- İki Yahûdinin Recmedilmeleri

Adsense kodları


İki Yahûdinin Recmedilmeleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sat 4 February 2012, 12:28 pm GMT +0200
25. İki Yahûdinin Recmedilmeleri

 

4446... îbn. Ömer radıyallâhu anhûmâ şöyle demiştir: Yahudiler Rasûlullah (s.a)'e gelip, içlerinden bir erkekle kadının zina ettiğini söylediler. Rasûlullah (s.a) kendilerine:

"Zina hakkında Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" dedi.

"Onu teşhir ederiz ve deynekle dövülür" dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm[240]

" Yalan söylediniz. Onda recim var" dedi.

Tevratı getirip, koydular. Yahudilerden birisi, elini recm ayetinin üstü­ne koydu,[241] sonra onun öncesini ve sonrasını okumaya başladı. Abdul­lah b. Selâm Ona: "Elini kaldır" dedi. Adam elini kaldırdı, recm ayeti gÖ-rünüverdi. Bunun üzerine Yahudiler:

"Doğru söyledi. Yâ Muhammedi Tevratta recm âyeti var" dediler. Ra­sûlullah da onların recmedilmelerini emretti ve recmedildiler.

Abdullah b. Ömer: "Adamı, taşlardan korumak için kadının üzerine abandığını gördüm" dedi.[242]

 

4447... Berâ b. Âzib r.a şöyle demiştir:

Rasûlullah (s.a)'e yüzü kömürle karartılmış vaziyette dolaştırılan bir Yahudi getirdiler. Rasûlullah (s.a) Yahudilere ALLAH adı vererek, kitapla­rındaki zina nadinin ne olduğunu sordu. Efendimizi, içlerinden birisine havale ettiler. Bu sefer Rasûlullah o adama yemin vererek, "kitabınızda-ki zina haddi nedir?" diye sordu. Adam: şu karşılığı verdi: "Recmdir. Ama zina bizim eşrafımız arasında yayıldı. Biz eşrafın bırakılıp da, alt ta­bakada olana had uygulanmasını çirkin gördük ve bunu (recm cezasını) aramızdan kaldırdık.'1

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) emretti ve zinâkâr recmedildi. Efendi­miz de: "Ey ALLAHım! Ben senin kitabından kaldırdıklarını ilk ihya edenim" buyurdu.[243]

 

4448... Berâ b. Âzib (r.a)'den; şöyle demiştir:

Rasûluİlah (s.a)'e (yüzü) kömürle karartılmış (deynekle dövülmüş) bir Yahudi getirildi. Efendimiz, onları (Yahudileri) çağırıp:

"Zina haddini (kitabınızda) böyle mi buluyor sunuz?" dedi.

"Evet" dediler.

Rasûluİlah. bilginlerinden bir adam çağırıp:

"Tevrat'ı Musa'ya indiren ALLAH aşkına şöyle, kitabınızda zina haddini (cezasını) böyle mi buluyorsunuz?" dedi.

Adam şu cevabı verdi:

"Vallahi hayır. Eğer sen bunu bana böyle sormuş olmasaydın, haber vermezdim. Biz kitabımızda zina cezası olarak recmi buluyoruz. Ancak zina bizim eşrafımız arasında çoğaldı. Biz eşraftan bir adamı yakaladığı­mızda bırakıverir, zayıf bir adamı yakaladığımızda ise ona haddi tatbik ederdik. Bunun üzerine gelin, hem zayıflarımız hem de ileri gelenlerimi­ze uygulayacağımız bir şeyde birleşelim dedik ve kömürle boyama ve deynek vurma üzerinde birleştik. Recmi terkettik."

Rasûluİlah (s.a):

"Ey ALLAHım! Ben, senin emrini kaldırdıklarında ilk ihya edenim" buyurdu, zinâkânn recmedilmesini emretti ve adam recmedildi. ALLAH fc.c) de: "Ey Peygamber! Kalpleri inanmamışken ağızlarıyla inandık diyen Yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesâbına casusluk edenlerden inkâra koşanlar seni üzmesin. Sözleri asıl yerlerinden değiştirirler de; böyle bir fetva size verilirse alın, veril­mezse, kaçının derler. ALLAH'ın fitneye düşmesini dilediği kimse için ALLAH'a karşı senin elinden bir şey gelmez. İşte onlar ALLAH'ın kalple­rini arıtmak istemediği kimselerdir. Dünyada rezillik onlaradır. On­lara âhirette de büyük azâb vardır."[244] ayetini, yahûdiler hakkındaki: "Allanın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin de kendileridir..." âyetine kadar, yine yahûdiler hakkındaki "ALLAH'ın indirdiği ile hükmet­meyenler zâlimlerin ta kendileridir" ayetine kadar ve aynı şekilde Ya­hudiler hakkında olan "ALLAH'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, fâsıklann ta kendileridir"[245] ayetine kadar indirdi.[246]

