- İnsan kendi emeğiyle kazandığıyla değerlendirilir

Adsense kodları


İnsan kendi emeğiyle kazandığıyla değerlendirilir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Fri 24 August 2012, 10:13 am GMT +0200
İnsan kendi emeğiyle kazandığıyla değerlendirilir

Bazı kimseler yaratılıştaki fiziki yapısını kendi eseriymiş gibi yorumlar,güzelliği varsa gururlanır ,çirkinliği söz konusu ise komplekse girer, yaratılıştan var olan farklılıklarını kendi nefsine mal ederek değişik değerlendirmelere kapılır.

 Bu durumda insan, fiziki görüntüsüyle mi, yoksa kendi şahsi gayretiyle kazandığı vasıflarıyla mı kıymet kazanır?  Neleri ifade edebilirsiniz  insanın bu gibi fıtri güzellik ve çirkinliğinin etkisinde kalması konusunda?.

   

   Gerçek olan odur ki,İnsan kendi iradesinin eseri olanla değerlendirilir. Kendi emeğinin eseri olamayan fıtri görüntülerinden ne itibar kazanır, ne de itibar kaybeder. Çünkü Yaratan öyle münasip görmüş, öyle takdir etmiştir. Kendinin hissesi yoktur fiziki yapısından, fıtri görünüşünden. İnsanı değerli kılan, kendi iradesi ve emeğiyle elde ettiği vasıflarıdır. Kendi özel emeği ve gayretiyle ne gibi  vasıflar kazanmışsa o dur onu yücelten, itibarlı kılan..

   

       Nitekim meşhur Lokman Hekimin fiziki yapısını gören biri bakar ki, siyah renkli, kalın dudaklı bir görüntü var. Küçümser. Adamın değerlendirmesini anlayan Lokman Hekim şöyle açıklamada bulunur:

-Ne yüzümün boyasını ben sürdüm, ne de dudaklarımın modelini  ben çizdim. Ben ancak benim emeğimle kazandığımın adamıyım. Bulduğum ilaçlar; söylediğim sözlerle bakın bana. Benim eserim olmayan fiziki görüntümle değil. O Yaratan’ın uygun bulduğu takdiridir.Benim emeğimin eseri değildir..     

       Nitekim fıtri ve fiziki güzelliğiyle çevresine kuş bakışı bakan bir  hanıma İmam-ı  Ali efendimiz  şöyle hatırlatmada bulunur:

-Ey Allahın  kulu!,der. Bu görüntü senin eserin değildir ki kendine pay çıkarıp ta başkalarına kuş bakışı bakasın. Sen kendi iradenle elde ettiğin vasıflarınla değer kazanırsın.  İlimde, sanatta, ev hanımlığında ,salih amellerinde  ne derinliktesin, neler kazanmışsın  kendi emeğinle sen ona bak!.     

        Büyük zayıf bir beden yapısına sahip  İbn-i  Mesud Hazretleri  bir  ağaca tırmanırken aşağıdan çöp gibi ince bacaklarıyla iskelet gibi bedenini  görenlerin  gülüşmeleri üzerine Efendimiz şöyle  uyarıda bulunur:

-Ne gülüşüyorsunuz mahşerde sevabı Uhud’dan da  ağır gelecek kardeşinize?..

       

      Evet, bacakları ince,bedeni sıska,ama bunlar kendi eseri değildir ki?.Yaratanın  takdiridir. Onun eseri kendi amelidir. Kendi ameli ise mahşerde Uhud dağından da  ağır gelecek durumdadır. Öyle ise ince bacak, sıska bedenine rağmen İbn-i Mesud  kazanmıştır!

        Meşhur arap şairi Cahız da patlak gözlü, çukur yüzlü biriydi. Çiçek hastalığından sonra yüzü sürülmüş tarla gibi yara izleriyle dolmuştu.  Ama Cahız bu görüntüsüne  saplanıp kalmadan  çalışıp çabalayarak kendi emeğiyle edebiyatta üstad haline  geldi.               Onu fiziki  görüntüsüyle  görenler basite alırlar, ama bir iki dakikalık sohbetinden sonra bir türlü yanından  ayrılamazlardı. Tekrar ettiği sözlerinden biri şöyleydi:

-Ben benim eserim olmayan dış görüntümden komplekse girmem. Ama benim eserim olan cahilliğimden, beceriksizliğimden,vasıfsızlığımdan hicap duyarım!.             

       İsmini büyük bir sevgiyle andığımız Bilal-i Habeşi’yi müşrikler basite alıp “Kara karga “diye tarif ederlerdi. Allah Resulü Efendimiz ise : “Bilal benim müezzinimdir!” diye bağrına basar ve değerlendirmesini şöyle yapardı:

 -  Allah sizin beden yapınıza ve dış görünüşünüze bakmaz. Kalbinizdeki niyetinize ve amellerinizdeki tercihlerinize bakar. Çünkü bunlar sizin kendi kazancınıızdır!..

       

    Sözün özü: gençler fiziki ve fıtri yapısıyla değil, kendi gayretiyle kazandığı güzel vasıflarıyla ve mantıklı davranışlarıyla değerlenir, yoruma tabi tutulur.
     Var mı kendimizi vasıflı insan haline getirme azim ve gayretimiz?  Yoksa bizim eserimiz olmayan fıtri yapımızla mı eğleniyoruz ....

AHMET ŞAHİN