ehlidunya
Mon 21 May 2012, 01:34 am GMT +0200
İmanımızı nasıl güçlendiririz?
İmân şartları ve hükümlerinin takviye ile geliştirilmesi, ancak tekrar ile yenilenen ibâdetle mümkün olduğundan ibâdet-zikir-duâ belli vakit aralıklarında tekrarlanır
Kur’ân’ın, imânî, yani tevhid (Allah’ın varlığı ve birliği), peygamberlik müessesesi ve hayat hikâyeleri (aynı zamanda duygu yoğunluğunu oluşturur), âhiret-kıyamet gerçekleri, tefekkür, ilim, ibâdet, adâlet ve önemli meseleleri yaklaşık biner âyette tekrarlamasının sırrı budur. Kezâ, Esmâ-i Hüsnâ (Allah’ın en güzel isim ve sıfatları) akıl, kalb, vicdan ve zihinlere nakşolması için tekrarlanarak dikkatlere sunulur. Namaz; günde beş vakit; Fâtiha her rekâtta tekrarlanır. İbâdetin ve namazın çekirdek ve şifreleri olan “Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber” gibi kudsî kelimeler; namazın her tarafında ve sonunda onlarca kez tekrarlanır. Bunun sebebi; zikrin tekrarı kalbi ışıklandırır. Duânın tekrarı bir takrirdir/yerleştirmedir. Dâvetin dahi, tekrarı nisbetinde tesiri, te’kidi, güçlendirmesi vardır.1 Bu tekrar, güzeldir, makbüldür, lüzûmludur. Zîra zikrin gereği, tekrar ile nurlandırmaktır. Duânın sonucu, tekrar ile yerleştirmektir. Emir ve dâvetin gereği, tekrar ile kuvvetlendirmektir. Evet, tekrar edilen şey sabit kalır, takarrur eder/yerleşir; unutulmaz.2
Psikolojinin tesbitlerindendir: Şüphe ve tereddütler (bile) lüzumsuz tekrar edile edile yerleşir. Tekrarlana tekrarlana, ondan hakikî bir çeşit şüphe doğabilir.3 Yüce Yaratıcı, kâinat kitabını, her zerresine kadar yenileyip değiştirerek, “ayniyete yakın bir misliyetle” (tıpkısına yakın bir benzerlikle); haşmetli manzaraları tekrar tekrar ihyâ ediyor, diriltiyor. Sayısız nimetleri kâinat kazanında tekrar tekrar pişirip sunuyor. Binler vaadleri; Cenneti, ebedî hayatı, sonsuz nimet, zevk ve lezzetleri tekrarlıyarak hatırlatıyor.
Havayı teneffüs etmeyi, lezzetli yiyecek-içecekleri yemeyi bıkmadan usanmadan tekrarlamamızın sebebi; ihtiyaç, lezzet, zevk ve mutluluk kaynağı olmalarındandır. İmân-ibâdet ve duâda; akıl, kalb ve bedenin büyük ihtiyaç ve rahatı vardır. Çünkü, rûh ve bedenimiz buna göre dizayn edilmiştir. Öyle ise, imânımızı güçlendirip, enerjimizi arttırmanın yolu tekrar tekrar tefekkür, okuma, araştırma ve gözlemden geçmiyor mu? Şu halde, iman esaslarını işleyen eserleri, tefsirleri tekrar tekrar okumak; imanımızı sökülemeyecek şekilde kalbimize yerleştirir ve güçlendirir. Kur’ân hakikatlerini devamlı okumak, sık sık karşılıklı müzakere etmek (aktif sohbet) de imânımızı tazelendirir, güçlendirir.
Kur’ân’ın mânâsını anlamadığı halde, onu açıp bakanlar (mukabele takip edenler) onu beyinlerine formatlıyor, çekiyor. Adeta bir skayner/tarayıcı gibi beyinlerine alıyorlar. “Günde en az on sayfa Risâle-i Nur’dan okuyun. Buna fırsat bulamazsanız; açıp yüzüne bakın ve sonra kapatın!” diyen Bediüzzaman, “Kitabı açınca, okumaya yönelinir” olgusuyla birlikte; her halde bu gerçeği de nazara vermekteydi.
