sumeyye
Sun 9 October 2011, 02:42 pm GMT +0200
İdareciliğin, Daha İyi Kur'an Okuyana, Yaşlıya ve Soyluya Takdim Edilmesi
2060. Ebû Hureyre naklediyor: Peygamber (sallahu aleyhi veselkm) bir defasında bir askeri müfreze göndermişti. Müfrezedekilere Kur'an okuttu, önce yaşlı biri okudu, arkasından da bir genç okudu, Peygamber (sallallahu aleyhi veseUem) genci müfreze komutanı tayin etti. Bunun üzerine yaşlı: "Ben ondan daha yaşlı iken onu komutan tayin ettin" deyince Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "O senden daha çok Kur'an biliyor" buyurdu. (Ahmed b. Menî') [20]
2061. Habîb b. Ebî Sabit, Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan naklen şunları rivayet ediyor: Ömer b. el-Hattâb ile Mekke'ye doğru yola çıktım. Bizi Mekke valisi Nâfî' b. Alkame karşıladı. Ömer'in amcazadesi olarak bilinirdi. Ömer ona: "Yerine kimi bıraktın?" diye sordu, o da: "Abdurrahman b. Ebzâ'yı" cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Kureyş'in ve Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'in ashabının bulunduğu bir yerde, mevâliden (azadlı kölelerden) birisini mi bıraktın?" diye çıkıştı. Nâfî de: "Evet, onu Allah'ın Kitabını daha iyi okuyan birisi olarak gördüm. Mekke de insanların yoğun bir şekilde ziyaret ettiği bir şehir, dolayısıyla insanların, Allah'ın Kitabını, okuyuşu güzel olan birisinden işitmelerini istedim" dedi. Bunun üzerine Ömer: "Çok iyi düşünmüşsün. Allah Teâlâ bu Kur'an-ı Kerim'le bazı toplulukları yüceltir, aynı Kur'an'Ia da bazı toplulukları alçaltır, Abdurrahman b. Ebzâ da Allah Teâlâ'nın Kur'an'ı Kerim'le yücelttiği kimselerdendir" dedi. (Ebû Ya'fa)
Ricali güvenilir kimselerdir. Hadisin rivayetinde bir sıkıntı mevcuttur, şöyle ki: Abdurrahman b. Ebzâ anılan döneme yetişmemiş birisidir. Hadisi Müslim, ez-Zührî'den, o da Ebû Tufeyl'den, o da Ömer'den başka ifadelerle nakletmiştir, o rivayette anılan olay anlam olarak yer almıştır. İçerisinde şu ifadeye yer verilmiştir: "Onu, Nâfî' b. Abdüiuzza el-Huzâî karşılamıştır." Mahfuz olan rivayet budur. [21]
[20] Bûsîrî, Mûsâ b. Ubeyde er-Rabezî'nin zayıf oluşuna binâen hadisi zayıf telakki etmiştir.
[21] Bûsîrî râvilerini tevsik etmekle yetinmiştir.