- İmama Uyan Kişi Nerede Durmalı?

Adsense kodları


İmama Uyan Kişi Nerede Durmalı?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Fri 29 January 2010, 06:42 pm GMT +0200

İmama uyarak namaz kılan kimse, bir tek erkek veya mümeyyiz bir çocuksa, mendub olarak imamın sağ tarafında ve biraz gerisinde durur. Az gerisinde değil de aynı çizgide veya arkasında veyahut solunda durması mekruhtur.

Hanefîler: İmama uyan bir tek erkek olursa, imamla aynı çiz­gide durması bile mekruh olmaz demişlerdir.

İmama uyarak namaz kılanlar iki erkek iseler, bunların, imamın arkasında durmaları mendub olur. İmama uyanlar bir erkekle mümeyyiz bir çocuksa, bunlar da aynı şekilde imamın arkasında durmalıdırlar. İmama uyanlar, bir erkek ve bir kadın ise, er­kek imamın sağ tarafında, kadın da erkeğin arkasında durur. Bu du­rumda erkeğin yerinde mümeyyiz bir çocuk bulunursa duruş şekli yine aynı olur. İmama uyan cemaat erkek, çocuk, erselik ve kadınlardan oluşmakta ise, önde erkekler, sonra çocuklar, sonra erselikler, sonra da kadınlar saf tutarlar, Hanbelîler dışındaki diğer mezhebler bu hü­kümde ittifak etmişlerdir. Hanbelîler demişlerdir ki: İmama uyan bir tek erkekse, imamın sol tarafında tam bir rek’at namaz kıldığı takdirde na­mazı batıl olur. İmama uyan bir erkek ve mümeyyiz bir çocuksa, erke­ğin imamın sağ tarafında durması, çocuğunsa imamın arkasında olmamak kaydıyla sağ tarafında veya solunda durması mümkündür.

İmam, cemaatin ortasında durmalıdır. Sağ veya sol tarafında dur­duğu takdirde, sünnete muhalefet etmiş olur ki, bu da iyi bir davranış olmaz. Cemaat içindeki en faziletli kimseler birinci safta durmalıdırlar ki, imamın abdestinin bozulması hâlinde imamlık yapabilsinler. Birinci saf ikinciden, ikinci saf üçüncüden daha faziletlidir. Bu fazilet sırası en arka safa kadar bu şekilde devam eder. Önünde bulunan saftaki boşluğu dolduran kişinin de safı doldurmaya ehil olması gerekir. Me­selâ kadının, kendi durduğu meşru yerinden ayrılarak, durması uygun olmayan saftaki boşluğu doldurması caiz olmaz. Çocuklar erkek sayıl­dıkları için, ön saftaki boşlukları dolduracak erkek bulunmadığı takdir­de bunlar doldurabilirler. Hanefîler dışındaki diğer üç mezheb bu hu­susta görüş birliği etmişlerdir.

Hanefiler dediler ki: Cemaat içinde sadece bir çocuk varsa, bu erkeklerin safına girebilir. Ama birden fazla olurlarsa, erkeklerin ardında kendi başlarına saf tutarlar. Erkeklerin safları çocuklarla ikmâl edilemez.

Cemaat namaza kalktığında safları düzgün tutmalı, boşlukları doldurmalı, saf içerisinde omuzlarını aynı hizaya getirmelidirler.

Bir kimse namaza geldiğinde, imamın rükûda olduğunu görürse veya iftitah tekbirini aldıktan sonra ön safta bir boşluk olduğunu görür­se; bu her iki durumda ne yapması gerektiğine ilişkin olarak mezheblerin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

Hanefiler dediler ki: Bir kişi namaza geldiğinde imamın rükûda olduğunu görürse ve sonuncu safta boşluk da bulunuyorsa, iftitah tekbi­rini saf dışında almayıp saf içinde alır. O rek’ati kaçıracak olsa bile saf dışında alması mekruhtur. Sonuncu safta değil de diğer saflarda boşluk olsa, bu durumda yine iftitah tekbirini saf dışında alamaz. Eğer safta boşluk yoksa, o zaman safların dışında, arka tarafta iftitah tekbirini alır, öndeki safta bulunan bir kişiyi de yanına çekip onunla birlikte saf tutabilir. Ancak bunu yaparken o kişinin namazını bozacak aşırı hareket­ten (amel-i kesirden) sakınmalıdır. Safların gerisinde tek başına namaz kılması mekruhtur. İmama tâbi olarak namaza giren kişinin, daha sonra mihrabın hemen arkasındaki safta boşluk olduğunu görürse, bu boşluğu doldurmak için bir saf miktarınca yürümesi mendub olur. İmama uyan kişi ikinci safta bulunur da birinci safta boşluk görürse, oraya intikal etmesi caiz olur. Ama üçüncü safta bulunur da birinci safta boşluk gö­rürse, oraya intikal ettiği takdirde namazı batıl olur. Çünkü bu yürüyüş, fazla harekettir.