Dipnotlar: 1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 140-141. 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 194. 3- Sözler, s. 251.
yeniasya
İmân şartları ve hükümlerinin takviye ile geliştirilmesi, ancak tekrar ile yenilenen ibâdetle mümkün olduğundan ibâdet-zikir-duâ belli vakit aralıklarında tekrarlanır
Kur’ân’ın, imânî, yani tevhid (Allah’ın varlığı ve birliği), peygamberlik müessesesi ve hayat hikâyeleri (aynı zamanda duygu yoğunluğunu oluşturur), âhiret-kıyamet gerçekleri, tefekkür, ilim, ibâdet, adâlet ve önemli meseleleri yaklaşık biner âyette tekrarlamasının sırrı budur. Kezâ, Esmâ-i Hüsnâ (Allah’ın en güzel isim ve sıfatları) akıl, kalb, vicdan ve zihinlere nakşolması için tekrarlanarak dikkatlere sunulur. Namaz; günde beş vakit; Fâtiha her rekâtta tekrarlanır. İbâdetin ve namazın çekirdek ve şifreleri olan “Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber” gibi kudsî kelimeler; namazın her tarafında ve sonunda onlarca kez tekrarlanır. Bunun sebebi; zikrin tekrarı kalbi ışıklandırır. Duânın tekrarı bir takrirdir/yerleştirmedir. Dâvetin dahi, tekrarı nisbetinde tesiri, te’kidi, güçlendirmesi vardır.1 Bu tekrar, güzeldir, makbüldür, lüzûmludur. Zîra zikrin gereği, tekrar ile nurlandırmaktır. Duânın sonucu, tekrar ile yerleştirmektir. Emir ve dâvetin gereği, tekrar ile kuvvetlendirmektir. Evet, tekrar edilen şey sabit kalır, takarrur eder/yerleşir; unutulmaz.2
Psikolojinin tesbitlerindendir: Şüphe ve tereddütler (bile) lüzumsuz tekrar edile edile yerleşir. Tekrarlana tekrarlana, ondan hakikî bir çeşit şüphe doğabilir.3 Yüce Yaratıcı, kâinat kitabını, her zerresine kadar yenileyip değiştirerek, “ayniyete yakın bir misliyetle” (tıpkısına yakın bir benzerlikle); haşmetli manzaraları tekrar tekrar ihyâ ediyor, diriltiyor. Sayısız nimetleri kâinat kazanında tekrar tekrar pişirip sunuyor. Binler vaadleri; Cenneti, ebedî hayatı, sonsuz nimet, zevk ve lezzetleri tekrarlıyarak hatırlatıyor.
Havayı teneffüs etmeyi, lezzetli yiyecek-içecekleri yemeyi bıkmadan usanmadan tekrarlamamızın sebebi; ihtiyaç, lezzet, zevk ve mutluluk kaynağı olmalarındandır. İmân-ibâdet ve duâda; akıl, kalb ve bedenin büyük ihtiyaç ve rahatı vardır. Çünkü, rûh ve bedenimiz buna göre dizayn edilmiştir. Öyle ise, imânımızı güçlendirip, enerjimizi arttırmanın yolu tekrar tekrar tefekkür, okuma, araştırma ve gözlemden geçmiyor mu? Şu halde, iman esaslarını işleyen eserleri, tefsirleri tekrar tekrar okumak; imanımızı sökülemeyecek şekilde kalbimize yerleştirir ve güçlendirir. Kur’ân hakikatlerini devamlı okumak, sık sık karşılıklı müzakere etmek (aktif sohbet) de imânımızı tazelendirir, güçlendirir.
Kur’ân’ın mânâsını anlamadığı halde, onu açıp bakanlar (mukabele takip edenler) onu beyinlerine formatlıyor, çekiyor. Adeta bir skayner/tarayıcı gibi beyinlerine alıyorlar. “Günde en az on sayfa Risâle-i Nur’dan okuyun. Buna fırsat bulamazsanız; açıp yüzüne bakın ve sonra kapatın!” diyen Bediüzzaman, “Kitabı açınca, okumaya yönelinir” olgusuyla birlikte; her halde bu gerçeği de nazara vermekteydi.
Dipnotlar: 1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 140-141. 2- Mesnevî-i Nuriye, s. 194. 3- Sözler, s. 251.
yeniasya