Barla
Mon 20 December 2010, 02:10 pm GMT +0200
İftarda ‘birkaç çeşit yemek’ hüznü
Cennetle müjdelenen 10 sahabeden biri olan Abdurrahmân bin Avf (r.a)’ın oruçlu olduğu bir gün, iftar sofrasına birkaç çeşit yemek konulmuştu. O bundan müteessir oldu ve gözyaşları içinde şöyle dedi:
“Mus’ab bin Umeyr -radıyallahü anh-, Uhud savaşında şehid edildi. O benden daha faziletli idi. Ama kefen olarak bir hırkadan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Şimdi ise bize dünyâlık olarak her şey verildi. Doğrusu hayırlarımızın karşılığının dünyâda verilmiş olmasından korkuyorum. (Acaba kazandığımız ecirler âhiretten noksanlaştırılıp bu dünyâda mı veriliyor?!)”
Abdurrahman bin Avf -radıyallahü anh- bu sözlerinin ardından, mahzun bir şekilde sofrayı terk etti.
(Buhârî, Cenâiz, 27)
Cennetle müjdelenen 10 sahabeden biri olan Abdurrahmân bin Avf (r.a)’ın oruçlu olduğu bir gün, iftar sofrasına birkaç çeşit yemek konulmuştu. O bundan müteessir oldu ve gözyaşları içinde şöyle dedi:
“Mus’ab bin Umeyr -radıyallahü anh-, Uhud savaşında şehid edildi. O benden daha faziletli idi. Ama kefen olarak bir hırkadan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Şimdi ise bize dünyâlık olarak her şey verildi. Doğrusu hayırlarımızın karşılığının dünyâda verilmiş olmasından korkuyorum. (Acaba kazandığımız ecirler âhiretten noksanlaştırılıp bu dünyâda mı veriliyor?!)”
Abdurrahman bin Avf -radıyallahü anh- bu sözlerinin ardından, mahzun bir şekilde sofrayı terk etti.
(Buhârî, Cenâiz, 27)