Hanbeliler dediler ki: Bir kişi namaza geldiğinde imamın rükû­da olduğunu görür ve son safta da boşluk bulunursa, o rek’ati kaçırmamak için saf dışında iftitah tekbirini alması ve sonra da boşluğu doldur­mak üzere rükû hâlinde veya rükûdan sonra oraya doğru yürüyüp gitme­si caizdir. Tabiî bunu, imamın secdeye varmasından önce yapabilir. Tek­biri saf dışında alıp imamın secdeye varmasından önce safa girmez veya kendisiyle birlikte yeni saf oluşturacak birini bulamazsa namazı batıl olur. Namaza gelen kişi rek’ati kaçırma korkusu olmaksızın iftitah tekbirini saf gerisinde alır da imamın rükûdan kalkmasına kadar safa girmezse, namazı batıl olur. İftitah tekbirini alan kişi, tekbir aldıktan sonra önün­deki safta bir boşluk görürse, hareketi örfe göre amel-i kesîr sayılmadıkça, doldurmak için oraya gider. Aksi takdirde namazı batıl olur. Cemaa­te geldiğinde safta boşluk görmez ve imamın sağ tarafında durma imkânı da olmazsa, kendisiyle birlikte; durması için, safta bulunanlardan birini konuşarak veya öksürerek uyarması gerekir. Ön saftakini, oğlu veya kö­lesi de olsa, tutup geriye doğru çekmesi caiz olmaz. Saf gerisinde, yanın­da kimse durmaksızın tam bir rek’at kıldığı takdirde namazı batıl olur.

Malikiler dediler ki: Namaz kılmak için cemaate gelen kişi, ima­mın namazda bulunduğunu görür de, imama tâbi olarak namaza girmese bile safa ulaşıncaya kadar o anda kılınmakta olan rek’ate kavuşacağını sanırsa, iftitah tekbirini almadan önce safa gitmesi ve tekbiri o ana ka­dar ertelemesi mendub olur. Ama böyle yaptığı takdirde, o esnada kılın­makta olan rek’ate kavuşamayacağını, saf dışında namaza girdikten son­ra, imamın rükûdan kalkmasından önce safa ulaşacağını sanarsa, iftitah tekbirini saf dışında alması mendub olur. Rükûdan doğrulmasından önce safa ulaşacağını sanmazsa, iftitah tekbirini almayıp ertelemesi gerekir. Kı­lınmakta olan rek’at son rek’at olmadığı takdirde, kavuşulamayacağı pa­hasına olsa bile, bu durumda iftitah tekbirini ertelemek gerekir. Son rek’­at ise, bu durumda cemaate kavuşmak için iftitah tekbirini saf dışında alır. Öndeki saflardan birinde boşluğu doldurmak için, namaz kılmakta olan kişinin içinde bulunduğu ve girdiği saftan ayrı olarak iki saf kadar yürümesine ruhsat verilmiştir. Saflardaki boşluklar birden fazla olursa, aradaki mesafe de belirtilenden fazla olmazsa, mihrab yönünde bulunan ilk boşluğu doldurmak için oraya doğru gidilir. Safa doğru giderken de, birinci rek’atte ise rükû hâlinde, ikinci rek’atte ise kıyam hâlinde gidebi­lir. Oturmuş olarak veya secdede iken veyahut da rükûdan doğrulmuş olarak gidemez; gitmesi mekruhtur. Ama mutemet görüşe göre, namazı batıl olmaz. Kişi namaza geldiğinde safta boşluk bulmazsa iftitah tekbiri­ni saf dışında alır. Önündeki safta bulunanlardan birini kendisiyle birlik­te durması için geri çekmesi mekruh olur. Çektiği takdirde, çekilen kişi­nin ona muvafakat etmesi de mekruh olur.

Şafiiler dediler ki: Bir kişi imamın rükûda olduğu sırada namaza gelir ve safta da boşluk görürse, o rek’ati kaçırma pahasına da olsa namaza girmeyi erteleyip, safa yetişerek girmesi gerekir. Ama safların birin­de boşluk olduğunu namaza girdikten sonra görürse, safları yararak da olsa oraya gidip doldurmalıdır. Yalnız bunu yaparken peş peşe üç adım atmamalı, bu yürüyüş de kıyam hâlinde olmalıdır. Aksi takdirde namazı batıl olur. Kişi namaza başlamadan önce, mevcûd olan saf boşluklarını doldurmak için yürüyebilir. Ama namaza başladıktan sonra, saflarda mey­dana gelen boşlukları doldurmak için safları yarıp da yürüyemez. Bir kimse namaza geldiğinde saflarda boşluk görmezse, iftitah tekbirini saf dışında alır. Bundan sonra, ön safta bulunan ve kendisine muvafakat edeceğini umduğu hür erkeklerden birini kıyam halindeyken geri çekmelidir. Geri çektiği kişinin bulunduğu safın iki kişiden daha fazla olması gerekir. Ak­si takdirde geri çekmesi sünnet olmaz.[73]