sumeyye
Sun 16 January 2011, 05:30 pm GMT +0200
İlim Öğrenmek Farzdır
14. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
"İlim öğrenmek her Müslümana farzdır."[162]
İzah
İbni Mâce'de,
"İlmi lâyık olmayana öğreten domuzun boynuna yakut, inci ve altın takan kimse gibidir" ilâvesi vardır.
Hadiste geçen her Müslüman ifâdesi, erkeği de, kadını da içine alır. Ancak kadın erkek her Müslümanın öğrenmesi farz olan ilim, bütün ilimler değildir. Çünkü insanın bütün ilimleri öğrenmesi mümkün değildir, öğrenilmesi farz olan ilim, kişinin kâinatın Yaratıcısını tanımak, Onun birliğini ve Resûlullahın peygamberliğini bilmek, namaz, oruç gibi ibâdetlerle ilgili bilgi edinmek, helal ve haram olan şeyleri öğrenmektir. Daha genel bir ifâde ile ibâdetlerle, helal ve haramla ilgili bir meselesi olduğunda bunu çözmek, araştırıp öğrenmek farzdır.[163]
Harp Hiledir
15. Aişe (r.a.) rivayet ediyor:
"Savaş hiledir."[164]
İzah
Bu hadiste, siyâsî ve askerî bir düstura dikkat çekilmektedir. O da düşmanı tuzağa düşürebilmek, onu aldatabilmek için hîle yapılabileceğidir. Peygamberimiz (a.s.m.) bunu kendi hayatında da tatbik etmiştir. Meselâ Mekke'nin fethine çıkarken orduya hazırlanmaları emrini vermiş, fakat nereye gideceklerini gizli tutmuştur. Bu Bir hîledir.
Diğer taraftan, Ka'b bin Mâlik (r.a.) savaşa çıkacağı zaman Peygamberimizin maksadından aksi bir istikamete gidip düşmanı yanılttığını, sonra asıl hedefine yönelip "Harp hîledir" buyurduğunu bildirmiştir.[165]
Yine Peygamberimiz bir harp hilesi olarak Hamrâü'1-Esed seferinde beş yüz yere ateş yakılmasını, Mekke'nin fethine giderken de on bin ateş yakılmasını emrederek düşmana İslâm ordusunun kalabalık olduğu intibaını vermişti.
Seyfullah, Allah'ın kılıncı olarak isimlendirilen Hâlid bin Velid de (r.a.) Müte savaşında iki ordu birbirinden ayrıldıktan sonra sağ kanattaki askerleri sol kanada, sol cenahtakileri sağ cenaha, arka saftakileri de ön safa alarak düşmana yardımcı kuvvet geldiği intibaını vermişti. Ertesi gün farklı sîmaları karşılarında gören düşman askerleri, Müslümanlara destek kuvveti geldiğini zannederek paniğe kapılmıştı.
Bu hadis, bir yandan Müslümanlara savaşta düşmana karşı hîle yapabilecekleri ruhsatını verirken, diğer taraftan düşmanın da bu yola baş vurabileceğini ihtar ederek dikkatli olmaya davet etmektedir. Zaten hadisin ilk kelimesi "hudea" şeklinde okunduğu zaman, "Harp çok aldatıcıdır, hilelerle doludur" mânâsına gelmektedir.
Savaş hilelerinden birisi de düşmanı yanlış bilgilendirmektir. Yalana kesinlikle cevaz vermeyen dinimiz bu konuda düşmanın ordunun yeri ve sayısı hakkında yanlış bilgilendirilerek yanıltılabileceğine de izin vermiştir.
Sonra bunu bozmanın bir burada düşman tarafıyla sözleşip hîle olmadığını, aksine böyle yapmanın büyük bir mes'uliyet getirdiğini de ifâde edelim.[166]
Namazda Gözleri Yummak
16. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
"Biriniz namaz kılarken gözünü yummasın."[167]
Ticârette Komşu Hakkı
17. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
"Şuf'a, ortaklardan birisinin diğerine teklif etmeden satma hakkına sahip olmadığı ev veya bir bahçedeki ortaklık hakkıdır. Kendisine arzedilen şahıs ya teklif edilen yeri satın alır veya almaz."[168]
İzah
Ev, bahçe, tarla, arsa gibi taşınmaz bir mala iki kişi ortaksa, ve ortaklardan birisi hissesini satmayı düşünüyorsa, onu ilk olarak ortağına teklif etmesi gerekir. Ortağı alırsa alır, almazsa ancak o zaman başkasına teklif edebilir. Ortağına teklif etmeden başkasına satması mekruhtur.
Hanefî mezhebine göre taşınmaz mallarda sadece ortak için değil, komşu için de şuf'a hakkı vardır. Yani bir kimse sahip olduğu taşınmaz bir malını satışa çıkarıyorsa, bunu ilk olarak yakın komşusuna teklif etmelidir. Bu konuda bir hadis şöyledir:
"Komşu, bitişiğindeki taşınmaz malı satın almaya öncelikle hak sahibidir."[169]
Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise bu hadis bir hakkı değil, bir yardımlaşmaya, bir iyiliğe davettir. Komşunun şuf'a hakkı yoktur. Yani kişi satmak istediği bir ev, arsa veya tarlayı komşusuna teklif etmeden başkasına satabilir.
Biz bunun dinî bir hak olmasa da komşuluk hakkı olduğunu düşünüyoruz. Bir kimse eğer taşınmaz bir mülkünü satışa çıkarıyorsa, bunu ilk olarak bitişik komşusuna teklif etmelidir. Böyle yapmak insaniyet açısından önemlidir. En azından Peygamberimizin tavsiyesidir.[170]
[162] İbni Mâce, Mukaddime: 17(224). İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/72.
[163] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/72-73.
[164] Buhari, Cihad: 157; Müslim, Cihad: 17, 18; Ebû Dâvud, Cihad: 92; İbni Mâce, Cihad: 28; Tirmizî, Cihad: 5. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/73.
[165] Buhârî, Cihad: 103; Ebû Dâvud, Cihad: 92; Müslim, Tevbe: 54.
[166] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/73-74.
[167] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/74.
[168] Müslim, Müsâkat: 133-135. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/74-75.
[169] İbni Mûce, Şufa: 2.
[170] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/75-76.