Râvi der ki:

Bunlar, yani bu ayetler, tüm kâfirler hakkındadır.[247]

 

4449... Ibn. Ömer radıyallâhü anhümâ şöyle demiştir: Yahudilerden bir grup gelip Rasûluİlah'i Kuf denilen yere davet etti­ler. Rasûluİlah okuma evinde onlara geldi. Yahûdiler:

"Ya Ebe T- Kasım! Bizden bir adam bir kadınla zina etti. (Aralarında) hükmet" dediler. RasÛlullah (s.a) için bir yastık koydular. Efendimiz onun üzerine oturdu, sonra;.

"Bana Tevrat'ı getiriniz" buyurdu. Tevrat getirildi. Efendimiz, altın­daki yastığı aldı ve üzerine tevrâtı koydu. Sonra: "Sana ve seni indirene imân ettim" dedi. Daha sonra: "En bilgininizi getirin" buyurdu.

Bir genç getirildi.

Ravi sonra, recrri hâdisesini; Mâlik'in Nâfi'den rivayet ettiği gibi zik­retti.[248]

 

4450... Ebû Hureyre (r.a) -Bu Ma'mer'in hadisidir ve daha tamdır-[249]  şöyle demiştir.

Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler. Birbirlerine:

"Şu Peygamber'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen bir nebidir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla ALLAH katında ihticâc eder ve senin peygamberlerinden birisinin fetvası, deriz" dediler.

RasÛlullah (s.a) mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler, ve:

"Ya Ebe'l-Kasım! Zina eden erkek ve kadın hakkında ne dersin?" de­diler.

RasÛlullah onların okuma evine gelinceye kadar, kendileri ile bir keli­me konuşmadı. (Oraya gelince) kapının yanında durdu: "Size, Tevratı in­diren ALLAH adı ile soruyorum. Zina eden birisi muhsan olduğu za-ınan, onun hakkında Tevratta ne ceza buluyorsunuz?" dedi.

"Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve deynekle dövülür." dediler.

Tecbih: Zina edenlerin sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe bindirilip, dolaştırılmalarıdır.[250] Ama onlardan bir genç sustu. RasÛlullah (s.a) onun sustuğunu görünce ona yemin vermekte ısrar etti.

Genç:

"Sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz Tevrat'ta recmi bulu­yoruz" dedi.

Rasûlullah (s.a):

"Âliahın emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" de­di.

Genç:

"Kırallanmızdan birisinin bir akrabası zina etti. Kıral onu recmetme-yi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden birisi zina etti, onu recmetmek is­tedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi ve "Senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız recmedileniez" dediler. Neti­cede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar, dedi.

Rasûlullah (s.a):

"Şüphesiz ben, Tevrattaki ile hükmedeceğim" buyurdu, recmedil-melerini emretti ve recmedüdiler.

(Ravilerden) Zühri şöyle dedi:

"Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrâtı indirdik. Kendi­sini ALLAH'a teslim eden Peygamberler onunla hükmeder....."[251]

ayetinin bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasûlullah (s.a) de (onunla hükmeden) Peygamberlerdendir.[252]

 

4451... Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir:

Rasûlullah (s.a), Medine'ye geldiğinde, Yahudilerden, muhsan olan bir erkekle bir kadın zina ettiler. Tevrat'ta onlara recm emredilmişti. Onu terkettiler ve eşeğe ters bindirme cezasını koydular, zina edene, kara sa­kızla boyanmış bir iple yüz kez vurulur ve yüzü eşeğin arkasına gelecek şekilde eşeğe bindirilirdi.

Yahudilerin bilginlerinden bazıları toplanıp, başka bir gurubu Rasûlul-lah'a gönderdiler "Ona zina haddini sorun..." dediler.

Ravî (Ebû Hureyre) hadisin devamını zikretti ve "Onlar, Rasûlullah'm dinine mensup değildiler ki onlar arasında hükmetsin. Onun için Rasûlul­lah muhayyer bırakıldı." dedi. Cenâb-ı ALLAH şöyle buyurdu: "Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir."[253]

 

4452... Câbir b. Abdullah (r.a)'den; şöyle dedi:[254]

Yahudiler, kendilerinden zina eden bir erkekle bir kadın getirdiler. Ra­sûlullah (s.a): "Sizden, en bilgin iki adam getirin" buyurdu. Sûrîyâ'nın iki oğlunu getirdiler. Rasûlullah onlara yemin vererek: "Bu ikisinin işini Tevratta nasıl bulursunuz?" diye sordu.

