İlgili Hükümler




Nezih Kemal Hammad

1- Çağımızdaki ekonomik problemlerin en başta gelenlerin­den ve dünya devletlerinin çoğunda bireyi de toplumu da etkile­yenlerinden birisi de, şüphesiz "enflasyon" meselesi ve berabe­rinde getirdiği, paranın satınalma gücüne büyük ve tehlikeli dü­zeydeki etkisidir. Şöyle kî:

Enflasyon yüzünden satınalma gücü zayıflar, azalır ve sonuçta da bu; satım eşyası (mal), menfaatler ve hizmetler karşısında paranın değer kaybına yol açar. Nitekim çoğu ülkenin ekonomik politikası, o ülkeyi, parasının değerini, diğer ülkelerin parasına veya altına oranla düşürmek zorunda bı­rakır ve uygun oranda düşürür. Bazan da bunun aksine, parası­nın değerini yükseltmek zorunda kalır ve gerekli nispette yük­seltir.

Günümüzde bazı ülkeler, belirli bir ekonomik politika gereği, sınırları dışında parasının geçerliliğini yasaklamıştır. Netice ola­rak da başka herhangi bir ülkeye götürülmesine engel olmakta, eğer herhangi bir yolla çıkarılacak olursa, bu sefer de girmesini yasaklamaktadır.

Bazı ülkeler de, kendi sınırları dahilinde altınla, ya da kendi parasından başka bir parayla muameleyi yasaklamıştır. Bu uygu­lama, aksine davranmak caiz olmayan ve aksi yönde yapılan her türlü ittifakın geçersiz sayılacağı, genel bir rejim olarak görülür. Bazı devletler de zaman zaman geçerli paralarını iptal eder ve terim olarak "para" kabul ettiği bir başka parayla değiştirir vs. vs.

İktisadî politikaları açısından durum budur. Bireylerin mu­ameleleri açısından ise; çoğu zaman kişi, acıdığı ve yardım etmek istediği için, beili bir meblağı, belirli bir zamana kadar bir başka­sına verir. Gaye, onun ihtiyacını gidermek ve sıkıntısını bertaraf etmektir.

Ödeme günü geldiğinde, borç veren görür ki, kendisine dönen meblağ, satınalma gücüne veya altına ve gümüşe, ya da diğer paralara göre; ona karz alarak verdiğinin, verdiği gündeki değe­rinden az, ya da çok fazladır, ya da çok azdır. İsterse rakamda ve nicelikte ona eşit olmuş olsun.

Yine çoğu zaman bir tüccar, bir eşyayı, üzerinde anlaştıkları ileri bir zamanda, vadeli olarak ödemek üzere, belli bir para ile satın alır. Zaman gelip ödeme yaklaşınca, taraflardan herbiri, üzerinde anlaştıkları meblağın, satınalma gücü bakımından, ya da diğer paralara oranla kıymeti bakımından durumunun, akdi yap­tıkları ve zimmete geçtiği andaki durumuyla değişiklik arzettiğine şahit olur.

Ya da çoğu İslâm ülkelerinde âdet olduğu üzere koca, zevce­sinin mehrinin bir kısmını, ya da tamamını zimmetinde borç ola­rak tutar ve ödeme günü ancak, ölüm, ya da ayrılma vakalarıyla gelmiş olur ki, buna "müeccel mehir" tabir edilir. Ama bu müec­cel mehir pozisyonlarının hemen hemep hepsinde, işin gerçeği şudur: Mehir olarak kabul edilen ve kocanın zimmetinde borç olarak kalan bu nakdin, verilmesi gerektiği gündeki değerinde, zimmette sabit olduğu gündeki değerine oranla fahiş farklılıklar ortaya çıkmıştır.

Bunlar üzerinde duracağımız meselenin sadece bazı şekilleri­dir. Bunun yanında sorunun sayılamayacak kadar kompleks yan meseleleri, tehlikeli sonuçları ve pekçok boyutları vardır ve de­ğişik sahalarda bireyi, toplumu ve devleti ilgilendirmektedir... Ancak konunun bizi burada ilgilendiren yönü -sebebi ve kaynağı ne olursa olsun - para durumlarının değişmesi halinde, malî muamelelerle ilgili olan tarafı ve bunun zimmetlerdeki borçlara etkisidir.

Bu yön, gerçekte ve haddi zatında -özellikle bu asırda-çok fazla önem kazanmış ve son derece tehlikeli bir hal almış ise de, ana ilkeleri ve temel prensipleri itibariyle müslümanların mu­amelelerinde ve fıkıhlarında, geçen bin yıldan daha fazla zaman­dan beri bilinmekte olan birşeydir. İslâm fıkfhçılarının bu konuda ele almaya ve istifadeye sunmaya değer çok önemli görüş ve dü­şünceleri vardır.  [1381]



[1381] Doç. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat, Nün Yayıncılık, İstanbul 1997: 544-546.