neslinur
Sat 14 August 2010, 09:07 am GMT +0200
İhramlının Av Hayvanı Öldürmesi Haramdır
Hac veya umre için ihrama girip niyet etmek, insanı bir bakıma ünya işlerinden ve nefsanî arzulardan çekip alır; uhrevî hayat ha-asına sokarak ruhen arındırıp geliştirir ve hac menasikini ibadetlerini) her türlü dünyevî dağdağadan uzak bir hava içinde apmâyı telkin eder.
O bakımdan ihramlınm nasıl cinsel temasta bulunması, açlarım kestirmesi, güzel koku sürünmesi haram kılınmışsa, o va~ iyette av hayvanı öldürmesi, Öldürene yardımcı olması da haram alınmıştır.
Konuyla ilgili hadisler
Önce bu konuda sarih bir ayet bulunmaktadır, Cenab-ı Hakk, hramlı kişinin av hayvanı öldürmesi halinde misliyle ceza ödemesini lükme bağlamış bulunuyor. Şöyle ki:
"Ey iman edenler! Siz ihramlı iken av hayvanı öldürmeyin; sizden kim bile bile onu öldürürse kendisine ceza vardır. O da öldürdüğüne benzer bir davardır ki, Öldürülen gibi olduğunu iki adil kimse takdir edip hüküm verir. Davar, hacı kurbanı olmak üzere Kabe'ye götürülür, orada kesilir; yahut yoksullara yemek vermek suretiyle veya onun dengince oruç tutarak keffaretini eda etsin.." [309]
Cabir (r.a.) dan yapılan rivayete göre: "Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz sırtlan (avlamak) hakkında ihramlıya bir koyun (ceza) isabet edeceğini belirtmiş ve onu avdan saymıştır." [310]
Muhammed b. Şirinden yapılan rivayete göre, adı geçen ş-de haber vermiştir:
"Bir adam Ömer b. Hattab'a gelerek dedi ki: "Doğrusu ben ve bir arkadaşım atlarımızla akabe gediğine doğru yarışıyorduk; derken bir geyiğe isabet ettirerek (öldürdük); aynı zamanda ihramlı bulunuyorduk. Bu hususta ne dersiniz?" Bunun üzerine Hz. Ömer yanındaki adama: "Gel de benle sen (bu konuda) hükmedelim" dedi ve bir dişi keçi (ceza olarak ödemesine) hükmettiler.
Bu hüküm üzerine adam ayrılıp giderken şöyle diyordu: "İşte bu Emirelmü'minin olarak bulunuyor; benim geyiğim hakkında hüküm veremedi de bir adam çağırıp onunla beraber (konuyu değerlendirerek) hükmedebildi!" Onun bu sözünü işiten Hz. Ömer (r.a.) onu çağırıp sordu: "Maide Sure-si'ni okuyor musun?" O da: "Hayır.." diye cevstp verince, Hz. Ömer (r.a.) tekrar sordu: "Şu benimle beraber hüküm veren adamı tanıyor musun?' [311]. O yine:"Hayır, tar mıyorum" diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a.) ona: "Eğer sen bana Maide Sure-si'ni okuduğunu haber vermiş olsaydın, herhalde seni incitir anlamda sana bir dayak atardım" dedi ve devamla şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Aziz ye Celîl olan Allah kendi kitabında şöyle buyurmuştur: "Öldürülen hayvanın bir benzeri olduğunu iki adil kimse takdir edip hüküm verir!" İşte benimle beraber hükmeden zat, Abdurrahman b. Avf (r.a.) dır.." [312]
Cabir (r.a.) dan yapılan rivayete göre: Hz. Ömer (r.a.) ih-ramlının avlayıp öldürdüğü bir sırtlana bedel bir koyun; bir geyiğe bedel bir dişi keçi; bir tavşana bedel bir keçi yavrusu (dişi olmak üzere) ve bir yaban faresine bedel dört aylık bir oğlağın (ceza olarak verilmesini) hükme bağladı." [313].
