sumeyye
Tue 17 July 2012, 10:44 am GMT +0200
a) İnan Şirketi:
Bu şirket, günümüzdeki Anonim şirketlerin benzeridir. Ancak, ortakların haklarını koruyucu nitelikte ayırıcı özellikleri vardır. Şöyle ki; 100 kişi l'er milyon lira koyarak, 100 milyon sermayeli bir şirket kursalar, bu para mala dönüşünce, her ortağın tüm şirket mal varlığı üzerinde % 1 oranında hakkı doğar. Üzerinde, sermaye miktarı, yüzdesi ve kârnı paylaşılma şekli yazılı bulunan bir belge düzenlenirse, bunun adı «hisse senedi» olur. Kâr, ortaklar arasındaki anlaşmaya göre paylaşılır. Zarara ise % 1 oranında katlanırlar. Yıl sonlarında kârın kısmen dağıtılması veya hiç kâr dağıtılmaması ortakları . ekonomik bakımdan etkilemez. Çünkü, dağıtılmayan kâr,
şirketin mal varlığına yansıyacağı için hisseler büyümüş olur. Bir bakıma kâr dağıtılmaması ortakları tasarrufa ve yeni yatırımlara yöneltmiş olur. Bereketli bir ticaretten sonra, diyelim' beşinci yılın sonunda, hisselerin para olarak belirlenmesi gerekse, borçlar ve amortisman bedelleri düşüldükten sonra şirketin müsbet mal varlığı, yeni fiyatlar üzerinden değerlendirilince, iki milyar liraya yükselmiş bulunsa, her ortağın hissesi 1 milyondan 20 milyona çıkmış olur. Artık, üzerinde 1 milyon yazan "ilk hisse senetlerini iptal ederek, 20 milyon yazan yeni hisse senetleri çıkarmak gerekecektir. Hissesini devretmek isteyen ortak, gerçek değer üzerinden pazarlıkla satış yapabilir.
Anonim şirketlerde ise, bazan çeyrek asır geçtiği halde hiç değiştirilmemiş hisse senetleri vardır. Çoğu kere, iş hacmini büyütme sebebiyle ya hiç kâr dağıtılmamış ya da kısmen dağıtılmıştır. Yukarıda verdiğimiz örnekte, başlangıçta 100 milyon olan sermaye, 10 yıl sonra, dağıtılmayan kârlar ve enflasyonlar sebebiyle 3 milyar lira değerindeki müsbet mal varlığına ulaşsa, başlangıçta 1 milyon sermaye koyan ortağın hissesi 30 milyona çıkmış olur. Fakat hisse senetlerinde düzeltme yapılmadığı için, böyle bir ortak, menkul kıymetler borsasında belki 2 vada 3 milyona alıcı bulduğu zaman % 200 veya %300 kârla sattığını düşünecektir. Gerçek değerinden yaklaşık olarak 27 milyon eksiğine satılan bir hisse senedinin, 2-3 katı kârla satıldığını kabul etmek ekonomik bir çelişkidir. Diğer 'andan 10 yıl sonra kârın da 1 milyon hisseye göre dağıtılması ve büyük meblağ görünümü vermesi başka bir çelişkidir. Hisse senetlerinin tutan 100 milyon -olduğu için, 51 hisseyi eline geçiren, yani 51 milyon veren, 3 milyarlık tesisi de ele geçirecektir.
Bu konuda son yıllarda çıkarılan «Yeniden Değerleme Kanunu» ve sermaye arttırımı uygulamaları olumlu
adımlar sayılabilir. Ancak ortakların haklarını koruyucu daha etkin tedbirlere ihtiyaç vardır. [308]
[308] Dr. Hamdi Döndüren, Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar, İklim Yayınları: 135-137.