neslinur
Fri 13 August 2010, 01:12 pm GMT +0200
İhtikar
İhtikar, bir ihtiyaç maddesini satın alıp piyasada azalmasını ve yüzden fîatımn yükselmesini beklemek maksadiyle o malı depoya laldırıp saklamak demektir. Şüphesiz böyle bir ticari tutum ve dav-•anışta ihanet ve tüketicilere zulüm söz konusudur.
O bakımdan sari1 (Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz) ihtikarı yasak-ayıp haram kılmıştır. [261]
Konuyla İlgili Hadisler
Said b. Müsâyyeb'den, o da Ma'mer b. Abdillah el-Adevî'den rivayet etmiştir. Adı geçen diyor ki: Resulüllah (s.a.v,) Efendimiz şöyle buyurdu: "Ancak günahkar suçlu ihtikar yapar." [262]
Ma'kıl b. Yesar (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen, Re-sulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Kim müslümanların piyasasına, onlara karşı aşırı fiat (kar) sağlamak için bir şey (ihtiyaç maddpsi) ile girerse, onu kıyamet gününde ateşten bir döşek, minder üzerinde oturmak Allah üzerine bir haktır»" [263]
Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Kim müslümanlar aleyhine aşırı fit artırmayı dileyerek bir ihtikarda bulunursa, o günahkar ve suçludur." [264]
Ömer (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: "Peygamber (s.a.v.) Efendimizden duydum şöyle buyuruyor-du: "Kim müslümanlara karşı onların yiyecek maddelerini ihtikar ederse, Allah onu cüzam ve iflas ile vurur.." [265]
îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.ü.) şöyle buyurmuştur: 'Ticari malı getirip piyasaya (az bir kar ile) süren merzuktur (rızıklanmış, bahtiyar); muhtekir isje merûndur." [266]
Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlalleri
a) Hanefîlere göre: Hanefî imamları bu konuda biraz genişlik getirip kendi ictihadları doğrultusunda birtakım şartlarla ihtikara cevaz vermişlerdir. Şöyle ki:
1- Bir belde veya kasabada satın aldığı yiyecek maddelerini depolar ve fakat bu yüzden halka bir zarar vermiş olmaz, yani o maddeler piyasada bulunursa, o takdir de bir süre depolayıp sakla-masında bir sakınca yoktur.
2- Yakın bir kasaba veya beldeden satın alıp kendi beldesine nakleder ve piyasada o maddelerden pek az bulunur da depolayıp satışa arzetmediği takdirde halka zarar verecek olursa, bir süre depolaması mekruhtur. Bu daha çok İmam Muhammed'in kavlidir. Ebû Yusuf tan da bu anlamda bir rivayet söz konusudur.
3- Cem'u'l-cevâmi'de ise şöyle denilmektedir: "Yiyecek maddelerini uzak bir yerden satın alıp getirir de satışa arzetmiyerek onu de-polarsa bu mekruh değildir."
4- Bir beldeden satın alıp diğer bir beldeye naklettikten sonra [tikarda bulunursa, bu da mekruh sayılmaz.
5- Kendi tarla ve bahçesine ekip yetiştirdiği gıda maddelerini atışa azetmeyip depolarsa bu da mekruh değildir. Ancak efdal olanı jıdur: İhtiyacından arta kalanını müslümanlarm ihtiyacı bulunuyor-a onlara satmasıdır.
6- Depolamanın uzun süresi bir ay olarak takdir edilmiştir.
7- İhtikarın iki ayrı türü vardır: Biri Matlar yükselsin diye bekitmek; diğeri kıtlık olsun diye bekletip satışa arzetmemek.. İkinci arün vebalı birincisinden çok daha büyüktür.
8- Ebû Yusuf a göre müslümanlarm umumuna zarar veren her iaddeyi satışa arzetmeyip depolamak ihtikardır. İmam Mu-lammed'e göre, halkın geçimiyle ilgili gıda maddeleriyle hayvanların ıeslenmesine yönelik olan maddeleri satışa arzetmeyip depolama1 tıtikardır.
9- Halka zarar verdiği takdirde yetkili organın muhtekiri, de-»oladığı malı satışa arzetmeye zorlaması caizdir.