Eclako. Abdillah'dan, o da Zübeyyir'den, o da Cabir (r.a.) den rivayet etmiştir: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "İhramlı olan sırtlan avlarsa.ona bedel bir koç; geyik avlarsa bir koyun, tavşan avlarsa bir dişi keçi yavrusu; yaban faresi avlarsa bir oğlak (ceza olarak tasadduk eder)." [314]
Ravi diyor ki: Oğlaktan maksat, kendi kendine otlayacak duruma gelmiş olanıdır. [315]
Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
a) Hanefîlere göre: Kara hayvanlarından hilkati itibariyle evcil olmayanları -ister eti yenilen türden olsun, isterse yenilmeyen türden olsun fark etmez- ihramlı bulunanın avlaması, öldürmesi, yaralaması ve avlayana yardımcı olması haramdır. Ancak bunlardan saldırgan'olup insana eziyette bulunanları müstesna; yani onları, eziyet ve kötülüğünden korunmak maksadıyla öldurmekte bir sakınca olmadığı gibi, karşılığında bir ceza da ödemek gerekmez.
O halde hilkati itibariyle ehlî (evcil) olmayan ve insanlardan ayak veya kanatlarını kullanarak uzak duran kara hayvanlarım avlamak -ihramlıya, ihramda bulunduğu sürece- haram kılınmıştır. Deniz avı ise onun için mubah kılınmıştır. O halde deve, sığır, koyun ve keçi kara avı kapsamına girmediğinden ve hükatları itibariyle evcil olduklarından ihramlınm onları kesmesinde bir sakınca yoktur. Bunlar gibi evcil olarak üretilip yetiştirilen kaz, ördek ve tavuk da kara avı kapsamı dışında kalmakta ve ihramlı tarafından kesilmelerinde bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır,
Evcilleştirilen güvercin de kara avı kapsamına girer. Çünkü i hilkati itibariyle yabanî sayılır. Bunun gibi, evcilleştirilen geyik, deve- " kuşu, papağan ve benzeri yabani hayvanlar da ihramlı tarafından av-lanamaz, avlanıp öldürüldüğü takdirde veya normal şekilde kesildiğinde haram bir fiil işlemiş olunur ve bundan dolayı ceza gerekir.
Bunun aksine hılkatan (yaratılıştan) evcil olan deve veya sığır yabanileşirse, yine de avlanmasında bir sakınca yoktur. Köpek de böyledir. Yabanileşse bile evcil köpekler kapsamına girer ve ona göre hüküm uygulanır.
Avlanan hayvanlar, kara ve deniz olmak üzere ikiye ayrılır. Deniz hayvanları, denizde doğanlarıdır. Bunlar ister denizde^ isterse hem denizde, hem de karada yaşamlarım sürdürsünler fark etmez. Çünkü itibar doğup neşvü nema bulduğu yeredir. Kara hayvanları ise, doğup neşvü nema bulduğu yer, karada olanlardır. İsterse bunlar zaman zaman denizde, yani suda da yaşasınlar fark etmez.
Denizde (suda) yaşayan hayvanların hem muhrim (ihramlı) hem de helal (ihramlı olmayan) lar tarafından avlanması helaldir .Bunların ister eti yenilsin, ister yenilmeyen cinsden olsun avlanmalarında bir sakınca söz konusu değildir.
Kara hayvanlarının avlanmasına gelince: Bunlar, eti yenilen ve yenilmeyen olmak üzere ikiye ayrılırlar. Eti yenilenlerin ihramlı tarafından avlanması helal değildir. Geyik, tavşan ve benzeri hayvanlar bunlardan birkaçıdır. Yabanî eşek (zebra), tavşan, yabanî sığır ve eti yenen kuşlar da böyle.
Bunun gibi, ihramlınm hılkatan (yaratılıştan) evcil olmayan hayvanların avlanmasına işarette bulunması veya yol göstermesi de helal değildir.
Saldırgan olup tehlike arzeden, eziyet veren aslan, kaplan, kurt, çita, jaguar ve benzeri hayvanları ihramlınm öldürmesinde bi sakınca yoktur. Nitekim Resulüllah (s.a.v.) "Beş fasik, (zararlı) hayvan hill ve haremde ihramlı tarafından da öldürülür: yılan, akrep, fare, saldırgan (ve kuduz) köpek, garga.." buyurmuştur.
