sumeyye
Mon 17 October 2011, 02:46 pm GMT +0200
İmamlık Görevini Mutedil Bir Tarzda İcra Etmeyenin Günahı
419. Ebû Hureyre ve İbn Abbâs şöyle nakletmişlerdir: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bize hutbe irat ederek şöyle buyurdu:,... Ravinin uzunca zikrettiği hadiste şu cümleler yer almıştır: "Kim bir topluluğa imam olur da onlar kendisinden razı olursa ve namaza katılmasına, kıraatinde, rükusunda, secdesinde ve kadesinde/oturuşunda orta yolu tutarsa, onlar gibi ecir kazanır. Kim de bütün bunlarda (cemaat için) orta yolu tutmazsa, namazı kendisine iade edilir. Namazı onun gırtlağından Öteye geçmez. O kimse tebaasına faydası dokunmayan, onlar arasında Allah Teâla'nın emrini uygulamayan mütecaviz, talim emir/devlet başkanı mertebesinde olur." Bunu duyan Ali b. Ebî Tâlib: Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun, tebaasına faydası dokunmayan ve onlar arasında Allah'ın emrini uygulamayan mütecaviz zalim emirin mertebesi nedir?" diye sordu. Resûlullah (s.a.v.) şöyle yanıtladı: "O dört kişinin dördüncüsü ve kıyamet günü insanların azap görecek olanıdır Bunlar İblis, Firavun, cana kıyan Kabil olup zalim emir dördüncüleridir. " (el-Hârİs) Bu, uydurma bir hadistir.!
420. Enes der ki: Bizler, Hz. Peygamber'in (saliallahu aleyhi vesellem) arkasında başlarımızı rükudan kaldırdık mı, onun secdeye gidip yüzünü yere iyice yerleştirdiğini görünceye kadar ayakta bekler, sonra secdeye varırdık. (Müsedded) [366]
Abdülazîz b. Râfî'nin, Ensarlı bir şeyhten naklettiği hadis, Namazın Özellikleri bahsinde gelecektir.
[366] Bûsîrî tabiînin kimliğinin bilinmediğini söylemiştir.