10- Yiyecek maddelerini depolayıp satmayarak fahiş fisıtla sat-nayı beklemek mekruh olduğu gibi, mevcut maddeleri piyasaya, ih-,iyaç bulunduğunda fahiş fîatla satıp aşırı kar sağlama söz konusu )lduğu ve kadı (yetkili organ) da bunun önüne geçemediği takdirde, o naddelere narh koymak, yani kar haddi belirlemekte bilicma' bir sakınca yoktur. [267]
b) Şafiîlere göre: Bu mezhep imamları genellikle halka sıkıntı re zarar veren depolama üzerinde dururken daha çok ihtikar kapsamına giren maddelerin yiyecek, yani kut (beldenin ana yiyecek maddesi) niteliği taşıyanları olduğunu belirtmişlerdir.
c) Hanbelîlere göre: Bu mezhep imamlarına göre, bir malın ihtikar kapsamına girip haram sayılması için üç şartın bulunması söz konusudur:
1- O malın satın alınması..
Başka bir yerden celb edip getirilen veya kendi mülkünden elde edilen bir maddenin depolanması ihtikar kapsamına girmez.
2- O maddenin müşteriler için kut (geçim gıda maddesi) olması.. O bakımdan helva, bal, zeytin ve benzeri katık anlamında olan
maddeler kut niteliği taşımadığından ihtikar kapsamına girmemektedir.
3- Satın alıp depoladığı maddeden dolayı halka sıkıntı getirmiş bulunması.. O bakımdan piyasada o maldan bulunuyor ve bir sıkıntı söz konusu değilse, ihtikar da söz konusu olmaz. [268]
d) Malikîlere göre: Bu mezhebin önde gelen imamı Malik'e göre de dışarıdan celb edilen maddeleri depolayıp satışa arzetmemek ihtikar sayılmaz.
Böylece Hanefî mezhebine göre, ihtikar mekruhtur. Diğer üç mezhebe göre haramdır. [269]
Tahliller ve Rivayetler
975 nolu Said ve Ma'mer hadisini hem Tirmizî, hem de diğer muhaddisler tahric etmişlerdir. Hadis hasen veya sahih kabul edil" diğinden müçtehitlerin çoğu onunla istidlal etmişlerdir.
Böylece hadis, ihtikar yapan kimsenin suçlu günahkar olduğuna delalet etmekte ve bu manayla ihtikarın haram olduğu anlaşılmaktadır.
976 nolu Ma'kıl hadisini Taberânî el-Kebir ye el-Evsat'ta tahric etmiştir. Ancak isnadında Zeyd b. Murre bulunuyor. Mecmeu'z-Zevâîd'de bu zatın tercüme-i haline rastlanmadığı kaydedilmektedir, O bakımdan biraz ihtiyatla bu rivayete bakılmıştır. Geri kalan ricalinin hepsi sahihtir.
977 nolu Ebu Hüreyre hadisini aynı zamanda Hakim tahric etmiştir. Ancak onun rivayetinde şu fazlalık da bulunuyor: "Ve gerçekten onun ilgisi Allah'tan kopmuş olur.."
Ancak bu hadisin isnadında Ebû Ma'şer bulunuyor ki bu zat zayıftır. Bununla beraber onun sika olduğunu söyleyenler de var. [270] Nitekim Zehebî Bu ismi taşıyan üç raviye yer verirken onların zayıf veya sika olup olmadıkları hakkında bir bilgi vermemiştir. [271] Ma'mer hadisiyle birbirini kuvvetlendirmekte olduğundan ilim adamlarının çoğu bununla da istidlalde bir sakınca görmemişlerdir.
978nolu Ömer hadisinin isnadında Heysem b. Rafı' bulunuyor. Ebû Davud'a göre bu zat münker hadis rivayet eder. Zehebî bu zatın ihtikârla ilgili rivayetinin münker olduğunu nakletmiştir. Sonrada bu konuyla ilgili onun rivayetini vürud sebebiyle naklederek şu bilriyi vermiştir: "Felrruh Mevla Osman şöyle haber verdi: Ömer (r.a.) mescide doğru gitti. Bu arada satışa arzedilmiş yiyecek maddelerini gördü ve hoşuna gittiğinden şöyle dedi: "Allah bu yiyecek maddelerini de, onları celbedip buraya kadar getirenleri mübarek eylesin." Bunun üzerine biri ona: "Ya Emirelmü'minin! Bu maddeler ihtikâr edilmiştir" diye haber verdi. O da: "Kim ihtikâr etmiş?" diye sorunca, "Ferruh Mevla Osman..." diye cevap verdiler ve bir de falan mevlâ Ömer diye' ilâve ettiler. Bu haber üzerine Hz. Ömer o iki adama dönüp "Sizi buna cesaretlendirip iten nedir?" diye sordu. Onlar da: "Kendi malımızın karşılığında satın alıp satıyoruz" diye cevap verdiler. Hz. Ömer şöyle dedi: "Resûlüllah (s.a.v.) E fendimiz'den duydum, buyurdu ki: "Kim müslümanlar üzerine onların yiyecek maddelerini ihtikâr ederse Allah onu iflas ve cüzam ile vurur."
