- İnsanın Tedavi Olması Caizdir

Adsense kodları


İnsanın Tedavi Olması Caizdir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Sat 19 November 2011, 07:28 pm GMT +0200
27. TIP BÖLÜMÜ

 

1. İnsanın Tedavi Olması Caizdir
 


3855... Üsâme b. Şerik'ten rivayet olmuştur; dedi ki:

Peygamber (s.a)'in yanına varmıştım. Sahâbîleri (onun yanında) sanki başlarının üzerinde bir kuş varmış gibi (sessiz ve hareketsiz dur­makta) idiler. Selâm verip (yanlarına) oturdum. Şuradan buradan (bir takım) bedeviler gelip;

Ey Allah'ın Rasûlü, tedavi olabilir miyiz? diye sormaya başla­dılar. (Hz. Peygamber de);

"Tedavi olunuz. Çünkü aziz ve celü olan Allah, şifasını yarat­madığı bir hastalık yaratmamıştır. Ancak bir hastalık müstesna o da ihtiyarlıktır" buyurdu.[1]

 

Açıklama
 

Tıb: İnbsan vücudunun sıhhat ve hastalığı kendisiyle bilinen bir ilimdir.

Bir de insan kalbine arız olan küfür, şüphe, vesvese gibi manevi hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisini araştiran tıb ilmi vardır.Ancak burada kastedilen birinci manadaki tıb ilmidir.

a) Sıhhati korumak.

b) Vücudu rahatsız eden şeylerden sakınmak,

c) Vücuttaki zararlı maddeleri dışarı atmak.

Bunlardan birincisi, “Kim hastaolur yahut  seferde bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun”[2] ayet-i kerimesinden alınmıştır.Bu ayet-i kerimede sıhhati kormak gayesiyle Ramazan’da yolculuk yapan bir kimsenin oruç tutmasına izin verilmiştir.İkinscisi, “nefislerinizi öldürmeyiniz.”[3] Ayet-i kerimesinde alınmıştır.Üçüncüsü ise, “...Ya da başından bir rahatsızlığı bulunan kimse oruçtan, sadakadan veya kurbandan(biriyle) fidye verir.”[4] Ayet-i kerimesinde alınmıştır.Bu ayette, hacda ihramlı olan bir kimsenin başında kendisini rahatsız edecek haşerelerin üremesi halinde, onlardan kurtulmak için başının tıraş edip karşılığında fidye edilmesiene müsaade edilmektedir.

Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki “tedavi olunuz” emrinin zahiri ibahe ifade eder.Hafız İbn Hacer ile Hanefi ulemasından Ayni bu görüştedirler.Fetava-yı Hindiyye’nin zahirinden anlaşılan da budur.İmam Gazali de el-Erbain isimli eserde bu görüşü savunmuştur.

Ancak Mecmau’l-Bihar yazarının açıklamasına göre; cumhur ulemaya göre bu emrin zahiri müsteheblık ifade eder.İbn Kayyim el-Cevziyye ile Aliyyü’l-kari de bu görüştedir.

Ayrıca bu hadis-i şerifte, ihityarlıktan başka her hastalığın bir ilacı olduğu bildirilmekte, ilacı bilinmeyen hastalığın ilacını bulmak için araştırmalar yapılması  teşvik edilmektedir.

Bazı kimselein, “Allah’ın imtihan için verdiği hastalığa razı olmadıkça velayet mertebesi tamam olmaz.Bu bakımdan veli için tedavi caiz değilidr.” Şeklindeki sözleri Hz. Peygamber’in mübah kıldığı tedavi hükümne aykırıdır.Eğer tedavi olunan hastalıklar iyileşmiyorsa bunun sebebi ya hastalığın hakiki tedavisi bilinememesinden ve yahutta teşhis olunamamasındandır.[5] 

Tedavilerin tümünü tevekküle aykırı saymak doğru değildir.Çünkü İslam alimlerinin açıklamasına göre vücudun zararlarını giderecek sebepler üçtür:

1- Zararı gidermesi kesin olan sebepler, susuzluk zararının gideren su, açlık zararının gideren ekmek gibi.Bu gibi sebepleri tevekkül maksadıyla terk etmek  haramdır.

