sumeyye
Sat 6 November 2010, 02:59 pm GMT +0200
İmam Rabbani’den Günümüze Hikmetli Mesajlar: ALLAH’A OLAN YAKINLIĞIN VE BAĞLILIĞIN ÖNEMİ
İmam Rabbani insanın Allah’a olan yakınlığını ve her olayda Allah’a dönüp yönelmek gerektiğini bir mektubunda şöyle aktarmıştır:
“Bu mektûb, hâce Kâsım’a yazılmışdır. Bütün varlığımızla Allah-ü Teâlâ’ya dönmek lazım olduğu ve bu nimete kavuşmak için, Ebû Bekr-i Sıddîk (r.a.)’ın yoluna sarılmak îcâb ettiği bildirilmektedir. Sevenlerimize ve iyi gözle bakanlarımıza nasîhatimiz şudur: Bütün varlığımızla Allah-ü Teâlâ’nın mukaddes Zâtına dönmeliyiz! Ondan başka her şeyden yüz çevirmeliyiz!” (İmam Rabbani, Mektubat 96. Mektup)
Rabbimiz, “‘Gönülden katıksız bağlılar’ olarak, O’na yönelin ve O’ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın ve müşriklerden olmayın.” (Rum Suresi, 31) ayetiyle inananlara gerçek imanın nasıl olması gerektiğini bildirmiştir. Yine “… Bana ‘gönülden-katıksız olarak yönelenin’ yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.” (Lokman Suresi, 15) ayetiyle de Allah doğru yolun, bu ahlakı yaşayan insanların yolu olduğunu haber vermiştir.
Allah’a gönülden bağlanmak, her ne şart altında olursa olsun, Rabbimiz’e olan iman, bağlılık ve sadakatten vazgeçemeyecek kadar çok sevmek ve O’na karşı haşyet dolu bir korku duymaktır. Allah’a, O’nun razı olmayacağı bir tavır göstermekten içi titreyerek korkacak ve şiddetle kaçınacak kadar büyük bir saygı ile inanmaktır. Allah’a bu şekilde gönülden bağlanan insan, ihlası da kazanmış olur. Allah’a karşı böyle güçlü bir inanç ve bağlılığı olan kişi, hem ibadetlerinde hem de Allah’ın rızasını gözeterek yaptığı diğer tüm işlerinde ihlas ve samimiyetle hareket eder. Bu samimiyetleri dolayısıyla Kuran’da müminlerin ''Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlanan kimseler” (Hud Suresi, 23) oldukları bildirilmiş ve bu ahlaklarından dolayı müminler cennetle müjdelenmişlerdir.
Müminler, hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar, yaşadıkları bu derin iman dolayısıyla Kuran ahlakını yaşama konusunda hiçbir şekilde taviz vermezler. Çünkü içlerinde Rabbimiz’e karşı duydukları saygı dolu korku ve derin bağlılık, Allah’ın beğenmeyeceği bir tavır gösterilmesini kesin olarak engeller. Aynı şekilde Allah’ın razı olacağını bildirdiği ahlakı eksiksiz olarak yaşama konusunda da büyük bir şevk ve azim ile hareket etmelerini sağlar. Allah’ın rızasını kazanabilmek için sürekli olarak hayırlarda yarışırlar. Rabbimiz’in rızasına, rahmetine ve cennetine kavuşmak için –güçlerinin ve imkanlarının elverdiği ölçüde- sürekli bir çaba içindedirler.
İlmi Araştırma Dergisi