îhramlı kimsenin yabanî olan kara hayvanlarını avlaması söz konusu olunca, şu üç şıktan biriyle ilgilidir; Öldürmek, yaralamak veya öldürmeden, yaralamadan yakalamak.. [316]
îhramlı iken ister harem dahilinde, isterse hill kesiminde yabanî hayvan avlamak veya avlayana yol göstermek, yani hayvanı gösterip yardımcı olmak yasaklanmıştır. Buna rağmen böyle yapacak olursa, iki adil kimsenin takdir ve tesbitine göre kendisine ceza gerekir. Bu ceza, öldürülen hayvanın kıymeti dikkati alınarak belirlenir.
Takdir edilen kıymetle bir hayvan satın alınabiliyorsa, onu satın alıp Harem dahilinde keser; değilse takdir edilen parayla yiyecek maddesi satın alır ve alman madde buğday ise her fakire yarım sa'; üzüm, arpa veya hurma ise her fakire bir sa1 verir. Dilerse her sa' yerine bir gün oruç tutarak cezayı ödemiş olur. [317]
İmam Muhammed'e göre, avlayıp öldürdüğü hayvanın cüssesinin misliyle ceza takdir edilir. Mesela geyiğe bedel bir koyun, sırtlana bedel bir koyun, tavşana bedel bir dişi keçi yavrusu, devekuşuna bedel bir sığır, yabanî eşeğe bedel bir inek takdir edilir. Benzeri, misli olmayan hayvanlara karşılık ceza olarak para takdir edilir.
îhramlmın yabani hayvan avlama, öldürme konusunda bunu kasden işleyenle, unutarak veya yanlışlık yaparak işleyen arasında fark yoktur. [318]
b) Şafiîlere göre: Kara hayvanlarından eti yenilenlerden veya eti yenilenle yenilmeyenin birleşmesinden doğup meydana gelenlerden avlamak haramdır. Bu, Harem dahilinde sadece ihramlı için değil, ihramlı olmayan kimseler için de yasaklanmıştır. O bakımdan harem dahilinde kara hayvanlarından yabanî bir hayvanı avlayan kimse onun bir mislini ceza olarak ödemesi vacip olur. Mesela devekuşuna bedel bir sığır, yabanîsığıra ve bir de yabanî eşeğe karşılık bir inek, gazala (geyik, ahu) bedel bir dişi keçi, tavşana bedel bir dişi keçi yavrusu., ceza olarak ödenir. Ancak öldürülen yabanî hayvana karşılık ceza olarak takdir edilecek hayvanı iki adil kimse takdir eder. Misli olmayan hayvana bedel kıymet takdir edilir. [319]
c) Hanbelîlere göre: Kişi ihramlı iken kara hayvanlarının yabanî olanlarından birini avlayıp öldürürse, bu ister kasden, isterse hatâen olsun onun bîr benzerini ceza olarak Öder. Ancak açlıktan muztar durumda kalırsa, o takdirde avlayıp yiyebilir. Ayrıca saldırır da başka çare bulamaz da onu öldürürse, bundan dolayı bir ceza gerekmez. -
Şüphesiz bu ceza ancak ihramlıya gerekir. Aynı zamanda avlanan hayvanın eti yenilen bir türden olması sözkonusudur. Eti yenilmeyen bir hayvanı avlamaktan dolayı keffaret gerekmez. Sonra da avlanan hayvanın yabani olması şarttır. Evcil olup eti yenilen bir hayvanı kesmekte bir sakınca yoktur.
Böylece deniz avı ihramlı için de, ihramsız için de helal
kılınmıştır.
Karada yaşayan yabani hayvanlardan birini avlayan kimsenin, onun birbenzerini ceza olarak Ödemesi gerekir. Bunu da adil iki bilirkişinin takdir etmesi söz konusudur. [320]
d) Malikîlere göre: Harem dahilinde bir hayvan avlamak, ihramlıya haram kılınmıştır. Bundan dolayı şu üç cezadan biri gerekir:
1- Onun bir benzeri sayılacak davarlardan biri takdir edilir.
2- Bulamadığı takdirde kıymeti takdir edilerek yiyecek maddesi
alıp dağıtır.
3- Bunu da teminedemediği takdirde satın alınacak yiyecek maddesinin her müddüne karşılık bir gün oruç tutar.[321]
Tahliller ve Diğer Rivayetler
369 nolu Cabir hadisini aynı zamanda îbn Hibban, Ahmed rivayet etmiş; Hakim ise el-Müstedrek'te onu tahricen nakletmiş ve Tirmizî de bu rivayete yer vermiştir.