Bunun üzerine Ferruh şöyle dedi: "Allah'a ve sana söz veriyorum ki, bir daha ihtikâra donmiyeceğim." Mevlâ Ömer'i ise meczum olarak gördüm.." [272]
Ayrıca bu hadisin isnadında Ebû Yahya el-Mekkî bulunuyor ki, o da meçhuldür. [273]
Bununla beraber hadisin şe'vahidi bulunuyor; İbn Mâce ve Hâkim'in, aynı zamanda İshak b. Rahuye, Dâremî, Ebû Ya'lâ, el-Akîlî'nin İbn Ömer (r.a.) dan rivayet ettikleri şu hadis bulunuyor ki, 979 numara ile onu konunun baş kısmında nakletmiş bulunu-yoruz: 'Ticari malı getirip piyasaya (az bir kar ile) süren mezrûktur (rızıklanmış, bahtiyar); muhtekir ise mel'ûndur."
Şüphesiz bu hadis her ne kadar zayıf hadisler arasında yer almışsa da bu baptaki diğer rivayetlerle kuvvet kazanmaktadır.
Yine bu bapta ibn Ömer (r.a.) dan rivayet edilen bir diğer hadis şöyledir:
"Kim yiyecek maddelerini kırk gece satışa arzetmeyip kaldırır (da ihtikarda bulunur) sa o Allah'tan, Allah da ondan beri kalır (ilgisi kopar)."
Bu rivayetin sahih olup olmadığı da ihtilaf konusudur.
Bunların dışında birtakım rivayetler daha bulunuyor ki, konuya kuvvet kazandırmakta ve ihtikarın haram olduğuna delâlet etmekte-
Sonuç olarak diyebiliriz ki, ihtiyaç maddelerini satışa arzetmeyip depolamak ve fıatlarm yükselmesini beklemek konusunda tahran ve kerahet illeti, halka, yani ihtiyaç sahiplerine sıkıntı verip onları zarara sokmaktır. Bu hususta yiyecek maddeleriyle diğer ihtiyaç maddeleri arasında fark yoktur. Ancak İmam Gazali İhyada bunun hilafına şöyle demektedir: "Kut (beldenin ana yiyecek maddesi) olmayan ve ona destek anlamı taşımayan maddelere yasağın kapsamı uzayıp geçmez." [274]
Çıkarılan Hükümler
1- ihtikar, halkın ihtiyaç maddelerini satışa arzetmeyip depolamak ve fıatlarm yükselmesini veya kıtlığın başlamasını beklemek anlamına gelir.
2- Bu manayla ihtikar yasaktır ve haramdır.
3- Uzak bir ülkeye veya beldeden satın alınıp getirilen maddeleri satışa arzetmeyip depolamak ihtikar kapsamına girmez. Bu, Ha-nefîlere^ göredir.
4- Kendi tarla ve bahçesinden elde ettiği gıda maddelerim bir süre satışa çıkarmayıp saklamak da ihtikar sayılmaz. Buda hanefı-lere göredir.
5- İhtiyaç maddelerim saklayıp halka sıkıntı ve zarar verme teşebbüsü önlenemediği takdirde piyasada istikrar sağlamak ve tüketiciyi korumak için yetkili organlar fiat tahdidine baş vurabilirler.
6- Müctehidlerin bir kısmına göre, ihtikar ancak ana gıda maddelerinde söz konusudur. Katık olan maddelerle diğerleri bu kavramın dışında kalır.
7- Müctehidlerin bir kısmına göre ise, halkın ihtiyaç maddesi kabul edilen her- maddede ihtikar söz konusudur.
