sumeyye
Wed 14 April 2010, 01:05 pm GMT +0200
İhya´ul Mevat
İHY´U´L-MEVAT BÖLÜMÜ
İHY´U´L-MEVAT BÖLÜMÜ
ـ1ـ عن عائشة رَضِىَ اللّهُ عنها قالت: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]مَنْ عَمرَ أرضاً ليْسَتْ ‘حدٍ فَهُوَ أحَقُّ بِهَا[ قال: عروة بن الزبير: قضى بِهِ عمرُ في خفتهِ رَضى اللّهُ عنهُ. أخرجه البخارى .
1. (105)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Sahibi olmayan bir araziyi kim ihya ederse, bu araziyi herkesten ziyade o hak kazanır."
Urvetu´bnu Zübeyr "Hz. Ömer (radıyallahu anh) halife iken bu hadisin hükmünü tatbik etti" dedi.[1]
AÇIKLAMA:
Mevat arazi kimsenin mülkü olmayan, meskun bölgenin (belde) bitişiğinde bulunmayan dışta kalan arazidir. Meskun bölgeye yakın veya uzak olmuş farketmez. Ebû Yusuf, bu araziyi şöyle tarif etmiştir: "Mevat öyle bir parçadır ki, bunun mamur araziye en yakın noktasına duran birisi, bütün gücüyle bağırdığı zaman mamur bölgenin ona en yakın yerinden sesi işitilmez."
Bir yerin ihyası: Oranın sulanması, ekilmesi, ağaç dikilmesi veya bina yapılmasıyla gerçekleşir. İhya etmek, lügat olarak hayatlandırmak, canlandırmak demektir. Cumhûr´a göre, bir kimse, yukarıdaki evsafta bir mevâtı, ihyâ edecek olsa, ona sâhib olur, bu arazi, ümrana yakın olmuş, uzak olmuş devlet reisi izin vermiş vermemiş fark etmez. İmâm-ı Âzam (rahimehullah)´a göre, devletin mutlaka izni gerekir. Ancak, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed de diğer ulemaya uyarak bu meselede Ebu Hanife´ye muhalefet ederler.[2]
ـ2ـ وعن عروة بنَ الزبير قال: قال رسُولُ اللّهِ # ]مَنْ أحيا أرضاً ميتةً فهى له، وليس لِعرْقِ ظَالمٍ حقٌ[. أخرجه ا‘ربعة إّ النسائى.وزاد أبو داود: قال عروة: أشهد أنّ رَسُولَ اللّهِ # قضَى أنّ ا‘رضَ أرضُ اللّهِ تعالى، والعِبَادَ عباد اللّهِ تعالى، فَمنْ أحيَا مواتاً فَهُوَ أحقُّ بِهِ جَاءَنَا بهذا عن النبىّ # الَّذى جَاءنا بالصلواتِ عنهُ .
2. (106)- Urvetu´bnu Zübeyr (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim ölü bir arâziyi ihya ederse, burası onun olur. Başkasının arazisine izinsiz ağaç dikene hiçbir hak tanınmaz."[3]
Ebu Dâvud´da şu ziyade var: Urve (radıyallahu anh) dedi ki: "Şehâdet ederim ki, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şuna hükmetti: "Arz, Allah´ın arzıdır, insanlar da Allah´ın kullarıdır. Kim bir ölü araziyi (mevat) ihya ederse, bu yere, o, herkesten ziyade hak sâhibi olur." Bu hükmü Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´dan bize, ondan namazı getirenler getirdi."[4]
ـ3ـ قال عروةُ: ولقد حدَّثنى الَّذِي حدّثنى بهذا الحديث ]أنّ رَجُلَيْنِ اختَصَما إلى رَسُولِ اللّهِ #: غرسَ أحدُهُمَا نخً في أرضِ اŒخَرِ فقَضَى لصاحبِ ا‘رضِ بأرضِهِ وأمرَ صاحبَ النخلِ أن يُخْرِجَ نخلَهُ منها فلقدْ رأيتُهَا، وإنّهَا لتُضرَبُ أُصُولُهَا بالفؤوسِ، وإنّهَا لنخلٌ عُمٌّ حتّى أُخرِجَتْ منها[.قال مالك رحمه اللّه: »وَالْعِرْقُ الظالمُ« كلُّ ما أُخِذَ واحتُفرَ وغُرِسَ بغير حق »الفؤوسُ« جمع فأسٍ، وهى اŒلة المعروفةُ من الحديدِ »والعُمُّ« جمع عَمِّية، وهى التامة في الطول والتفاف .
3. (107)- Urve (radıyallahu anh) dedi ki: "Bana bu hadisi rivayet eden kimse şunu da anlattı: İki kişi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´e müracaat ederek aralarındaki ihtilâfı arzettiler: Bunlardan biri, diğerinin arazisine hurma ağacı dikmişti. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Tarla, eski sâhibine aittir, ağaç diken de diktiklerini tarlada söksün" diye hükmetti. Ben ağaçların köklerine baltalarla vurulduğunu gördüm. Ağaçlar boylu boslu tam haldeydiler, hepsi de tarladan söküldüler."[5]
ـ4ـ وعن سمُرةَ بن جندب قال: قال رَسُولُ اللّهِ #: ]مَنْ أحاطَ حَائطاً فِي مَوَاتٍ فَهُوَ لَهُ[. أخرجه أبو داود.وزاد رزين رحمه اللّه عن سعيد بن زيد رَضِىَ اللّهُ عنهُ قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]مَنْ عَمَرَ أرضاً قَدْ عجزَ صاحبُها عنهَا وتركها مَهْلَكَةً فهى له[ .
4. (108)- Semuratu´bnu Cündüb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) dedi ki:
"Mevât (ölü) bir araziyi kim bir duvarla çevrelerse, burası onun olur."[6]
Rezîn, Saîd İbnu Zeyd (radıyallahu anh)´den şu ziyadeyi kaydetti: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) dedi ki: "Sahibi bir arazinin bakımından âciz kalarak helâk olmaya terkedince biri gelip bu araziyi ihya ederse, arazi kendinin olur."[7]