- İnançsızlar harika haller nasıl gösterebilir?

Adsense kodları


İnançsızlar harika haller nasıl gösterebilir?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 2 July 2010, 02:44 pm GMT +0200
İnançsızlar harika haller nasıl gösterebilir?

Gayrimüslimlerin, Hint fakirlerinin ateş üstünde yürümeleri, ateistlerin telepatik yolla insan zihninden geçenleri okumaları gibi olağanüstü haller, aslında o kadar da garipsenecek durumlar değildir


Zira, bu dünya bir tarladır Tarlayı, Allah’ın kanunlarına uyarak kim ekerse, mahsül alır Tabiat kanunları, Allah’ın tekvinî şeriatıdır O şeriata uyan, sonucunu alır Zira, olağanüstü işler, harika haller yalnızca tekye, zâviye veya tasavvuf ile tefekkür ehline mahsus değil Ruh / duygu ve bedende bulunan elektrik, elektro-manyetik, biyo-manyetik ve diğer binlerce enerji boyutlarını düşünce, duygu ve duyu güçlerini birleştirerek odaklaştırıp temerküz ettirebilen herkes olağanüstü haller sergileyebilir


Kâinatta bulunan kanunlar çerçevesinde çalışarak, psiko-biyo-fizyolojik eğitim ve terbiyeden geçerek tekâmül eden herkes bu formasyonu kazanabilir Mütedeyyin olmayan ve gayrimüslimlerin gösterdiği harika olaylar ile kerâmet arasında bir çelişki yoktur Çünkü bu, kerâmetin eksi kutbudur


Kerâmetin zıddı olan istidraç, gaflet içinde iken varlığın metafizik boyutunun inkişafından ve garip fiilleri açıklamaktan ibarettir1 Buna istidraç denir İstidraç, “Biz onları bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden yavaş yavaş azaba yaklaştırırız”2 âyetinin orijinal metninde açıkça geçer İstidraç sahibi, istidracını nefsine, gücüne dayandırmakla gururu öyle fazlalaşır ki, Karun gibi, “Bu servet, bilgim sayesinde bana verilmiştir!”3 demeye başlar Lâkin istidraç gösteren ile kerâmet ehli arasında (ilk aşamada) fark yoktur


Tam mânâsıyla fenâya mazhar olanlar, yani hak yolunda çalışıp kendisinin bir hiç olduğunu idrak edenlerde Allah’ın izniyle maddenin, varlığın metafizik boyutu inkişaf eder, açılır Ve onlar, fenâfillah (yani Allah’ın isim ve sıfatlarını tamamen özümsemiş, kendisini O’na vermiş) olanlar, o eşyayı duygularıyla da görür Bunun adı kerâmettir


Necm Sûresi’nin 39’uncu âyetinde: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” diye beyan edilir Dikkat edilirse, “insan” tâbiri kullanılmış, Yani kim “sünnetullah” denilen tabiat kanunlarına uyarsa; mutlaka karşılığını alır Dolayısıyla küfür, tuğyan, zulüm ve inançsızlığın zirvelerinde olan bir kısım dehşetli insanlar da istidraç denen “harika haller” gösterebilir Ki, istidraç bir anlamda, olumsuzluğun derecesinin artması, negatif gücün yükseltilmesidir


Yalnız istidraç ehlinin hedefi, nefsî arzularını, heva ve hevesini tatmin etmek, olağanüstü işleri hedeflemektir Zatında çok âciz, zayıf bir varlık olduğu halde, İlâhî kanunlar çerçevesinde meydana gelen halleri nefsine mal eder Bunlarda görülen harikalıklar, bir kısım inkişaflar neticesinde meydana gelir ve bunların mahiyet itibarıyla kerâmetten farkı yoktur


Kerâmet de, istidraç da ısrarlı ve disiplinli bir çalışma sonucunda, tabiat kanunları ve şartları içinde insanların gösterdiği fevkalâde hal, hareket ve işlerdir Yani, tarlayı ekmek gibidir Mü’min de ekiyor, inkâr eden de İnkâr eden, tabiattan, kendinden zannediyor Oysa, her şeyi Yaratan O’dur Harika halleri de yaratan O’dur





Dipnotlar:

1- Mesnevî-i Nuriye, s 192
2- Kur’ân, Kalem, 44
3- Kur’ân, Kasas, 78


ALINTI