Buharı ve Abdülhak bu hadisi sahihi emişi erdir. Başkası ise, onun mevkuf olduğunu belirterek ta'lîlde bulunmuştur. Beyhakî, onunla ihticac yapılabilir diyerek sahih olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca İmam Şafiî de bu hadisi mevkufen rivayet ettikten sonra sahihlemiştir. [322]
370 nolu Muhammed b. Sîrin hadisini îmam Malik, Abdülnıelik Karib'd;en rivayet etmiştir ki bu zat sika'dır. O bakımdan hadis ile tidlal edilmiş ve hükme medar sayılmıştır.
37'1 nolu Cabir hadisini îmam Malik Muvatta'da Cabir'den değil bû Zljbeyr'den rivayet etmiştir. îmam Şafiî de sened-i sahihle mer'âjen rivayet etmiştir. [323]
eyhaki ise, İbn Abbas (r.a.) dan rivayetle, onun tavşan akkında, dişi keçi yavrusu ile hükmettiğini belirtmiştir, imam Şafiî ;e, Dahhak tarikiyle yaptığı rivayette Ibn Abbas'm (r.a.) tavşan akkında bir koyurt keffaret verilmesiyle hükmettiğini belirtmiştir. [324]
Cabir'in bu hadisini aynı zamanda Beyhakî ile Ebû Yala tahric tmişlerdir. Ancak Darekutnî bunu İbrahim es-Sâiğ, imam Şafiî ise lalik tarikiyle rivayet etmiştir.
372 nolu Eclah hadisi üzerinde hayli durulmuştur: İbn Maîn: el-Eclah sikadır" derken, îbn Adiyy onu saduk olduğunu belirtmiştir. Cbû Hatim ise, "el-Eclah hadisiyle ihticac edihnez" demiştir. [325]
Çıkarılan Hükümler
1- Ihramı bulunan kimseye karada yaşayan hayvanları avlan-nak haram kılınmıştır.
2- Kara hayvanlarından maksat, evcil olanlar değil, yabani banlardır.
3- Deve, sığır, koyun ve keçi evcil hayvanlardır ve ihramlı kimsenin bunları kesip yemesinde bir sakınca yoktur.
4- Kara hayvanlarından yabani olanlarını -eti yenilen türden olsun, yenilmeyen türden olsun- ihramhnm avlaması veya avlayana yardımcı olması haramdır. Bu, İmam Ebu Hanife'ye göredir. îmam Şafiî'ye göre, eti yenilenlerin avlanması yasaktır.
5- Deniz avı helaldir. îhramlı kimse arzu ettiği tadirde deniz hayvanlarını avlayıp yiyebilir.
6- Karada yaşayan yabanî hayvanlar saldırgan olup tehlike arzederse ihramlının kendini koruması için onu öldürmesinde bir-sakınca görülmemiştir. Müctehidlerin çoğuna göre bu durumda öldürdüğü hayvana karşılık bir ceza da gerekmez.
7- Hilkati itibariyle evcil olmayan kara hayvanları tahı&m kapsamına girer. Bunlar evcilleştirilseler bile, yine de yabani sayılırlar.
8- Hılkatan evcil olan deve, sığır, keçi ve koyun gibi hakanlar yabanileşse bile yine de evcil hayvanlar kapsamına girer ve kesilip yenilmesi helal kabul edilir.
9- îhramlı kimsenin hem Harem dahilinde, hem de hanimde kara avı yapması yasaktır. Aksi halde ceza ödemesi gerekir.
10- îhramlmm kara avından öldürdüğünün bir benzeri keffaret olarak ödenir. Bunu da iki adil kimse takdir eder.
11- Öldürülen kara hayvanı ister kasden, isterse hatâen öldürülsün fark etmez; her ikisinden dolayı keffaret gerekir.
