halim
Wed 29 March 2017, 06:05 pm GMT +0200
İnkarcılar, Peygamberlere sadece sihirbaz iddiasında mı bulunmuşlar?
- İnkârcılar, peygamberlere yalnız “sihirbaz/büyücü” diyerek karşı çıkmamışlardır. Daha başka birçok bahanenin arkasına da saklanmışlardır.
Örneğin: Peygamberimiz için “O bir şairdir, o bir sahir/büyücüdür, o eski hikayelerden derlenen bilgileri aktarmaktadır, birileri ona bu bilgileri öğretmiştir, o da bizim gibi bir insandır; o da bizim gibi çarşı-pazarda dolaşır; o fakirin tekidir, o bir öksüzdür..” gibi bahaneler arakasına sığınarak inkâra direnmişlerdir. Yani mesele sadece sihirbazlık meselesi değildir.
- Bununla beraber, peygamberlerin gösterdikleri mucizeler harikulade olduğundan, imana niyetleri olmayanlar bunları kendilerince en yakın gördükleri “sihir” sanatıyla nitelemişlerdir.
Mesela: Peygamber efendimiz, Allah’ın izniyle Ay’ı ikiye böldüğü zaman Mekke müşrikleri buna sihir demişlerdir.
“Kıyamet saati yaklaştı, Ay bölündü. Ama o müşrikler her ne zaman bir mucize görseler sırtlarını döner: ‘Bu, kuvvetli ve öteden beri devam edip gelen bir büyüdür!’ derler. Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır. Oysa onlara kendilerini inkârdan vazgeçirecek ibretler ihtiva eden nice olaylar bildirilmişti!” (Kamer, 54/1-4) mealindeki ayetlerde bu gerçeğe işaret edilmiştir.
- Keza Hz. Musa’nın asasının harikalığını, Hz. İsa’nın ölüleri diriltmesini de bir sihir olarak nitelemişlerdir.
- “Peygamberimiz haşa büyücü değildi ama büyüyle bir takım şeyler yapılabiliyordu” ifadesi tamamen bir iftiradır. Peygamberimizin haşa büyü yaptığına dair hiç bir ayet ve hadis söz konusu değildir.
- Hz. Peygamberin çocukluğundan beri asla yalan söylememesi ve bundan ötürü Muhammedü’l-Emin unvanını kazanması, Kur’an gibi insanlara ve cinlere meydan okuyan bir kitabı ortaya koyması, herkesten daha fazla bu Kur’an’a saygı duyması, herkesten daha fazla onun emirlerine riayet etmesi, bu Kur’an’ın zaman içinde doğruluğu ortaya çıkmış gaybi haberler ihtiva etmesi, bunun yanında yüzlerce mucize göstermesi, onun bir sihirbaz veya şair olmadığının açık göstergesidir.
Zira, büyücülerde bu mükemmel vasıflardan; kitaptan, ibadetten, takvadan, gaybi haberlerini tasdik ettirmekten eser yoktur.
- Keza, Hz. Musa’nın asasının maharetini Firavun ve yandaşları “sihir” olarak lanse ederken, işin başında yer alan ve büyünün ne olduğunu herkesten daha iyi bilen sihirbazlar ise, bunun büyü türünden değil, bilakis bir mucize olduğunu kabul etmiş ve ölümleri pahasına bu imanlarında sebat etmişlerdir. (bk. Ta Ha, 20/70-73)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
- İnkârcılar, peygamberlere yalnız “sihirbaz/büyücü” diyerek karşı çıkmamışlardır. Daha başka birçok bahanenin arkasına da saklanmışlardır.
Örneğin: Peygamberimiz için “O bir şairdir, o bir sahir/büyücüdür, o eski hikayelerden derlenen bilgileri aktarmaktadır, birileri ona bu bilgileri öğretmiştir, o da bizim gibi bir insandır; o da bizim gibi çarşı-pazarda dolaşır; o fakirin tekidir, o bir öksüzdür..” gibi bahaneler arakasına sığınarak inkâra direnmişlerdir. Yani mesele sadece sihirbazlık meselesi değildir.
- Bununla beraber, peygamberlerin gösterdikleri mucizeler harikulade olduğundan, imana niyetleri olmayanlar bunları kendilerince en yakın gördükleri “sihir” sanatıyla nitelemişlerdir.
Mesela: Peygamber efendimiz, Allah’ın izniyle Ay’ı ikiye böldüğü zaman Mekke müşrikleri buna sihir demişlerdir.
“Kıyamet saati yaklaştı, Ay bölündü. Ama o müşrikler her ne zaman bir mucize görseler sırtlarını döner: ‘Bu, kuvvetli ve öteden beri devam edip gelen bir büyüdür!’ derler. Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır. Oysa onlara kendilerini inkârdan vazgeçirecek ibretler ihtiva eden nice olaylar bildirilmişti!” (Kamer, 54/1-4) mealindeki ayetlerde bu gerçeğe işaret edilmiştir.
- Keza Hz. Musa’nın asasının harikalığını, Hz. İsa’nın ölüleri diriltmesini de bir sihir olarak nitelemişlerdir.
- “Peygamberimiz haşa büyücü değildi ama büyüyle bir takım şeyler yapılabiliyordu” ifadesi tamamen bir iftiradır. Peygamberimizin haşa büyü yaptığına dair hiç bir ayet ve hadis söz konusu değildir.
- Hz. Peygamberin çocukluğundan beri asla yalan söylememesi ve bundan ötürü Muhammedü’l-Emin unvanını kazanması, Kur’an gibi insanlara ve cinlere meydan okuyan bir kitabı ortaya koyması, herkesten daha fazla bu Kur’an’a saygı duyması, herkesten daha fazla onun emirlerine riayet etmesi, bu Kur’an’ın zaman içinde doğruluğu ortaya çıkmış gaybi haberler ihtiva etmesi, bunun yanında yüzlerce mucize göstermesi, onun bir sihirbaz veya şair olmadığının açık göstergesidir.
Zira, büyücülerde bu mükemmel vasıflardan; kitaptan, ibadetten, takvadan, gaybi haberlerini tasdik ettirmekten eser yoktur.
- Keza, Hz. Musa’nın asasının maharetini Firavun ve yandaşları “sihir” olarak lanse ederken, işin başında yer alan ve büyünün ne olduğunu herkesten daha iyi bilen sihirbazlar ise, bunun büyü türünden değil, bilakis bir mucize olduğunu kabul etmiş ve ölümleri pahasına bu imanlarında sebat etmişlerdir. (bk. Ta Ha, 20/70-73)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet