- İmamların Namazı Hafif Kıldırması

Adsense kodları


İmamların Namazı Hafif Kıldırması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Tue 20 December 2011, 09:44 pm GMT +0200
37- İmamların Namaz Kıldırırken Namazı Hafif Tutmaları


365- Ebu Mes'ud el-Ensârî (r.a)'atn rivayet edilmiştir: “Bir adam, Resulullah (s.a.v.)'e gelip:

“Ben, filanca kimsenin bize namazı uzun kıldırması sebebiyle Sabah namazına gelemiyorum!” dedi.

“Ben, Peygamber (s.a.v.)'i öğüt verirken o günkü kızgınlığından daha şiddetli kızgınlığa sahip olduğunu görmedim.

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Ey cemaat! Gerçekten içinizde (namazdan) nefret ettiren kimseler var. Bunda böyle hanginiz bir cemaata imam olursa namazı hafif kıldırsın! Çünkü arkasında büyük/yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler var!” buyurdu. [578]

366- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Sizden birisi bir cemaata imam olduğu zaman namazı hafif kıldırsın! Çünkü onların içinde küçük, büyük/yaşlı, zayıf ve hasta kimseler vardır. Yal­nız başına namaz kıldığı zaman namazını istediği kadar uzatsın.” [579]

Açıklama:

Burada Peygamber (s.a.v.)'e şikayete gelen zatın kim olduğu ve kimden şikayet ettiği bildirilmemiştir. Şikayet edilen ile ilgili bazı İsimler ileri sürülmüşse bu kesin değildir.

Resulullah (s.a.v.)'in özellikle namazı uzun tutan kimseye değil de bütün cemaata hita­ben:

“Ey cemaat! Gerçekten içinizde (namazdan) nefret ettiren kimseler var” buyurması, kızmasına rağmen onun ne kadar nezaketli ve lütuf sahibi birisi olduğuna delildir. Çünkü o, cemaat içerisinde hiç kimseyi utandırmamak için hep bu yolu takip etmiştir.

Bu tür hadisler; İmamın, namazın farz, vacip ve sünnetine zarar vermemek koşuluyla hafif kıldırması gerektiğini, yalnız başına kıldığı zaman ise uzatmaya tahammülü bulunan kimsenin kıraat, rüku, secde ve teşehhüd gibi rükunlan istediği kadar uzatmakta serbest ol­duğunu belirtmektedir.

Sahabeden Enes b. Mâlik, Zübeyr b. Avam, Ammâr b. Yâsir, Ebu Hureyre hep namazı hafif kıldırırlarmış. Sa'd b. Ebi Vakks'ta, namazı mescitte kıldırdığı zaman rüku ve secdeyi hafif tutajr, evinde kıldığı zaman ise bu ikisi ve bütün namazı uzun tutarmış.

Ayrıca burada; imamın adeti namazı çok uzun tutmak olduğu takdirde olduğu bilinirse onun arkasında namaz kılmamanın caiz olduğu, müslüman bir kimsenin diğer müslüman­ların hoşuna gitmeyen bir davranış sergilediğinde onu uygun bir biçimde uyarmanın caiz olduğu, cemaat razı olmadığı zaman namazı uzun kıldıran imamı sözle uyarmanın caiz oldu­ğu hükmü ortaya çıkmakadır.

367- Osman b. Ebî'l-Âs es-Sekâfî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Peygamber (s.a.v.), kendisine:

“Kavmine imam ol!” buyurmuştu. Osman der ki:

“Ey Allah'ın resulü! Ben kendimde bir şey hissediyorum” dedim. Resullah (s.a.v.):

“Yaklaş!” buyurup beni huzuruna oturttu. Sonra avucunu göğsüme, iki kişinin arasına koydu. Sonra da bana:

“Dön!” buyurdu. Bu defa avucunu sırtıma, iki küreğimin arasına koydu, sonra:

“Kavmine İmam ol! Her kim bir kavme imam olursa namazı hafif kıl­sın! Çünkü içlerinde yaşlı olanlar, hasta olanlar, zayıf olanlar ve hacet saleri vardır. Sizden birisi namazını yalnız başına kıl(mak iste)diği zaman ! nasıl isterse öyle kılsın” buyurdu. [580]

368- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Peygamber (s.a.v.) namazı kısa tutar, fakat rükunlarını tam yapardı.” [581]

369- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Ben, Resulullah (s.a.v.)'den daha hafif ve ondan daha tamam namaz kıldıran hiçbir imamın arkasında namaz kılmadım.” [582]

370- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Bazen namazı uzun kıldırmak niyetiyle namaza başlarım. Fakat bir çocuğun ağlayışını duyunca, annesinin ona karşı gösterdiği fazla (şefkat ve) üzüntüden dolayı kısa bîr sure okumak suretiyle namazı hafif kıldırıyorum.” [583]

Açıklama:

Resulullah (s.a.v.)'in çocuğun ağlaması sebebiyle namazı hafif kıldırması, kıraati kısa tutmak suretiyle olmuştur. Yoksa rüku ve secdeyi kısa tutması şeklinde olmamıştır. Bu da. Resulullah (s.a.v.)'in sahabilerine karşı ne kadar merhametli ve şefkatli davrandığını, böylesi durumiarda onlan sıkıntıya sokacak davranışlardan şiddetle kaçındığını göstermektedir. Bu, onun alemlere rahmet olarak gönderilmesinin bir sonucuydu.

Ayrıca burada çocukların mescide götürülmesinin caiz olduğu ve kadınların arka safta olmak kaydoyla erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılmalarının caiz olduğunu bildirmekte­dir.


[578] Buharı, İlm 28, Ezan 61, 63, Ahkam 13; İbn Mâce, İkâmetu's-Salat 48, 984.

[579] Buhârî, Ezan 62; Ebu Dâvud, Salat 123-124, 794; Tirmizî, Salat 175, 236.

[580] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/21, 216.

[581] Buharı, Ezan 64; İbn Mâce, İkâmctu's-Salat 48, 985.

[582] Buharı, Ezan 65.

[583] Buhârî, Ezan 65; İbn Mâce, İkametu's-Salat 49, 989.