ıle alıcı arasında meydana gelen[275]
İhtikar, bir ihtiyaç maddesini satın alıp piyasada azalmasını ve yüzden fîatımn yükselmesini beklemek maksadiyle o malı depoya laldırıp saklamak demektir. Şüphesiz böyle bir ticari tutum ve dav-•anışta ihanet ve tüketicilere zulüm söz konusudur.
O bakımdan sari1 (Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz) ihtikarı yasak-ayıp haram kılmıştır. [261]
Konuyla İlgili Hadisler
Said b. Müsâyyeb'den, o da Ma'mer b. Abdillah el-Adevî'den rivayet etmiştir. Adı geçen diyor ki: Resulüllah (s.a.v,) Efendimiz şöyle buyurdu: "Ancak günahkar suçlu ihtikar yapar." [262]
Ma'kıl b. Yesar (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen, Re-sulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Kim müslümanların piyasasına, onlara karşı aşırı fiat (kar) sağlamak için bir şey (ihtiyaç maddpsi) ile girerse, onu kıyamet gününde ateşten bir döşek, minder üzerinde oturmak Allah üzerine bir haktır»" [263]
Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Kim müslümanlar aleyhine aşırı fit artırmayı dileyerek bir ihtikarda bulunursa, o günahkar ve suçludur." [264]
Ömer (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki: "Peygamber (s.a.v.) Efendimizden duydum şöyle buyuruyor-du: "Kim müslümanlara karşı onların yiyecek maddelerini ihtikar ederse, Allah onu cüzam ve iflas ile vurur.." [265]
îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.ü.) şöyle buyurmuştur: 'Ticari malı getirip piyasaya (az bir kar ile) süren merzuktur (rızıklanmış, bahtiyar); muhtekir isje merûndur." [266]
Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlalleri
a) Hanefîlere göre: Hanefî imamları bu konuda biraz genişlik getirip kendi ictihadları doğrultusunda birtakım şartlarla ihtikara cevaz vermişlerdir. Şöyle ki:
1- Bir belde veya kasabada satın aldığı yiyecek maddelerini depolar ve fakat bu yüzden halka bir zarar vermiş olmaz, yani o maddeler piyasada bulunursa, o takdir de bir süre depolayıp sakla-masında bir sakınca yoktur.
2- Yakın bir kasaba veya beldeden satın alıp kendi beldesine nakleder ve piyasada o maddelerden pek az bulunur da depolayıp satışa arzetmediği takdirde halka zarar verecek olursa, bir süre depolaması mekruhtur. Bu daha çok İmam Muhammed'in kavlidir. Ebû Yusuf tan da bu anlamda bir rivayet söz konusudur.
3- Cem'u'l-cevâmi'de ise şöyle denilmektedir: "Yiyecek maddelerini uzak bir yerden satın alıp getirir de satışa arzetmiyerek onu de-polarsa bu mekruh değildir."
4- Bir beldeden satın alıp diğer bir beldeye naklettikten sonra [tikarda bulunursa, bu da mekruh sayılmaz.
5- Kendi tarla ve bahçesine ekip yetiştirdiği gıda maddelerini atışa azetmeyip depolarsa bu da mekruh değildir. Ancak efdal olanı jıdur: İhtiyacından arta kalanını müslümanlarm ihtiyacı bulunuyor-a onlara satmasıdır.
6- Depolamanın uzun süresi bir ay olarak takdir edilmiştir.
7- İhtikarın iki ayrı türü vardır: Biri Matlar yükselsin diye bekitmek; diğeri kıtlık olsun diye bekletip satışa arzetmemek.. İkinci arün vebalı birincisinden çok daha büyüktür.
8- Ebû Yusuf a göre müslümanlarm umumuna zarar veren her iaddeyi satışa arzetmeyip depolamak ihtikardır. İmam Mu-lammed'e göre, halkın geçimiyle ilgili gıda maddeleriyle hayvanların ıeslenmesine yönelik olan maddeleri satışa arzetmeyip depolama1 tıtikardır.
9- Halka zarar verdiği takdirde yetkili organın muhtekiri, de-»oladığı malı satışa arzetmeye zorlaması caizdir.