12- îhramh, karada avladığı hayvana karşı benzeri bir hayvan keffaret olarak öder. Bunu bulamazsa, kıymeti takdir edilerek yiyecek maddesi alınır ve her fakire yarım veya bir sa1 verilir. Bunu da yapamazsa, her yarım veya bir sa'a karşılık bir gün oruç tutar. [326]
Hac veya umre için ihrama girip niyet etmek, insanı bir bakıma ünya işlerinden ve nefsanî arzulardan çekip alır; uhrevî hayat ha-asına sokarak ruhen arındırıp geliştirir ve hac menasikini ibadetlerini) her türlü dünyevî dağdağadan uzak bir hava içinde apmâyı telkin eder.
O bakımdan ihramlınm nasıl cinsel temasta bulunması, açlarım kestirmesi, güzel koku sürünmesi haram kılınmışsa, o va~ iyette av hayvanı öldürmesi, Öldürene yardımcı olması da haram alınmıştır.
Konuyla ilgili hadisler
Önce bu konuda sarih bir ayet bulunmaktadır, Cenab-ı Hakk, hramlı kişinin av hayvanı öldürmesi halinde misliyle ceza ödemesini lükme bağlamış bulunuyor. Şöyle ki:
"Ey iman edenler! Siz ihramlı iken av hayvanı öldürmeyin; sizden kim bile bile onu öldürürse kendisine ceza vardır. O da öldürdüğüne benzer bir davardır ki, Öldürülen gibi olduğunu iki adil kimse takdir edip hüküm verir. Davar, hacı kurbanı olmak üzere Kabe'ye götürülür, orada kesilir; yahut yoksullara yemek vermek suretiyle veya onun dengince oruç tutarak keffaretini eda etsin.." [309]
Cabir (r.a.) dan yapılan rivayete göre: "Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz sırtlan (avlamak) hakkında ihramlıya bir koyun (ceza) isabet edeceğini belirtmiş ve onu avdan saymıştır." [310]
Muhammed b. Şirinden yapılan rivayete göre, adı geçen ş-de haber vermiştir:
"Bir adam Ömer b. Hattab'a gelerek dedi ki: "Doğrusu ben ve bir arkadaşım atlarımızla akabe gediğine doğru yarışıyorduk; derken bir geyiğe isabet ettirerek (öldürdük); aynı zamanda ihramlı bulunuyorduk. Bu hususta ne dersiniz?" Bunun üzerine Hz. Ömer yanındaki adama: "Gel de benle sen (bu konuda) hükmedelim" dedi ve bir dişi keçi (ceza olarak ödemesine) hükmettiler.
Bu hüküm üzerine adam ayrılıp giderken şöyle diyordu: "İşte bu Emirelmü'minin olarak bulunuyor; benim geyiğim hakkında hüküm veremedi de bir adam çağırıp onunla beraber (konuyu değerlendirerek) hükmedebildi!" Onun bu sözünü işiten Hz. Ömer (r.a.) onu çağırıp sordu: "Maide Sure-si'ni okuyor musun?" O da: "Hayır.." diye cevstp verince, Hz. Ömer (r.a.) tekrar sordu: "Şu benimle beraber hüküm veren adamı tanıyor musun?' [311]. O yine:"Hayır, tar mıyorum" diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a.) ona: "Eğer sen bana Maide Sure-si'ni okuduğunu haber vermiş olsaydın, herhalde seni incitir anlamda sana bir dayak atardım" dedi ve devamla şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Aziz ye Celîl olan Allah kendi kitabında şöyle buyurmuştur: "Öldürülen hayvanın bir benzeri olduğunu iki adil kimse takdir edip hüküm verir!" İşte benimle beraber hükmeden zat, Abdurrahman b. Avf (r.a.) dır.." [312]
Cabir (r.a.) dan yapılan rivayete göre: Hz. Ömer (r.a.) ih-ramlının avlayıp öldürdüğü bir sırtlana bedel bir koyun; bir geyiğe bedel bir dişi keçi; bir tavşana bedel bir keçi yavrusu (dişi olmak üzere) ve bir yaban faresine bedel dört aylık bir oğlağın (ceza olarak verilmesini) hükme bağladı." [313].
