ezelinur
Fri 30 July 2010, 08:04 pm GMT +0200
İŞ KALPTEDİR
"Hacı Fehmi Efendi" âlim ve velî bir zât
Kullara hizmet için ederdi çok nasîhat
İlim hikmet saçardı konuştukça lisânı
Küfürden hidâyete çıkardı çok insanı
Bir gün sevdiklerine buyurdu: (İş kalptedir
Onu temizlemek de ancak Sohbet iledir
Sohbet bir an da olsa Hak dostu bir velî'yle
Berâber bulunmaktır konuşulmasa bile
Evliyâ-yı kirâmdan Behâeddîn Buhârî
Vardı ki ziyârete gelmişti Ona biri
Baktı ki konuşmuyor bekledi yarım saat
Lâkin konuşmuyordu yine o mübârek zât
En son dayanamayıp dedi ki: (Ey efendim!
Bir şeyler söyleyin de istifâde edelim)
O zaman büyük velî başını kaldırarak
Ona şöyle buyurdu hemen cevap olarak:
(Bizim sükûtumuzdan bir şey anlamadıysan
Kelâmımızdan dahî anlamazsın ey insan!)
Yüzüne bakmak bile ibâdettir mü'minin
Çünkü onun kalbinde "Îmân" var bunun için
Peygamber-i zîşân'ın kalbinden çıkan Nûrlar
Kalpten kalbe akarak geldi bu güne kadar
Su nasıl ki boruyla gelir ise barajdan
Bu Nûr da kalpten kalbe akıp gelir her zaman
Eğer nasîb olmazsa bu nûrlar bir kişiye
Kavuşmamış sayılır zâten o hiçbir şeye
Velhâsıl şu iki şart her kimde varsa eğer
Resûlullah'tan gelen bu Nûra o da erer
Şartlardan birincisi şudur ki: "Bu nûrların
Kalbinde olduğuna inanmaktır bir zâtın"
İkincisi "Sevmektir o velîyi ihlâsla
Hiç şüphe etmemektir bu ikisinde aslâ"
Her kimde bu iki şart mevcut ise eğer ki
Onun dahî kalbine nûr akar elbette ki)
Bir gün de buyurdu ki: (Olun hep mütevazi
Siz tevâzû ettikçe yükseltir Allah sizi
Kibirli olanları ne kul sever ne Allah
Kendisini sâdece kendi sever mâzallah
Kendini bir Kâfirden hattâ Uyuz köpekten
Üstün gören Allah'a kavuşamaz katiyyen
Hadîste buyuruldu: (İnsanların fenâsı
Zor olandır yanına biraz yaklaşılması)
Eğer korkuluyorsa varmak için yanına
Bir felâket olarak kâfi gelir bu ona
Siz öyle davranın ki kaçmasın kimse sizden
Emîn olsun insanlar hem el ve dilinizden
Desinler: (Gidelim de filânın yanına biz
İçimiz açılsın ve ferahlasın kalbimiz)
"Hacı Fehmi Efendi" âlim ve velî bir zât
Kullara hizmet için ederdi çok nasîhat
İlim hikmet saçardı konuştukça lisânı
Küfürden hidâyete çıkardı çok insanı
Bir gün sevdiklerine buyurdu: (İş kalptedir
Onu temizlemek de ancak Sohbet iledir
Sohbet bir an da olsa Hak dostu bir velî'yle
Berâber bulunmaktır konuşulmasa bile
Evliyâ-yı kirâmdan Behâeddîn Buhârî
Vardı ki ziyârete gelmişti Ona biri
Baktı ki konuşmuyor bekledi yarım saat
Lâkin konuşmuyordu yine o mübârek zât
En son dayanamayıp dedi ki: (Ey efendim!
Bir şeyler söyleyin de istifâde edelim)
O zaman büyük velî başını kaldırarak
Ona şöyle buyurdu hemen cevap olarak:
(Bizim sükûtumuzdan bir şey anlamadıysan
Kelâmımızdan dahî anlamazsın ey insan!)
Yüzüne bakmak bile ibâdettir mü'minin
Çünkü onun kalbinde "Îmân" var bunun için
Peygamber-i zîşân'ın kalbinden çıkan Nûrlar
Kalpten kalbe akarak geldi bu güne kadar
Su nasıl ki boruyla gelir ise barajdan
Bu Nûr da kalpten kalbe akıp gelir her zaman
Eğer nasîb olmazsa bu nûrlar bir kişiye
Kavuşmamış sayılır zâten o hiçbir şeye
Velhâsıl şu iki şart her kimde varsa eğer
Resûlullah'tan gelen bu Nûra o da erer
Şartlardan birincisi şudur ki: "Bu nûrların
Kalbinde olduğuna inanmaktır bir zâtın"
İkincisi "Sevmektir o velîyi ihlâsla
Hiç şüphe etmemektir bu ikisinde aslâ"
Her kimde bu iki şart mevcut ise eğer ki
Onun dahî kalbine nûr akar elbette ki)
Bir gün de buyurdu ki: (Olun hep mütevazi
Siz tevâzû ettikçe yükseltir Allah sizi
Kibirli olanları ne kul sever ne Allah
Kendisini sâdece kendi sever mâzallah
Kendini bir Kâfirden hattâ Uyuz köpekten
Üstün gören Allah'a kavuşamaz katiyyen
Hadîste buyuruldu: (İnsanların fenâsı
Zor olandır yanına biraz yaklaşılması)
Eğer korkuluyorsa varmak için yanına
Bir felâket olarak kâfi gelir bu ona
Siz öyle davranın ki kaçmasın kimse sizden
Emîn olsun insanlar hem el ve dilinizden
Desinler: (Gidelim de filânın yanına biz
İçimiz açılsın ve ferahlasın kalbimiz)