sidretül münteha
Tue 21 December 2010, 06:06 pm GMT +0200
(326) İnsan Övüldüğü Zaman Ne Söyler
761— (173-s.) Adiyy ibni Ertât'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabından olan adam Övüldüğü zaman :
— Allah'ım! Söyledikleriyle beni hesaba çekme ve bilmedikleri şeyleri (günahlarımı) bağışla.» derdi.[243]
Bir kimseyi yüzüne karşı övmenin ve bir kimse hakkında kesin hüküm vermenin doğru olmayacağına dair hadîs-İ şerifler birinci cildin 339-341 sayılarında geçmiş ve gerekli açıklama yapılmıştı. Ancak yalan olmamak, övülene kibir vermemek ve övülen fasık olmamak, övücü de alışkanlık halinde olmamak ve övüleni hayırlı işlere teşvik etmek şartlariyle medheyapılabİlir. Bu şartlar dahilinde övülen kimse; «Allah'ım, beni temize çıkarıp övdükleri sözlerle beni hesaba çekme ve bilmedikleri günahlarımı mağfiret eti» diye dua eder. Böylece kibirden kurtulur ve hakkında edilen övgülerden manevî bir zarar çekmez. (Bu haberi Beyhakî îman bölümünde tahriç etmiştir. Başka bir kaynak gösterilmemiştir. Fadlu'llah : C. II, s. 231).[244]
782— Ebû Kılâbe'den rivayet edildiğine göre, Ebû Abdullah, Ebû Mes'ud'a yahut Ebû Mes'ud, Ebû Abdullah'a demiştir ki: «Zu'metmek =zannetmek» sözü hakkında Peygamber 'den ne duydun. (Bu hususta Peygamber) :
«— insanın ne kötü bineğidir.» buyurdu.[245]
Ebû Abdullah'in Huzeyfe hazretleri olduğu söylenmekte ise de Huzeyfe 'den başkası olduğu, hakkında da görüş vardır. Huzeyfe'nin mi Ebû Mes'ud'a, yahut Ebû Mes'ud'unmu Huzeyfe ye sorduğunu ravi kesinlikle ayırt edememiş ve burada tereddüt etmiştir. Hangisi sormuş olursa olsun, mesele «Zu'm — zan besleme» kelimesi üzerindedir. Bu kelime Arapçada «Za'm, Zu'm ve-Zi'm» telâffuzlartyla üç şekilde kullanılır ve birbirine zıd manaları vardır. Doğru ve" hak olan sözde kullanıldığı gibi, yalan ve batıl olan sözde de kullanılır. Ekseriya gerçek olmayıp, şüphe ve zan yerinde kullanılır. Şüphe ve yalan yerinde kullanıldığı için «İnsanın kötü bineği» diye Peygamber (Sav) tarafından izah buyurulmuştur. Çünkü şüphe ve'tereddüt insanı yalana götürür. Yalpn, ise en kötü bir şeydir. İnsan gerçek olarak bilmediği bir haberi veya sözü anlatmamalı, zan' üzere hareket edip, kötü akıbetlere düşmemeli ve başkalarını da düşürmemelidir. Hadîs-i şerif rivayetlerinde ise asla kullanışı caiz değildir.[246]
763— Abdullah ibni Amir demiştir ki, ey Ebû Mes'ud! Resûlüllah (Sav)den «Zulmettiler = zannettiler sözü hakkında ne buyurduklarını işittin? O, şöyle buyurduğunu işittim, dedi: «— Insanin ne kötü bineğidir.» Yine şöyle buyurduğunu işittim: «— Mü'mine lanet etmek, onu Öldürmek gibidir.[247]
Abdullah ibni Amir, bir rivayete göre Hz. Peygamber'in irtihal zamanında onüç yaşında İdiyse de, doğru olan diğer rivayetlerde 2-3 yaşlarında bulunuyordu. Hz. Osman'ın dayısı oğlu olup, doğumundan sonra Peygamber (Sav)'e getirildiğinde: «Bu bizim benzerimizdir» buyurmuştu. Böylece ashab-ı kiramdan olduğu bilinmiştir. Çok cesurdu ve gayet cömert İdi. Hicretin 29. yılında Hz. Osman onu, Musa El-Eş'arî 'den sonra Basra valiliğine tayin etmiş ve orada kanallar açmış, nehirler akıtmıştı. Tedbir sahibi büyük bir kumandan, cesur bir binici ve siyaset adamı olmakla Irarr, Horasan, Sicistan, Kabil ve Afganistan beldelerini fethetmİşti. Ayrıca imar ve inşa işleriyle ziraat ve ağaç yetiştirme hizmetleri de çok olmuştur. Arafat gibi kuru bîr arazide havuzlar yaptırıp, hurmalıklar yetiştirmişti.
Basra valiliğinden ayrıldıktan sonra Medine'de ikamet etti ve 58-59 yıllarında orada vefat etti. Allah ondan razı olsun...
Rivayet ettiği buradaki hadîsin birinci kısmı «Zu'm = zan» kelimesi ila ilgili olup, bu hususta gerekli açıklama bir önceki hadîs-i şerîf münasebetiyle yapılmıştı. İkinci kısım, mü'mine lanet etmenin,, onu öldürmek gibi olduğu hususudur. Lanet, bir kimseyi Allah'ın rahmetinden uzak tutmak ve ona helaki reva görmektir. Bir kimseyi manen öldürmek, helak etmek çok defa onu maddeten yok etmekten daha ağır bir iştir. Bu bakımdan mü'mine lanet etmek, onu öldürmek gibi günaha vesile olur.[248]
[243] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/121.
[244] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/121.
[245] Ebû Davud: (40) Kitabu'1-Edeb, (72.) Bab. Fadlu'llah: C. n, s. 231-232.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/121-122.
[246] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/122.
[247] El-îsabe: C. IV, s. 61, sayı : 6181. Fadlu'llah; C. II, s. 233-234.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/122.
[248] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/123.