2- Zararı gidermesi kesin olmayan fakat gidermesi ihtimal dahilinde olan sebepler.Kan aldırmak, üşümeyi giderebilen sıcaklık verici ilaçlar kullanmak gibi.bu gibi ilaçlara başvurmak da tevekküle mani değildir.

3- Kendilerinden şifa beklemek tamamen bir vehimden ibaret olan sebepler.Efsun yaptırmak gibi.Müslümana yakışan, bu kısma giren sebeplerden uzak durup Allah’a tevekkül etmektir.

İbn Mes’ud’dan rivayet olunduğuna göre Hz.Peygamber, bu kısma giren sebeplerden kaçıp Allah’a tevekkül edenler hesapsız olarak cennete gireceklerdir, buyurmuşladır.[6] 

Binaenaleyh hastalığın gelip gitmesi Allah’ın emriyledir.Allah hastalığın iyileşmesine sebep olacak devalar yaratmıştır.Bu sebeplere sarılmak tevekküle mani değildir.[7]

Hadis-i şerifte ihtiyarlığın hastalıktan sayılması, kendisini ölümün takib etmesi sebebiyle hastalığa benzemiş olmasındandır.[8]

[1] Tirmizî, tıb 1; İbn Mâce, tıbb 1; Ahmed b. Hanbel, III, 156.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/487.

[2] Bakara, (2) 185.

[3] Nisa, (4) 29.

[4] Bakara, (2) 196.

[5] Kamil Mirasi Tecrid-i Sarih Tercümesi, VII, 75.

[6] Vedadi Efendi, Tekmile-i Tercüme-i Tarikat-ı Muhammediyye, 38-39.

[7] Müslim, birr 52.

[8] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/488-489.


HALACAHAN
Wed 10 August 2016, 07:52 am GMT +0200
H astalanmadan önce sagligimizin kıymetini biliriz inşaallah ..Rahatsızlık durjmjnda da tabiki sifamizi aramalıyız..Rabbim sağlıklı uzun ömürler nasip etsin hepimize..

Mevlüde
Wed 10 August 2016, 01:27 pm GMT +0200
Sifa Allah tandir.ama buna vesile de doktor ,ilaclar,tedaviler vs dir.
O yuzden gerektigi durumlarda tedaviye basvurmak lazm.Allah razi olsun

yagmur_7-c
Wed 10 August 2016, 01:39 pm GMT +0200
Esselamu aleykum
Allah bu canı bizler emanet etmiş ise bizlere de ima bakmak yani onun gereksinimilerini gidermek düşer ....Sağlıklı bir ömür geçirmek için iş doktora gitmeli ve tiptan faydalanmaliyiz ....Rabbim sağlıklıyaşamlar nasip eylesin inşallah.....

melda 6D
Wed 10 August 2016, 01:48 pm GMT +0200
Selamun aleykum. Rabbim tum hastalara sifa versin insallah . Rabbul alemin maddi manevi tum hastaliklara sifa versin gonlumuze ferahlik versin insallah.

halim
Wed 17 August 2016, 02:18 pm GMT +0200
Ve aleykum selam ; İnşaallah tedavilerimizi islamın ve efendimizin sünnetlerinin verdiği ölçülerle yapar ve allaha her daim şükür içinde olmalı allahtan her daim affu mağfiret dileyenlerden olmalıyız.

Allah razı olsun

Bilal2009
Wed 17 August 2016, 03:43 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizleri hasta olduğumuzda tedavi olanlardan eylesin . Rabbim paylaşım için razı olsun.

ceren
Wed 17 August 2016, 03:56 pm GMT +0200
Aleykumselam.Allah insana verdigi vucudu emanet olarak vermis ve ona sahip çıkmasını emir etmistir.Bu yuzden insanin sagligi icin tedavi olmasi caizdir.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...