"Tevratta şöyledir: Dört kişi, erkeğin âletini - Sürmelikteki mil gibi ka­dının âleti içinde gördüklerine şahitlik ederlerse kadın da erkek de recmedilir" dediler.

Rasûlullah:

"Onları recmetmenize engel olan ne?" dedi.

"Hakimiyet ve gücümüz gitti. O yüzden Öldürmeyi hoş görînedik" dediler.

Rasûlullah (s.a) şahitleri çağırdı. Dört tane şahit getirdiler. Onlar ada­mın âletini - sürmelikteki mil gibi - kadının âleti içinde gördüklerine şa­hitlik ettiler. Rasûlullah (s.a) de, zinakârların recmedilmelerini emretti.[255]

 

4453... Bize Vehb. b. Bakiyye haber verdi, o Hüşeym'den, Hüşeym Muğire'den o da İbrahim ve Şa'bî vasıtasıyla Rasûlullah'tan yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etti. "Rasûlullah şahitleri çağırdı, şahitlik etti­ler..." sözünü zikretmedi.[256]

 

4454... Bize. Hüşeym'den, Vehb b. Bakıyye rivayet etti. Hüşeym, İbn. Şiibıüme'den, O Şa'bî'den, Şa'bi de Rasûlullah.'tan önceki hadisin benze­rini rivayet etti.[257]

 

4455.. Bize İbn Cüreyc haber verdi; O, Ebu'z Zübeyr'den işitmiş. Ebıfz-Ziibeyr'de Câbir b. Abdullah'dan, şöyle derken işitmiş: "Rasûlul­lah (s.a.) Yahudilerden, zina eden bir erkekle bir kadını recmetti."[258]

 

Açıklama
 

Bu babdaki tüm rivayetler, zina eden bir Yahudi  çiftine verilen cezayı söz konusu etmektedir. Rivayetlerin tümü göz önüne alındığında hadiseyi şöylece özetlemek müm­kündür:

Yahudiler, zina eden rnuhsan bir çift hakkında hüküm vermesi için Rasûlullah-'a gelmişler, Rasûlullah önce onlara, kendilerinin zina suçunu iş­leyenlere ne ceza verdiklerini sormuş, onlar da yüzünü karaya boyayıp eşeğe ters bindirerek teşhir ettiklerini ve yüz deynek vurduklarını söyle­mişler. Peygamber (s.a.v) ALLAH adına yemin vererek bu konuda Tevrat'ta bir hüküm olup olmadığını sormakta ısrar etmesi üzerine, zinanın dört şa­hit tarafından ve erkeğin âleti, kadının âleti içinde görülmesi halinde recm cezası olduğunu söylemişler. Rasûlullah'm recmi nasıl terkettiklerine dâ­ir sorusunu da, kıratlarının bir yakını ve eşraftan olanların zina etmeleri üzerine onları öldürmemek için terkettiklerini söylemişlerdir.

Hz. Peygamber (s.av.) Yahudilere recm cezası vermiş ve cezayı infaz etmiştir.

Hz. Peygamberin onlara, recmin Tevrattaki hükmünü sorması, onu öğ­renmek için değil, kendi kitap ve inançları ile ilzam etmek içindir. Muh-temedir ki, efendimiz Yahudilerin Tevrat'taki recm ayetini değiştirmedik­lerini, ama onu gizlediklerini vahiy yoluyla öğrenmiş ve açığa çıkarmak istemiştir.

Rivayetlerden birisinde, zina eden Yahudilerin suçunun dört şahidin şehâdeti ile sabit olduğu bildirilmektedir. Ancak bu şahitlerin müslüman mı yoksa yahûdi mi oldukları konusunda bir kayıt yer almamıştır. Neve-vi, bu konuya işaretle, şahitlerin müslüman olmaları halinde bir müşkil ol­madığını yahûdi iseler şahitliklerine itibar edilmeyeceğini, onun için zina­nın zinâkâriarın itirafı ile sabit olduğunu söyler.

Nevevi'nin belirttiği müşkil, Şafiî ve Mâliki mezheplerine göre varid-dir. Ama Hanefi mezhebine göre böyle bir müşkil yoktur. Çünkü Hanefi-lere göre zimmİlerin biribirleri hakkındaki şahitlikleri makbuldür. Rasû­lullah'm bazı hristiyanların biribirleri aleyhindeki şahitlikleri kabul etme­si, Hanefilerin delilidir.

Hadislerin, ihtiva ettikleri hükümleri de şöylece özetleyebiliriz.[259]

 

Bazı Hükümler
 

1- Ehli kitabın biribirleri ile olan evlilikleri  sahihtir. Dolayısıyla boşanmaları da geçer­lidir.

2- Ehl-i Kitabın evlilikleri, ihsân'a sebeptir.

