sidretül münteha
Sat 29 January 2011, 04:31 pm GMT +0200
D- İmama Uymanın Gerekliliği:
1.İmama Okuyuş ve Fiillerde Uyma:
Ulema, imama uyarak namaz kılanın imamın bütün okuyuş ve hareketlerinde imama uyması gerektiğinde müttefiktirler. Bu okuyuş ve hareketler içinde ancak
«Allah, kendisine hamdedenin hamdini kabul eder (etsin)» zikri ile -eğer hasta olduğu için oturarak namaz kılanın arkasında namaz kılmak caiz ise- oturuşta bu imama uymanın vücubunda ihtilâf etmişlerdir.
zikri hakkında İmam Mâlik «Bunu yalnız imam okur. îmam'a uyan, yalnız der» demiştir. Ebû Hanife ve bir cemaat daha bunu benimsemiştir.
Bir grup da «îmam ile imama uyanın ikisi de, hem hem derler,-sair tekbirlerde olduğu gibi-bu iki zikirde de muktedî, imama uyar» demiştir.
îmam Ebû Hanife'den «Tek başına veyahut imam olarak namaz kılan kimseler bu iki zikri de okurlar» diye söylediği rivayet olunmuştur. Tek başına namaz kılanın bu her iki zikri de okumasında ihtilâf yoktur.
Bu ihtilâfın sebebi, bu mevzuda varid olan iki hadisin çelişmesi-dir. Biri, Enes (r.a.)'in «Peygamber (s.a.s) Efendimiz:
«İmam, kendisine uyulsun diye imam edilmiştir. Eğildiği zaman siz de eğilin, kalktığı zaman siz de kalkın, dediği zaman siz deyin» buyurdu» [290] mealindeki hadisidir, ikincisi, îbn Ömer (r.a.)'in, Peygamber (s.a.s) Efendimizin namaza başladığında ellerini omuzlan hizasına kadar kaldırdığı ve başını rukû'dan kaldırdığı zaman ellerini yine o kadar kaldırıp dediği hakkındaki hadistir[291]
Enes'in hadisini tercih edenler, «Îmam'a uyan "semi'allâhu limen hami-deh", imam da demez» demişlerdir. Bu görüş, delilü'l-hitab'tan çıkanlan bir hükümdür. Zira bu görüşün sahipleri hadiste mantuk olan hükmün zıddını meskûte vermişlerdir. Yani «imam dediği zaman, siz deyiniz» hadisinden, «îmam, demez, siz de demeyin» mânâsım çıkarmışlardır. îbn Ömer'in hadisini tercih edenler de «İmam der, imama uyan da
deyip imama tâbi olur. Çünkü «İmam, kendisine uyulsun diye imam edilmiştir» hadisindeki umumdan, her şeyde imama uymanın gerektiği anlaşılmaktadır» demişlerdir.
iki hadisi telif edenler ise, imam ile imama uyana ayn ayn hükümler verip «îmam ikisini, imama uyan ise, yalnız der» demişlerdir. Doğrusu şudur ki: Enes'in hadisi, imamın imama uyanın da demeyeceklerine delâlet eder, îbn
Ömer'in hadisi de, imamın diyeceğini nassen bildirir. Nass ise, delilü'l-hiâflk.
Enes'in hadisi imama uyanın, diyeceğine, umumu ile ve demiyeceğine de deli-lü'l-hitabı ile delâlet eder. Bunun için bu iki delilden, yani umum delili iîe hi-tab delilinden birini seçmek lâzımdır. Umum'un delilü'l-hitab'tan daha kuvvetli olduğunda her ne kadar ihtilâf yoksa da, bütün umumların kuvvet ölçüsü bir değildir. Bunun için bazı umum delilleri bazı hitap delillerinden daha kuvvetli olabilir, işte -görülüyor ki- mes'ele gerçekten bir ictihad mes'elesidir. [292]
[290] Buhârî, Ezan, 10/51, no: 689; Müslim, Salât, 4/19, no: 411tab'tan daha kuvvetlidir.
[291] Buhârî, Ezan, 10/83, no: 735; Müslim, Salât, 4/9, no: 390.
[292] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/314-316.