saniyenur
Mon 26 December 2011, 07:39 pm GMT +0200
39- “Allah'tan Başka İlah Yoktur” Dedikten Sonra Kafiri Öldürmenin Haram Olması
74- Mikdâd İbnu'l-Esved (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.)'e:
“Ey Allah'ın resulü! Ne dersin? Kafirlerden birisine rastlasam, benimle savaşsa ve ellerimden birine kılıçla vurup onu kesse, sonra da benden kaçıp bir ağaca sığırsa: “Ben Allah'a teslim oldum' dese bu sözü söyledikten sonra ey Allah'ın resulü onu öldürebilir miyim?” dedi. Resulullah (s.a.v.):
“Onu öldürme!” buyurdu. Ben:
“Ey Allah'ın resulü! Fakat o, (önce) benini elimi kesti, sonra da bu sözü söyledi. Dolayısıyla onu öldüreyim mi?” dedim. Resulullah (s.a.v.):
“Onu öldürme! Çünkü onu öldürürsen, o, senin onu öldürmezden önceki haline geçer. Sen de onun söylediği sözünden önceki halinde olursun?” buyurdu. [139]
Açıklama:
Burada savaş sırasında müslüman olduğunu ikrar eden bir kimsenin öldürülemeyeceği vurgulanmaktadır. Çünkü kişi, müslüman olduğunu ikrar etmekle müslüman olmaktadır. Kalbi, Allah'a aittir. Kalbinin yarılıp bakma durumu söz konusu olmadığı için o kişinin sözüne bakılarak ona göre davranılır
75- Usâme b. Zeyd (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.v.) bizi bir askeri birlikle bir yere göndermişti. Cüheyne kabilesinden Hurukât'a sabahleyin baskın yaptık. Derken onlardan bir adama yetiştim. Adam: ilahe İllallah/Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur” dedi. Fakat onu (silahımla) vurdum. Bundan dolayı içime bir şüphe düştü. Medine'ye geldiğimde bu olayı, Peygamber (s.a.v.)'e anlattım. Peygamber (s.a.v.):
“Lâ ilahe illallah/Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur” dedi mi? Sen de onu öldürdün öyle mi?” buyurdu. Ben:
“Ey Allah'ın resulü! O, bu sözü ancak silahtan korktuğu için söyledi” dedim. Peygamber (s.a.v.):
“Kalbini yarıp ta bu sözü doğru söyleyip söylemediğini bilseydin ya!” buyurdu.
Peygamber (s.a.v.), bu sözü, bana o kadar çok tekrarladı ki, keşke o gün yeni müslüman olmuş olaydım diye temenni ettim.[140]
Açıklama:
Hadiste sözkonusu edilen olayın meydana geldiği savaş, hicretin 7. yılında vuku bulmuştur. Hâkim'e göre ise bu olay hicretin 8. yılında medana gelmiştir.
Resulullah (s.a.v.) burada Kelime-i tevhidin değerini, kafirin ağzından bile çıkmış bu yüce ifadeye karşı gösterilecek saygıyı ve sahibine karşı takınılacak tavrı ifade etmek istemiştir.
Fakat Üsame'nin, zaten Hurakat kabilesini öldürmek üzere gönderilmiş olması ve “Azabımızı gördükleri zaman iman etmeleri onlara fayda verecek değildir” Mümin: 40/85 ayetine bakarak Kelime-i tevhid getirmesinin o anda müslüna sayılabilmesi için yeterli olmayacağı zannıyla adamı öldürmüş olması gibi sebeplerle Resulullah (s.a.v.) onu mazur görüp ona kısas yada diyet ycezalarından biriyle cezalandırmaya gerek duymamıştır. Sadece böyle davranışını azarlamış ve bir daha böyle yapmaması gerektiğini ona bildirmiştir.
Üsame'nin “Keşke o gün yeni müslüman olmuş olaydım diye temenni ettim”. sözü; o güne kadar İslamİyete girmemiş olmayı değil, içinde hiçbir günah bulunmayan İslamî bir hayat yaşamış olmayı temenni etmiştir. Çünkü küfür üzere kalmayı istemek caiz değildir. Dolayısıyla bu temenni, hakikat değil mecazdır. Hatta bu olaydan sonra hiçbir müslümanla savaşmayacağına yemin etmiş, Sıffın savaşında Hz. Ali'ye yardım etmemiştir.
[139] Buharı, Meğâzî 45, Diyât 2; Ebu Dâvud, Cihad 95, 2644.
[140] Buhârî, Meğâzı 45. Diyât 1; Ebu Dâvud, Cihad 95, 2643.