saniyenur
Tue 26 June 2012, 07:19 am GMT +0200
İnananların İlki
Sonra kalktı. Dış giysilerini giydi ve amcaoğlu Varaka b. Nevfel'e gitti. O'na kocası Muhammed'ın görüp duyduğu herşeyi anlattı. "Kuddüs, Kuddüs!" dedi. Varaka: "Ey Hatice bu çok güzel bir haber! Muhakkak Varaka'nın nefsi elinde olana andolsun ki, eğer bana anlattığın şeyler doğru ise, ey Hatice, bütün bunlardan sonra, ona Musa'ya gelen Namus-u Ekber (Cibril) gelmiş ve muhakkak o, bu ümmetin peygamberidir. O'nu tebrik et. Şimdi ona söyle sebat etsin." Bunun üzerine Hatice, Rasulullah'ın yanına döndü. Ona Varaka'nın söylediklerini aktardı. Varaka'nın bu sözleri Rasulullah'ın kendisine gelen şey hakkındaki bazı düşüncelerini yok etmesini kolaylaştırdı. (İbn Sa'ad). Hatice şimdi bir mü'mine idi, sadık bir mü'mine, O inananların ilki idi.
Rasulullah, i'tikafdan sonra tavaf için Ka'be'ye gitti. Ka'beyi tavaf ederken orada Va-raka'ya rastladı. Varaka onu görünce "Ey kardeşimin oğlu" dedi. "Bana gördüğün ve duyduğun şeyleri anlat." Rasulullah, ona başından geçenleri anlatü. Bunun üzerine Varaka: "Varaka'nın nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim kî, sana gelen, Musa'ya gelen Namusu Ekber. Sen de bu ümmetin peygamberisin. Elbette eziyete maruz kalacaksın, yalanlanacaksın, savaşacaksın ve yardıma mazhar olacaksın. Şayet ben, o günlere yetişirsem -Allah biliyor- mutlaka sana yardım ederim." dedi ve ona yaklaştı, başından öptü, Sonra Rasulullah evine döndü. Allah Azze ve Celle, Varaka'nın sözleriyle onun sebatını arttırdı ve içinde bulunan bazı tereddütleri hafifletti.
Pek tabii ki Varaka da inanan biriydi. O, Muhammed'ın bu ümmetin peygamberi olduğunu, uzun zamandır beklenen peygamberi çoktan tasdik etti. İmanını üç defa tazeledi ve olabilir ki bunu dördüncü defa yapmasının gizli olacağını düşündü. Hatırlatmak gerekir ki Varaka eskiden beri, Osman el-Huveyris b. Esed ve Zeyd b. Amr b. Nüfeyl ve bazı Kureyşlİ birkaç gencin yaptığı gibi putperestlikten nefret ederdi. Bunlar ve diğer birkaçı hakikat arayıcılarıydı. Onlar şarap, içki ve sarhoş edici diğer şeylerden, kumardan ve putlara tapmaktan ictinab ettiler. (al-Muhabbar, 237).
Onların dışında, Varaka kendi başına öğrenim görüyordu. O okuma ve yazmayı öğrendi. İbranice biliyordu. Varaka, bununla beraber, Hristiyan kurallarının tesirinde kaldı. O önceki ilahi kitapları tahsil etti ve İncil'in bir kopyasını kendi eliyle İbranice olarak yazdı. Sahip olduğu bu gibi dini kitaplardan, Peygamber'ın o günlerde geleceğini ve çok büyük bir ihtimalle Arabistan ülkesinden çıkacağını anlamıştı. Küçük Muhammed süt annesinden ayrıldıktan sonra onu bulan Varaka idi.
Daha sonra, Hatice tarafından kuzeydeki Gazze ve Şam şehirlerinin pazarlarına seyahat ederek ticaretini ilerletmesi için Muhammed, hizmetine aldığı son zamanlarda Varaka, yeğeninin Muhammed'den bahsettiğini duydu. Meyse-re'nin Muhammed ile Suriye'ye gidişinde ve dönüşünde tanık olduğu herşeyi, Hatice, Varaka'ya anlatmıştı.
Bu anlatılanlardan, Varaka, Muhammed 'deki bazı Peygamberlik alametlerini keşfedebilmişti. İlk vahyin yakın geçmişteki sırdaşlarından biri olan Varaka, açıkça Muhammed'e söyledi; İsa'nın, onun (misyonunu) önceden haber verdiğini ve Musa'ya gelen Namusu Ekber tarafından ziyaret edildiğini ve mesleğini ve nihai zaferini önceden haber verdiğini söyledi. Bilal'e, kafir sahibi tarafından eziyet edilirken onu teselli eden yine Varaka'dır. Fakat Varaka, Peygamber Muhammed'in davetini aleni olarak tebliğ etmesinden az önce vefat etti.
Rasulullah Muhammed'in hal tercümesini yazanların çoğu "davet"in ilk bölümünü birkaç sayfaya sığdırmaktadırlar. Aslında, bu dönem imalı olarak Hatice'nin vakarını, onun Allah ve Rasulüne olan imanı ve Peygamber'e vermekten kaçınmadığı teşvik ve cesaretle birleşmektedir. İlk vahiylerin tarihi Muhammed ve ilk eşi Hatice ile aralarındaki karşılıksız ilişkileri hakkında zengin bir malumata haizdir. Çeşitli tefsir çalışmalarında vuku bulduğu gibi, kaynak teşkil eden bilgileri ve geleneklerin derlemelerini şadeleştirip bir araya getirerek, Hatice'nin şahsiyet şeklini kolaylıkla geliştirebiliriz.