- İddetin sonuçları

Adsense kodları


İddetin sonuçları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Sun 23 January 2011, 04:28 pm GMT +0200
2. İddet'in Sonuçları


a- İddet Yeri ve Nafaka
 


Cenâb-ı Hak "Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücü­nüz nisbetinde, kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sok­mak için zarar vermeye kalkışmayın. Eğer gebe iseler, doğum yapmala­rına kadar nafakalarını verin" [72] buyurduğu için fıkıh alimleri, ric'î talâk ile boşanan kadın ile gebe kadının iddetlerinin bitimine kadar kendilerine hem nafaka, hem yer temini vücubunda müttefik iseler de, kesin talâk ile bo­şanan kadına -gebe olmadığı zaman- nafaka ve yer temini vücubunda ihtilâf ederek üç gruba ayrılmışlardır. Kimisi «îddeti bitinceye kadar ona hem nafa­ka, hem yer temini vacibtir» demiştir ki, Küfe uleması bu görüştedirler. Kimisi «Ne nafaka ve ne de yer temini vacib değildir» demiştir. Bunu da İmam Dâvûd, İmam Ahmed, Ebû Sevr, îshak ve bir cemaat söylemişlerdir. Kimisi de «Yer temini vacibtir, fakat nafaka vacib değildir» demiştir. Bu da îmam Mâlik ile İmam Şafii'nin görüşüdür.

Bu ihtilâfın sebebi, Fatımabinti Kays'ın hadisine dair rivayetlerin değişik olmasıyla, bu hadisin Kur'an-ı Kerim'in zahiriyle çelişmesidir. «Ne nafaka, ne yer temini vacib değildir» diyenler, Müslim'in Fatma binti Kays'tan getirdiği «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in zamanında kocam beni üç talâk ile boşadı. Bunun üzerine Peygamber (s.a.s) Efendimiz'e gittim. Peygamber (s.a.s) Efendimiz bana, ne yer temini, ne de nafaka düşmediğini söyledi» [73] hadisiyle istidlal etmişlerdir. Bu hadisin bazı rivayetlerinde, «Peygamber (s.a.s) Efendimiz Fatma'ya,

'İddet çekmek için yerin temin edilmesi ile nafakanın verilmesi ancak kocasının kendisini, nikâhı altına döndür ebilecegi kadına düşer' buyurdu» [74]şeklindedir ki bu görüş, Hz. Ali, îbn Abbas ve Câbir b. Abdullah'tan rivâyet olunmuştur. «Kendisine yer temini vacibtir. Fakat nafaka düşmez» di­yenler de tmam Mâlik'in Muvatta'da rivayet ettiği yine aynı hadis ile ihticac etmişlerdir. Zira Muvatta'daki rivayete göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz, Fatma'ya,

«Senin için nafaka ona düşmez» [75] demiş ise de, ona, Ümm-ü Mektum oğlunun evinde iddetini tamamlamasını emrede­rek «Yer temini düşmez» diye söylememiştir. Bunun için "Boşadığınız, fa­kat iddeti dolmamış kadınları kendi oturduğunuz yerde oturtun" âyet-i kerimesi umumunda kalmıştır. Derler ki: «Bu kadının ağzı bozuktu. Bunun için Peygamber (s.a.s) Efendimiz ona, Ümmü Mektum oğlunun evinde idde­tini tamamlamasını emretmiştir.

«Bu kadına hem yer temini, hem nafaka düşer» diyenler de, yer temini vücubu hususunda "Onları oturduğunuz yerde oturtun" âyet-i kerimesi­nin umumuna dayanmışlardır. Nafaka vermenin vücubu hususunda da «Çünkü ric'î talâk ile boşanan, gebe olan ve evli kadınlara yer temini vacib olduğundan nafaka da vacib olmuştur. Kısacası, nerede yer temini vacib ise, nafaka da vacibtir» demişlerdir. Rivayet olunduğuna göre Hz. Ömer, Fatma binti Kays hakkında, «Biz bir kadının sözü için Peygamber (s.a.s) Efendi-miz'in hitabıyla sünnetini bırakamayız» demiştir. Hz. Ömer bu sözü ile "On­ları oturduğunuz yerde oturtun" âyet-i kerimesini kasdetmiştir. Aynca herkesçe bilinmektedir ki, Peygamber (s.a,s) Efendimiz nerede «Yer temini vacibtir» demiş ise «Nafaka da vacibtir» demiştir [76] Bunun için bu mes'ele hakkında en iyisi, ya -âyetin umumu ile Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in sün­netine bakarak «Her ikisi de düşer» demek ya da Fatma binti Kays hadisinin delaletiyle kesin olarak boşanan kadını âyet-i kerimenin umumundan istisna etmektir. Nafaka ile yer temini arasında ayırım yapmak ise -delili zayıf oldu­ğu için- zordur.

Şu da bilinmelidir ki, boşanma, ölüm ve tahyir edildikten sonra azadla-nan cariyenin kendini boşaması yollan ile vaki olan ayrılmalarda iddet lazım geldiğinde ittifak vardır. Fesih yoluyla vaki olan ayrılmalarda ise, iddet la­zım gelip gelmediğinde ihtilâf edilmiştir. Cumhur bunda da iddet lazım gel­diği görüşündedir. [77]


[72] Talâk, 65/6.

[73] Müslim, Talâk, 18/6, no: 1480.

[74] Nesâî, 6/144; Tahâvî, Şerhu Meâni'l-Âsâr, 3/69; Dârckutnî, 4/22, no: 63.

[75] Mâlik, Talâk, 29/23, no: 67.

[76] Bu konuda hadis yoktur.

[77] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/83-84.