Eclako. Abdillah'dan, o da Zübeyyir'den, o da Cabir (r.a.) den rivayet etmiştir: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "İhramlı olan sırtlan avlarsa.ona bedel bir koç; geyik avlarsa bir koyun, tavşan avlarsa bir dişi keçi yavrusu; yaban faresi avlarsa bir oğlak (ceza olarak tasadduk eder)." [314]
Ravi diyor ki: Oğlaktan maksat, kendi kendine otlayacak duruma gelmiş olanıdır. [315]
Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
a) Hanefîlere göre: Kara hayvanlarından hilkati itibariyle evcil olmayanları -ister eti yenilen türden olsun, isterse yenilmeyen türden olsun fark etmez- ihramlı bulunanın avlaması, öldürmesi, yaralaması ve avlayana yardımcı olması haramdır. Ancak bunlardan saldırgan'olup insana eziyette bulunanları müstesna; yani onları, eziyet ve kötülüğünden korunmak maksadıyla öldurmekte bir sakınca olmadığı gibi, karşılığında bir ceza da ödemek gerekmez.
O halde hilkati itibariyle ehlî (evcil) olmayan ve insanlardan ayak veya kanatlarını kullanarak uzak duran kara hayvanlarım avlamak -ihramlıya, ihramda bulunduğu sürece- haram kılınmıştır. Deniz avı ise onun için mubah kılınmıştır. O halde deve, sığır, koyun ve keçi kara avı kapsamına girmediğinden ve hükatları itibariyle evcil olduklarından ihramlınm onları kesmesinde bir sakınca yoktur. Bunlar gibi evcil olarak üretilip yetiştirilen kaz, ördek ve tavuk da kara avı kapsamı dışında kalmakta ve ihramlı tarafından kesilmelerinde bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır,
Evcilleştirilen güvercin de kara avı kapsamına girer. Çünkü i hilkati itibariyle yabanî sayılır. Bunun gibi, evcilleştirilen geyik, deve- " kuşu, papağan ve benzeri yabani hayvanlar da ihramlı tarafından av-lanamaz, avlanıp öldürüldüğü takdirde veya normal şekilde kesildiğinde haram bir fiil işlemiş olunur ve bundan dolayı ceza gerekir.
Bunun aksine hılkatan (yaratılıştan) evcil olan deve veya sığır yabanileşirse, yine de avlanmasında bir sakınca yoktur. Köpek de böyledir. Yabanileşse bile evcil köpekler kapsamına girer ve ona göre hüküm uygulanır.
Avlanan hayvanlar, kara ve deniz olmak üzere ikiye ayrılır. Deniz hayvanları, denizde doğanlarıdır. Bunlar ister denizde^ isterse hem denizde, hem de karada yaşamlarım sürdürsünler fark etmez. Çünkü itibar doğup neşvü nema bulduğu yeredir. Kara hayvanları ise, doğup neşvü nema bulduğu yer, karada olanlardır. İsterse bunlar zaman zaman denizde, yani suda da yaşasınlar fark etmez.
Denizde (suda) yaşayan hayvanların hem muhrim (ihramlı) hem de helal (ihramlı olmayan) lar tarafından avlanması helaldir .Bunların ister eti yenilsin, ister yenilmeyen cinsden olsun avlanmalarında bir sakınca söz konusu değildir.
Kara hayvanlarının avlanmasına gelince: Bunlar, eti yenilen ve yenilmeyen olmak üzere ikiye ayrılırlar. Eti yenilenlerin ihramlı tarafından avlanması helal değildir. Geyik, tavşan ve benzeri hayvanlar bunlardan birkaçıdır. Yabanî eşek (zebra), tavşan, yabanî sığır ve eti yenen kuşlar da böyle.
Bunun gibi, ihramlınm hılkatan (yaratılıştan) evcil olmayan hayvanların avlanmasına işarette bulunması veya yol göstermesi de helal değildir.
Saldırgan olup tehlike arzeden, eziyet veren aslan, kaplan, kurt, çita, jaguar ve benzeri hayvanları ihramlınm öldürmesinde bi sakınca yoktur. Nitekim Resulüllah (s.a.v.) "Beş fasik, (zararlı) hayvan hill ve haremde ihramlı tarafından da öldürülür: yılan, akrep, fare, saldırgan (ve kuduz) köpek, garga.." buyurmuştur.
