sidretül münteha
Wed 8 December 2010, 08:23 pm GMT +0200
İlimde Derinleşmek
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar.
Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara
büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi, 162)
Bilim, evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın sanatındaki kusursuzluğu, yaratışındaki
üstünlüğü keşfederek insanlığa açıklamanın yoludur. Yüce Allah, samimi inananların gökleri, yeri ve
ikisi arasındaki her şeyi detaylarıyla araştırmalarını, bilimsel gerçekleri öğrenmelerini birçok Kur’an
ayetinde öğüt verir.
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı
yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her
çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve
bir zikirdir. (Kaf Suresi, 6-8 )
Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?
Yere; nasıl yayılıp-döşendi?.. (Gaşiye Suresi, 17-21)
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı
şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra
dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun
eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara
Suresi, 164)
Kur’an bilimsel ve matematiksel yönden birçok mucize içerir. Bu özel mucizelerin yanı sıra, birçok
Kur’an ayetinde Yüce Allah, iman edenlerden, tanık oldukları yaratılış delillerini incelemelerini,
olağanüstü yaratılış ilmini öğrenmelerini ve üzerinde düşünmelerini ister.
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda
düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin
azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
Bilim, üstün güç sahibi Allah’ın yarattıklarını incelemek için vardır. Kur’an, insanları bilimsel
araştırmalar yapmaları yönünde teşvik eder; “İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz.
Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. (Ankebut Suresi, 43) ifadesiyle ve pek çok
ayetle ‘alim’ olmaya yönlendirir.
Bilimsel buluşlar ve gelişmeler, Allah’ın eşsiz yaratmasının üstünlüğünü ve kusursuzluğunu çok
mükemmel şekilde kanıtlamıştır. Günümüzde bu olağanüstü ilmin farkında olan vicdan sahiplerinin,
bilimde derinleştikçe Allah’ın üstün sanatı karşısında imanları artmaktadır. İçerisinde 200.000
çeşit ürün üretilen, gözle göremediğimiz tek bir hücre dahi Allah’ın yüceliğini ve sonsuz gücünü
kavrayabilmek için yeterlidir. Canlı cansız her şeyin yapıtaşı olarak %99.999u boşluktan oluşan atomu
sebep kılan Yüce Allah, nasıl sonsuz bir ilme sahip olduğunu, yaratışının ilk anında göstermiştir.
Bilim adamlarının ifadesiyle “sonsuz yoğunlukta sıfır hacimdeki bir noktadan” –ki bu yokluktur- bir
patlamayla tüm kainatı yaratmıştır. O, “Ol” demiştir; her şey olmuştur.
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)
Müminler, bilimsel gerçekleri gördükçe, Allah’ın muhteşem sanatını inceleyerek imanda derinleşip
güçlenirler. Böylece Allah’a karşı sözde delillerle iftira düzenleyenlerin tuzaklarını da yine bilimle
uzaklaştırır, ortadan kaldırırlar. Allah’ın kusursuz yaratmasını inkâr eden ve kendilerine rastlantıları,
doğayı, maddeyi ilah edinenler, yine bilimle yenilgiye uğrar, düzmece iddiaları bu yolla yerle bir edilir.
Allah'ın üstün yaratması olan evren, modern bilim vesilesiyle yaratılışı delillendirir.
Kuşkusuz toprağa atılan bir tohumun filizlenmesi bile, Yüce Allah’ın olağanüstü ilmini görüp
anlayabilmek için yeterlidir. Fakat kesin bilgiyle iman edenler için, Allah’ın detaylardaki sanatını bilim
vesilesiyle kavramak, Allah’ın yüceliğini gereği gibi takdir edebilmeye ve O’na ‘yakin’ olmaya sebeptir.
Fuat Türker