10- Yiyecek maddelerini depolayıp satmayarak fahiş fisıtla sat-nayı beklemek mekruh olduğu gibi, mevcut maddeleri piyasaya, ih-,iyaç bulunduğunda fahiş fîatla satıp aşırı kar sağlama söz konusu )lduğu ve kadı (yetkili organ) da bunun önüne geçemediği takdirde, o naddelere narh koymak, yani kar haddi belirlemekte bilicma' bir sakınca yoktur. [267]
b) Şafiîlere göre: Bu mezhep imamları genellikle halka sıkıntı re zarar veren depolama üzerinde dururken daha çok ihtikar kapsamına giren maddelerin yiyecek, yani kut (beldenin ana yiyecek maddesi) niteliği taşıyanları olduğunu belirtmişlerdir.
c) Hanbelîlere göre: Bu mezhep imamlarına göre, bir malın ihtikar kapsamına girip haram sayılması için üç şartın bulunması söz konusudur:
1- O malın satın alınması..
Başka bir yerden celb edip getirilen veya kendi mülkünden elde edilen bir maddenin depolanması ihtikar kapsamına girmez.
2- O maddenin müşteriler için kut (geçim gıda maddesi) olması.. O bakımdan helva, bal, zeytin ve benzeri katık anlamında olan
maddeler kut niteliği taşımadığından ihtikar kapsamına girmemektedir.
3- Satın alıp depoladığı maddeden dolayı halka sıkıntı getirmiş bulunması.. O bakımdan piyasada o maldan bulunuyor ve bir sıkıntı söz konusu değilse, ihtikar da söz konusu olmaz. [268]
d) Malikîlere göre: Bu mezhebin önde gelen imamı Malik'e göre de dışarıdan celb edilen maddeleri depolayıp satışa arzetmemek ihtikar sayılmaz.
Böylece Hanefî mezhebine göre, ihtikar mekruhtur. Diğer üç mezhebe göre haramdır. [269]
Tahliller ve Rivayetler
975 nolu Said ve Ma'mer hadisini hem Tirmizî, hem de diğer muhaddisler tahric etmişlerdir. Hadis hasen veya sahih kabul edil" diğinden müçtehitlerin çoğu onunla istidlal etmişlerdir.
Böylece hadis, ihtikar yapan kimsenin suçlu günahkar olduğuna delalet etmekte ve bu manayla ihtikarın haram olduğu anlaşılmaktadır.
976 nolu Ma'kıl hadisini Taberânî el-Kebir ye el-Evsat'ta tahric etmiştir. Ancak isnadında Zeyd b. Murre bulunuyor. Mecmeu'z-Zevâîd'de bu zatın tercüme-i haline rastlanmadığı kaydedilmektedir, O bakımdan biraz ihtiyatla bu rivayete bakılmıştır. Geri kalan ricalinin hepsi sahihtir.
977 nolu Ebu Hüreyre hadisini aynı zamanda Hakim tahric etmiştir. Ancak onun rivayetinde şu fazlalık da bulunuyor: "Ve gerçekten onun ilgisi Allah'tan kopmuş olur.."
Ancak bu hadisin isnadında Ebû Ma'şer bulunuyor ki bu zat zayıftır. Bununla beraber onun sika olduğunu söyleyenler de var. [270] Nitekim Zehebî Bu ismi taşıyan üç raviye yer verirken onların zayıf veya sika olup olmadıkları hakkında bir bilgi vermemiştir. [271] Ma'mer hadisiyle birbirini kuvvetlendirmekte olduğundan ilim adamlarının çoğu bununla da istidlalde bir sakınca görmemişlerdir.
978nolu Ömer hadisinin isnadında Heysem b. Rafı' bulunuyor. Ebû Davud'a göre bu zat münker hadis rivayet eder. Zehebî bu zatın ihtikârla ilgili rivayetinin münker olduğunu nakletmiştir. Sonrada bu konuyla ilgili onun rivayetini vürud sebebiyle naklederek şu bilriyi vermiştir: "Felrruh Mevla Osman şöyle haber verdi: Ömer (r.a.) mescide doğru gitti. Bu arada satışa arzedilmiş yiyecek maddelerini gördü ve hoşuna gittiğinden şöyle dedi: "Allah bu yiyecek maddelerini de, onları celbedip buraya kadar getirenleri mübarek eylesin." Bunun üzerine biri ona: "Ya Emirelmü'minin! Bu maddeler ihtikâr edilmiştir" diye haber verdi. O da: "Kim ihtikâr etmiş?" diye sorunca, "Ferruh Mevla Osman..." diye cevap verdiler ve bir de falan mevlâ Ömer diye' ilâve ettiler. Bu haber üzerine Hz. Ömer o iki adama dönüp "Sizi buna cesaretlendirip iten nedir?" diye sordu. Onlar da: "Kendi malımızın karşılığında satın alıp satıyoruz" diye cevap verdiler. Hz. Ömer şöyle dedi: "Resûlüllah (s.a.v.) E fendimiz'den duydum, buyurdu ki: "Kim müslümanlar üzerine onların yiyecek maddelerini ihtikâr ederse Allah onu iflas ve cüzam ile vurur."