îhramlı kimsenin yabanî olan kara hayvanlarını avlaması söz konusu olunca, şu üç şıktan biriyle ilgilidir; Öldürmek, yaralamak veya öldürmeden, yaralamadan yakalamak.. [316]
îhramlı iken ister harem dahilinde, isterse hill kesiminde yabanî hayvan avlamak veya avlayana yol göstermek, yani hayvanı gösterip yardımcı olmak yasaklanmıştır. Buna rağmen böyle yapacak olursa, iki adil kimsenin takdir ve tesbitine göre kendisine ceza gerekir. Bu ceza, öldürülen hayvanın kıymeti dikkati alınarak belirlenir.
Takdir edilen kıymetle bir hayvan satın alınabiliyorsa, onu satın alıp Harem dahilinde keser; değilse takdir edilen parayla yiyecek maddesi satın alır ve alman madde buğday ise her fakire yarım sa'; üzüm, arpa veya hurma ise her fakire bir sa1 verir. Dilerse her sa' yerine bir gün oruç tutarak cezayı ödemiş olur. [317]
İmam Muhammed'e göre, avlayıp öldürdüğü hayvanın cüssesinin misliyle ceza takdir edilir. Mesela geyiğe bedel bir koyun, sırtlana bedel bir koyun, tavşana bedel bir dişi keçi yavrusu, devekuşuna bedel bir sığır, yabanî eşeğe bedel bir inek takdir edilir. Benzeri, misli olmayan hayvanlara karşılık ceza olarak para takdir edilir.
îhramlmın yabani hayvan avlama, öldürme konusunda bunu kasden işleyenle, unutarak veya yanlışlık yaparak işleyen arasında fark yoktur. [318]
b) Şafiîlere göre: Kara hayvanlarından eti yenilenlerden veya eti yenilenle yenilmeyenin birleşmesinden doğup meydana gelenlerden avlamak haramdır. Bu, Harem dahilinde sadece ihramlı için değil, ihramlı olmayan kimseler için de yasaklanmıştır. O bakımdan harem dahilinde kara hayvanlarından yabanî bir hayvanı avlayan kimse onun bir mislini ceza olarak ödemesi vacip olur. Mesela devekuşuna bedel bir sığır, yabanîsığıra ve bir de yabanî eşeğe karşılık bir inek, gazala (geyik, ahu) bedel bir dişi keçi, tavşana bedel bir dişi keçi yavrusu., ceza olarak ödenir. Ancak öldürülen yabanî hayvana karşılık ceza olarak takdir edilecek hayvanı iki adil kimse takdir eder. Misli olmayan hayvana bedel kıymet takdir edilir. [319]
c) Hanbelîlere göre: Kişi ihramlı iken kara hayvanlarının yabanî olanlarından birini avlayıp öldürürse, bu ister kasden, isterse hatâen olsun onun bîr benzerini ceza olarak Öder. Ancak açlıktan muztar durumda kalırsa, o takdirde avlayıp yiyebilir. Ayrıca saldırır da başka çare bulamaz da onu öldürürse, bundan dolayı bir ceza gerekmez. -
Şüphesiz bu ceza ancak ihramlıya gerekir. Aynı zamanda avlanan hayvanın eti yenilen bir türden olması sözkonusudur. Eti yenilmeyen bir hayvanı avlamaktan dolayı keffaret gerekmez. Sonra da avlanan hayvanın yabani olması şarttır. Evcil olup eti yenilen bir hayvanı kesmekte bir sakınca yoktur.
Böylece deniz avı ihramlı için de, ihramsız için de helal
kılınmıştır.
Karada yaşayan yabani hayvanlardan birini avlayan kimsenin, onun birbenzerini ceza olarak Ödemesi gerekir. Bunu da adil iki bilirkişinin takdir etmesi söz konusudur. [320]
d) Malikîlere göre: Harem dahilinde bir hayvan avlamak, ihramlıya haram kılınmıştır. Bundan dolayı şu üç cezadan biri gerekir:
1- Onun bir benzeri sayılacak davarlardan biri takdir edilir.
2- Bulamadığı takdirde kıymeti takdir edilerek yiyecek maddesi
alıp dağıtır.
3- Bunu da teminedemediği takdirde satın alınacak yiyecek maddesinin her müddüne karşılık bir gün oruç tutar.[321]
Tahliller ve Diğer Rivayetler
369 nolu Cabir hadisini aynı zamanda îbn Hibban, Ahmed rivayet etmiş; Hakim ise el-Müstedrek'te onu tahricen nakletmiş ve Tirmizî de bu rivayete yer vermiştir.
