SevD@_GüLü
Thu 8 March 2012, 09:06 pm GMT +0200
İmtihan!..
Eski “İlâhiyat Fakültesi”nde tasavvuf dersinden bir imtihan sahnesi… Hoca, bir Mevlevî şeyhi… Mümeyyiz de, Nakşî kolunun asrımızdaki kutbu Esseyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri…
Hoca, talebesine soruyor:
-Tarikatler arasında, ayırd edici hususiyetler nelerdir?
-Mevlevîlerde aşk ve muhabbet, Kadirîlerde harikulâdelik izharı, Nakşîbendilerde zühd ve takvâ (sofuluk ve ibadet)…
-Sen bunlardan birini seçmek vaziyetinde olsan hangisine gönlün kayardı?
Talebe, hocası Mevlevî şeyhine bakıp, biraz da ona cemîle göstermek istercesine cevap veriyor:
-Tabiî ki Mevlevîlik efendim, aşk ve muhabbete her şey dahildir.
Nakşî büyüğü Abdülhakîm Efendi Hazretleri buyuruyorlar.
-Aferin oğlum!
İmtihandan sonra Mevlevî şeyhi, irşad kutbu büyük Velîye soruyor:
-Çocuk Mevlevîliği sizin tarikatinize tercih ettiği hâlde ona âferin buyurdunuz. Sebebini izhar eder misiniz?
-Çocuk doğru söyledi. Aşk ve muhabbete her şey dahildir. Fakat Nakşîliğin zâhirindeki zühd ve takva, en ileri aşk ve muhabbeti örtmek, peçelemek içindir. Tabiî bu kadarını göremezdi.
İşte, Allah Resûlünün, zühd ve takvâ, edeb ve haşyet perdesi gerisinde saklı sevgi keyfiyeti ve işte, Allah Sevgisinin de en üstün tecellisi!..
Aşk ve haşyet, güneşle aksi gibi… Öyleyse kimsenin Rahman’a aşkı, O’nunki kadar derin ve kimsenin Kahhar’dan korkusu O’nunki kadar keskin olamaz.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek / Çöle İnen Nur eserinden.
Eski “İlâhiyat Fakültesi”nde tasavvuf dersinden bir imtihan sahnesi… Hoca, bir Mevlevî şeyhi… Mümeyyiz de, Nakşî kolunun asrımızdaki kutbu Esseyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri…
Hoca, talebesine soruyor:
-Tarikatler arasında, ayırd edici hususiyetler nelerdir?
-Mevlevîlerde aşk ve muhabbet, Kadirîlerde harikulâdelik izharı, Nakşîbendilerde zühd ve takvâ (sofuluk ve ibadet)…
-Sen bunlardan birini seçmek vaziyetinde olsan hangisine gönlün kayardı?
Talebe, hocası Mevlevî şeyhine bakıp, biraz da ona cemîle göstermek istercesine cevap veriyor:
-Tabiî ki Mevlevîlik efendim, aşk ve muhabbete her şey dahildir.
Nakşî büyüğü Abdülhakîm Efendi Hazretleri buyuruyorlar.
-Aferin oğlum!
İmtihandan sonra Mevlevî şeyhi, irşad kutbu büyük Velîye soruyor:
-Çocuk Mevlevîliği sizin tarikatinize tercih ettiği hâlde ona âferin buyurdunuz. Sebebini izhar eder misiniz?
-Çocuk doğru söyledi. Aşk ve muhabbete her şey dahildir. Fakat Nakşîliğin zâhirindeki zühd ve takva, en ileri aşk ve muhabbeti örtmek, peçelemek içindir. Tabiî bu kadarını göremezdi.
İşte, Allah Resûlünün, zühd ve takvâ, edeb ve haşyet perdesi gerisinde saklı sevgi keyfiyeti ve işte, Allah Sevgisinin de en üstün tecellisi!..
Aşk ve haşyet, güneşle aksi gibi… Öyleyse kimsenin Rahman’a aşkı, O’nunki kadar derin ve kimsenin Kahhar’dan korkusu O’nunki kadar keskin olamaz.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek / Çöle İnen Nur eserinden.