Bunun üzerine Ferruh şöyle dedi: "Allah'a ve sana söz veriyorum ki, bir daha ihtikâra donmiyeceğim." Mevlâ Ömer'i ise meczum olarak gördüm.." [272]
Ayrıca bu hadisin isnadında Ebû Yahya el-Mekkî bulunuyor ki, o da meçhuldür. [273]
Bununla beraber hadisin şe'vahidi bulunuyor; İbn Mâce ve Hâkim'in, aynı zamanda İshak b. Rahuye, Dâremî, Ebû Ya'lâ, el-Akîlî'nin İbn Ömer (r.a.) dan rivayet ettikleri şu hadis bulunuyor ki, 979 numara ile onu konunun baş kısmında nakletmiş bulunu-yoruz: 'Ticari malı getirip piyasaya (az bir kar ile) süren mezrûktur (rızıklanmış, bahtiyar); muhtekir ise mel'ûndur."
Şüphesiz bu hadis her ne kadar zayıf hadisler arasında yer almışsa da bu baptaki diğer rivayetlerle kuvvet kazanmaktadır.
Yine bu bapta ibn Ömer (r.a.) dan rivayet edilen bir diğer hadis şöyledir:
"Kim yiyecek maddelerini kırk gece satışa arzetmeyip kaldırır (da ihtikarda bulunur) sa o Allah'tan, Allah da ondan beri kalır (ilgisi kopar)."
Bu rivayetin sahih olup olmadığı da ihtilaf konusudur.
Bunların dışında birtakım rivayetler daha bulunuyor ki, konuya kuvvet kazandırmakta ve ihtikarın haram olduğuna delâlet etmekte-
Sonuç olarak diyebiliriz ki, ihtiyaç maddelerini satışa arzetmeyip depolamak ve fıatlarm yükselmesini beklemek konusunda tahran ve kerahet illeti, halka, yani ihtiyaç sahiplerine sıkıntı verip onları zarara sokmaktır. Bu hususta yiyecek maddeleriyle diğer ihtiyaç maddeleri arasında fark yoktur. Ancak İmam Gazali İhyada bunun hilafına şöyle demektedir: "Kut (beldenin ana yiyecek maddesi) olmayan ve ona destek anlamı taşımayan maddelere yasağın kapsamı uzayıp geçmez." [274]
Çıkarılan Hükümler
1- ihtikar, halkın ihtiyaç maddelerini satışa arzetmeyip depolamak ve fıatlarm yükselmesini veya kıtlığın başlamasını beklemek anlamına gelir.
2- Bu manayla ihtikar yasaktır ve haramdır.
3- Uzak bir ülkeye veya beldeden satın alınıp getirilen maddeleri satışa arzetmeyip depolamak ihtikar kapsamına girmez. Bu, Ha-nefîlere^ göredir.
4- Kendi tarla ve bahçesinden elde ettiği gıda maddelerim bir süre satışa çıkarmayıp saklamak da ihtikar sayılmaz. Buda hanefı-lere göredir.
5- İhtiyaç maddelerim saklayıp halka sıkıntı ve zarar verme teşebbüsü önlenemediği takdirde piyasada istikrar sağlamak ve tüketiciyi korumak için yetkili organlar fiat tahdidine baş vurabilirler.
6- Müctehidlerin bir kısmına göre, ihtikar ancak ana gıda maddelerinde söz konusudur. Katık olan maddelerle diğerleri bu kavramın dışında kalır.
7- Müctehidlerin bir kısmına göre ise, halkın ihtiyaç maddesi kabul edilen her- maddede ihtikar söz konusudur.
ıle alıcı arasında meydana gelen[275]