Buharı ve Abdülhak bu hadisi sahihi emişi erdir. Başkası ise, onun mevkuf olduğunu belirterek ta'lîlde bulunmuştur. Beyhakî, onunla ihticac yapılabilir diyerek sahih olduğunu belirtmiştir.
Ayrıca İmam Şafiî de bu hadisi mevkufen rivayet ettikten sonra sahihlemiştir. [322]
370 nolu Muhammed b. Sîrin hadisini îmam Malik, Abdülnıelik Karib'd;en rivayet etmiştir ki bu zat sika'dır. O bakımdan hadis ile tidlal edilmiş ve hükme medar sayılmıştır.
37'1 nolu Cabir hadisini îmam Malik Muvatta'da Cabir'den değil bû Zljbeyr'den rivayet etmiştir. îmam Şafiî de sened-i sahihle mer'âjen rivayet etmiştir. [323]
eyhaki ise, İbn Abbas (r.a.) dan rivayetle, onun tavşan akkında, dişi keçi yavrusu ile hükmettiğini belirtmiştir, imam Şafiî ;e, Dahhak tarikiyle yaptığı rivayette Ibn Abbas'm (r.a.) tavşan akkında bir koyurt keffaret verilmesiyle hükmettiğini belirtmiştir. [324]
Cabir'in bu hadisini aynı zamanda Beyhakî ile Ebû Yala tahric tmişlerdir. Ancak Darekutnî bunu İbrahim es-Sâiğ, imam Şafiî ise lalik tarikiyle rivayet etmiştir.
372 nolu Eclah hadisi üzerinde hayli durulmuştur: İbn Maîn: el-Eclah sikadır" derken, îbn Adiyy onu saduk olduğunu belirtmiştir. Cbû Hatim ise, "el-Eclah hadisiyle ihticac edihnez" demiştir. [325]
Çıkarılan Hükümler
1- Ihramı bulunan kimseye karada yaşayan hayvanları avlan-nak haram kılınmıştır.
2- Kara hayvanlarından maksat, evcil olanlar değil, yabani banlardır.
3- Deve, sığır, koyun ve keçi evcil hayvanlardır ve ihramlı kimsenin bunları kesip yemesinde bir sakınca yoktur.
4- Kara hayvanlarından yabani olanlarını -eti yenilen türden olsun, yenilmeyen türden olsun- ihramhnm avlaması veya avlayana yardımcı olması haramdır. Bu, İmam Ebu Hanife'ye göredir. îmam Şafiî'ye göre, eti yenilenlerin avlanması yasaktır.
5- Deniz avı helaldir. îhramlı kimse arzu ettiği tadirde deniz hayvanlarını avlayıp yiyebilir.
6- Karada yaşayan yabanî hayvanlar saldırgan olup tehlike arzederse ihramlının kendini koruması için onu öldürmesinde bir-sakınca görülmemiştir. Müctehidlerin çoğuna göre bu durumda öldürdüğü hayvana karşılık bir ceza da gerekmez.
7- Hilkati itibariyle evcil olmayan kara hayvanları tahı&m kapsamına girer. Bunlar evcilleştirilseler bile, yine de yabani sayılırlar.
8- Hılkatan evcil olan deve, sığır, keçi ve koyun gibi hakanlar yabanileşse bile yine de evcil hayvanlar kapsamına girer ve kesilip yenilmesi helal kabul edilir.
9- îhramlı kimsenin hem Harem dahilinde, hem de hanimde kara avı yapması yasaktır. Aksi halde ceza ödemesi gerekir.
10- îhramlmm kara avından öldürdüğünün bir benzeri keffaret olarak ödenir. Bunu da iki adil kimse takdir eder.
11- Öldürülen kara hayvanı ister kasden, isterse hatâen öldürülsün fark etmez; her ikisinden dolayı keffaret gerekir.
12- îhramh, karada avladığı hayvana karşı benzeri bir hayvan keffaret olarak öder. Bunu bulamazsa, kıymeti takdir edilerek yiyecek maddesi alınır ve her fakire yarım veya bir sa1 verilir. Bunu da yapamazsa, her yarım veya bir sa'a karşılık bir gün oruç tutar. [326]