- İçtihat Hukuku

Adsense kodları


İçtihat Hukuku

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Sun 12 August 2012, 03:13 pm GMT +0200
İçtihat Hukuku

Bu, hukukçuların ve müçtehitlerin, sabit hü­kümlerden içtihat yoluyla elde ettikleri neti­celeri (istinbatîan) içine alır. Bu hükümler, birinci kısmın değiştirilememesine karşılık, ictihad yoluyla tebdil ve tağyir edilebilirler.

Kur'ân, İslâm Hukuku'ndaki hükümlerin ilk kaynağı kabul edilir. Temel İslâmî prensipler, İslâm Hukukuna ait hükümler koymuşlardır. Ona bütün hükümlerde başvurulur, çünki, o en üstün kaynaktır. Herhangi bir içtihat, ka­nun ya da organ, Kur'ân'ın koyduğu temel kaidelere aykırı hareket edemez.

Devlet başkanı veya halifeden Kur'ân hü­kümlerine aykırı bir hüküm sâdır olursa, bu hüküm bağlayıcı kabul edilemez, bâtıldır, devlet başkanı ondan dönmeye mecburdur. Aksi halde, temel anayasaya aykırı hareket etmiş olur, Hilâfetten azli gerekir. Kur'ân'ın, ortamların ve asırların farklı olması sebebiyle Ulü'l-emrt terk ettiği hükümlerin cüz'i kı­sımlarına karşı olmadığı söylenebilir. Fakat karşı olduğu ve devlet başkanının ona aykırı hareket edemiyeceği işler de vardır. Çünki, bunlar tebdil ve tağyir kabul etmez temel prensiplerdendir.

Sıra ve üstünlük bakımından Kur'ân'dan son­ra sahih Peygamber sünnetleri gelir. Bunların yeri Kur'ân yeri gibidir; onlara aykırı hareket edilemez, çünki Kur'ân ve sünnet her ikisi de islâm Hukukunun iki ana kaynağıdır- Bazı âlimler, sünnette yer alan bütün hükümlerin, açıklama ya da genel hükmlerin tatbiki yo­luyla Kur'ân'a râcî olduğunu belirtmektedirler. (Abdülvahhab Hallaf, Hülasatün an Ta~ rihi't-Teşri' V l-Islâmî, s. 41).

Kur'ân ve sahih sünnetlerden alınan bu ana­yasa hükümleri, idare edenler ve idare edilen­ler için bağlayıcıdır. Ayrıca bu hükümlerin mutlak hâkimiyetleri vardır. Devlet başkanı onların dışına çıkamadığı veya onlara aykırı hareket edemediği gibi, seçilmiş heyetler ya da, kaza organı şeklinde olsun, halkın temsil­cisi heyetler, bu hudutlardan dışarı çıkamaz, onlara aykırı veya onları iptal eden bir kanun kabul edemezler.

Devlet başkanı, devlet ve bütün yasama or­ganları doğrudan doğruya naslardan alınan bu temel kaidelere tabidirler. Bütün bu kuru­luşlar, toplum menfaatine uygun diğer işlerde görüş bildirme ve içtihat yapma haklarına sa­hiptirler.

Meselâ; şûra prensibi temel bir prensip olup, devlet başkanı ona aykırı hareket edemez ve­ya onu iptal edemez. Fakat o, bu prensibi, doğrudan veya dolaylı halkın temsil edilmesi, yahut devletteki bazı siyasî meselelere ait halkın görüşünü bildirmesi yollarıyle gerçek­leştirecek sosyal şartlara uyarak uygun yolu seçebilir.

Bu belirtilenler bize göstermiştir ki, İslâm na­zarında devlet, anayasaya, yâni sahih naslar­dan alman İslâm Hukukuna tâbidir. Devlet başkanı İslâm Hukukunun belirttiği bu hudut­lardan dışarı çıkamaz, işi bu hükümlerin tat­bikine inhisar eder. Ancak o, bu hükümlere aykırı olmayan meselelerde toplum menfaati­ni gerçekleştirecek ve sosyal çevreye ve za­manın şartlarına uyarak içtihat yapabilir. (Fa­ruk en-Nebhan, Nizamül-hükm fi' l-Islâm).