sidretül münteha
Mon 20 December 2010, 07:45 pm GMT +0200
(366) Arkadaşının İsminden Bir Şey Noksan Bırakıp Kısaltarak Onu Çağıran Kimse
827— Hz. Aişe, Allah ondan razı olsun, şöyle demiştir: Resûlüllah (Sav) buyurdu ki: — Ey Âiş Bu Cibril'dir, sana selâm söylüyor. Âişe: — Selâm ve Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun, dedi ve Peygamber benim görmediğimi (Cibril'i) görüyor, demişti.[375]
Sözü kolaylaştırmak için, çağrılan kimsenin isminden son harf kaldırılır ki, buna nahiv ilminde = Arap gramerinde «terhîm-İ Münadâ» denir. İşte Peygamber (Sav) Hz. Aişe'ye, «ya Aiş» diye hitap etmiş ve onu çağırmıştır. Malik ismindeki bir adamın «ya Mali» şeklinde çağrılması da bu kabildendir. Kelâmda kolaylık ve hafiflik ifade eder. Böyle çağırmalarda dinî bir sakınca olmadığına hadîs-İ şerif delildir.
Melekler lâtif cisimler olup güzel şekillere bürünme kabiliyetine sahiptirler. Erkeklİk-dişilik vasıfları olmadığı gibi, beşerî ihtiyaçlardan da münezzeh varlıklardır ve büyük İşler başarmaya güçleri vardır. Umumî olarak insanlara gözükmezlerse de Peygamberlere gözükürler ve güzel insan biçiminde bulunurlar. Vahy getirmeğe memur bulunan Cibril de güzel bir insan suretinde Hz. Peygambere vahy getirerek gözükürdü. Fakat ashab-ı kiram onu görmezlerdi. Hz. Aişe bu gerçeği burada açıklamakta ve : «Onun gördüğünü (Cibril'i), ben göremem» demektedir.[376]
828— Hacdan dönen Sümame kızı Ümmü Gülsüm anlatmıştır ki, kardeşi Sümame oğlu Muharık kendisine şöyle dedi:
Âişe'nin yanma git ve ona, Osman ibni Affan'dan sor; zira yanımızda insanlar onun hakkında çok söz ettiler. (Aleyhinde konuştular). Ümmü Gülsüm şöyle anlattı:
— Ben Âişe'nin yanma varıp dedim ki, evlâdlanndan biri sana selâm gönderiyor ve Osman ibni Affan'dan sana soruyor, (onun durumu nedir) ? Âişe:
— Selâm ve Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun, dedikten sonra şöyle buyurdu:
— Bana gelince, ben şahidlik ederim ki, çok sıcak bir gecede Osman'ı bu evde gördüm; Allah'ın Peygamberi (Sav) de vardı, Cibril ona vahy ediyordu: Peygamber (Sav) ibni Affan'ın (Osman'ın) eline veya omuzuna eliyle «yaz, ösme!» diye vuruyordu. Allah'ın peygamber'i (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bu derece yükselttiği kimse, ancak iyi bir adam olur. İbni Affan'a (Osman'a) kim söver, kötü söylerse Allah'ın laneti üzerine olsun.[377]
Burada.da Peygamber (Sav) Hz. Osman'a hitap ederken isminin sonundan kısaltarak «Ösme» diye hitap etmiş ve Cibril'in getirdiği vahyi yazmasını emretmiştir. Vahy, Allah Tealâ'dan gelen kelâm olduğu için bundan daha ciddî ve önemli bir İş olamaz. Böyle ilâhî kelâmı yazmaya memur edilen Hz. Osman 'in Peygamber yanındaki şerefi de muhakkak ki büyüktür. Hazreti Osman zamanında çıkarılan ve sehid edilmesine kadar büyük fitnelere yol açan dedikoduların şahsından uzak tutulması gereken birer fesad olduğunu Hazreti Aişe bu beyanı ile ispatlamaktadır.[378]
[375] Buhârî: (59) Kltahu Bed'İ'l-Halkı, Bab : Zikru'l-Mel&lke. Müslim : (44) Kitabu Fezailfs-Sahabe, Hadis : 91.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/184.
[376] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/185.
[377] Fadlu'llah: C. I, s. 292-293. El-tsabe; C. n, s. 458, sayı; 5463.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/185-186.
[378] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/186.