İmam Şairi, İmam Ahmed ve Hanefilerden İmam Ebû Yûsuf'un görü­şü bu istikâmettedir. Hanefilerden İmam Muharnmed'e göre gayri müslim evli olsa bile muhsan olamaz.

Ehl-i kitaptan bir kadın, bir müslüman erkekle evlendiği takdirde, ko­cayı muhsan yapıp yapmayacağı konusu âlimler arasında ihtilaflıdır.

İmam Şafii'ye göre, Yahudi veya hıristiyan bir kadınla evlenen ve onunla zifafa giren bir müslüman erkek muhsan olmuş olur.

Hanefilere göre, kitabi bir kadınla evlenen bir müslüman erkek muh­san olmaz.

3- Kâfirler, şeriatın fürûu ile muhataptırlar.

Şüphesiz bu hüküm, Yahudilerin recmedilmelennin, İslâmm hükmüne göre olduğu söylenildiği takdirde söz konusudur. Kafirlerin, İslâmın fürü u ile mükellef olup olmadıkları ulemâ arasında ihtilaflıdır.

4- İslâm ulemâsı, iki zımmî arasında cereyan eden bir olayın dâvası, müslüman hakime getirildiği zaman, hakimin dâvaya bakmak mecburiye­tinin olup olmadığı konusunda ihtilâf etmişlerdir. Hasenü'l-Basrî, Şa'bî, Nehâî, Zührî ve Ahmed b. Hanbel'e göre hâkim muhayyerdir. Dilerse dâ­vaya bakar, dilerse bakmaz.

Zımmi ile müslüman arasındaki bir dâvaya ise, müslüman hakimin bakması zorunludur.

5- Gayr-i müslimler, müslüman hakime müracaat ettikleri zaman, ha­kimin hasımların şeriatına göre mi yoksa İslama göre mi hüküm vereceği konusu da ulemâca ihtilaflıdır. İmâm Mâlik, İmam Şafiî, Atâ, Şa'bî, İbra­him en-Nehâî gibi ulemâya göre hakim muhayyerdir. Dilerse hasımların şeriatına, dilerse İslamî esaslara göre hükmeder.

Hanefilerle, İmam Zühri, Ömer b. Abdü'l Aziz gibi âlimlere göre ha­kim ALLAH'ın hükmü ile hükmetmek zorundadır. Muhayyerliği yoktur. Adaletle hükmetmek mecburiyetindedir.

6- Recmedilecek olan suçlu bağlanmaz. Rivayetlerin birisinde belirtilen, erkeğin kadım taşlardan korumak için onun üzerine abanması buna delildir.[260]

 

[240] Aslen Yahudi idi. Benû Kaynuka kabilesine mensuptu; müslümanlığı kabul etmiş ve ensâr'a yardım etmiştir. Rasûlullah tarafından Cennetle müjdelenmiştir. H.49 tarihinde Medine'de vefat etmiştir.

[241] Bu adamın Abdullah b. Sûryâ olduğu rivayet edilir.

[242] Buharı, hudüd 37, nıenâkıb 26; Müslim, hudûd 26; Tirmizi. hudûd 10; Mâlik: Hudûd 1.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/139-140.

[243] Müslüm. hudûd: 28; İbn Mace. hudûd 10.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/140-141.

[244] Metinde âyetin tamamı yer almamıştır. Ancak biz manânın bozulmaması için tamamının meâüni verdik.

[245] Mâide (5)41-47.

[246] Mâide sûresinin 41 - ilâ 47 ayetleri, bu hadise üzerine inmiştir. Ancak metinde tamamı yer almamış sadece işaret edilmiştir.

[247] Müslim, hudûd 28; İbn Mâce 10. Bu babın ilk hadisinde geçen olay kastedil­mektedir.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/141-143.

[248] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/143-144.

[249] Hadis, Ebû Davud'a bir kaç kanaldan gelmiştir. Bunlardan birisi Macmer vası­tasıyla gelendir.

[250] İbn Hacer'in dediğine göre, tecbihinin bu izahı Zührî'ye aittir.

[251] Mâide(5)44.

[252] Bu hadisin isnadında Müzeyne'den bir adam var. Hattâbî onun bilinmediğini söyler.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/144-146.

[253] Mâide(5)42.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/146-147.

[254] îsnadda mechûl bir adam var.

[255] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/147-148.

[256] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/148.

[257] Bu iki rivayet mürseldir.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/148.

[258] Müslim, hudûd 28. Bu hadis, Lü'lüî'nin rivayetinde mevcut değildir. İbnü'l-Arâbi ve İbn Dâse'nin rivâyetindendir. Bunu Ebu'l-Kasim ed-Dimeşkî' zikretmemiştir.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/148.

[259] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/148-149.

[260] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 15/149-150.